Hatay’da yıkımın ve can kaybının olmadığı köyün muhtarı: Yerleşimimiz uygun
Kahramanmaraş merkezli meydana gelen depremlerden en ağır etkilenen Hatay’da, can kaybı ve yıkımın yaşanmadığı Vakıflı köyünün muhtarı BirGün’e konuştu. Muhtar Berç Kartun, “Burada yıkım ve can kaybının olmaması yerleşimin uygunluğundan” dedi.
Asena TUNCA
BirGün, Hatay'ın Samandağ ilçesine bağlı 35 haneden oluşan 130 nüfuslu olan ve depremin ardından can kaybı ve yaralanmanın yaşanmadığı, Türkiye'nin son Ermeni köyü olan Vakıflı köyüne gitti.
MERKEZDEKİ HASARIN SEBEBİ YANLIŞ PLANLAMA
Merkez üssü Maraş olan depremden en az hasarla kurtulan Musa Dağı eteklerindeki Ermeni köyünün 30 yıldır muhtarlığını yapan Berç Kartun, "1900'lerde yerleşim Musa Dağı'na doğruydu. Samandağ tamamen tarım alanıydı. Sonradan yanlış planlama ile tarım alanları ev oldu. Zemin elverişli olmadığında yıkılmaya mahkûm oldular. Burada yıkım ve can kaybının olmaması yerleşimin uygunluğundan" dedi.
Köydeki çocuklar ve annelerini patrikhaneden sağlanan otobüs ile tahliye ettiklerini ve çocukların depremden etkilenmemesi için uğraştıklarını belirten Kartun, hasarlı evlerde kalmadıklarını ve yeniden olabilecek bir depremden duydukları endişeyle köyün girişnde bulunan çay bahçesinde barındıklarını söyledi.
Az sayıda evin hasar aldığı köyde, kilise de hafif hasar aldı. Ancak kilisenin hasar alan tek kısmı, aslına benzetilmeye çalışılarak betonla doldurulan yan duvarı oldu. Kilise cemaatindeki Vakıflı köyü sakini Misak Hergel kiliseye ilişkin şunları anlattı: "Vakıflı, Musa Dağı eteklerinde bulunan 6 köyden sonuncusu. Köy 1903 yıllarında kurulmuş. Kilise ise 1910 yılında faaliyete başlamış. Eski kilise yıkılmaya yüz tuttuğundan 1996'da dönemin patriğinin başvurusu üzerinde bu kilise bugünkü formunu kazandı. Kilisede tamiri kolay olan ancak maliyetli hasar var. Onun dışında bir sorun bulunmuyor."
HASAR AZ OLSA DA KORKUYORUZ
Köy halkının eve girmediğini aktaran Hergel, "Çok karmaşık bir depremdi. Hasar az olsa da evlere girmiyoruz. Artçı depremler bile yıkıcı olduğundan oluşturduğumuz 2 toplanma alanında yaşıyoruz. Buraya yardım 3'üncğ gün gelebildi. Elektrikler kesildi, iletişimimiz koptu. Yetkililer ve yardım gönüllüleri 3'üncü günden sonra gelebildi. Sıkıntılar nispeten azaldı. Şimdiki sıkıntımız soğukla mücadele" diye anlattı.