İstanbul Auto Show 2017, kapılarını, sergilenen yeni model otomobillerden daha çok, fuara katılmayan markalar ve fuarın temasından uzaktaki olduğu tartışmalarının gölgesinde kapattı

Hayaller elektrikli gerçekler hibrit

ERSOY YAŞAR ersoy@otosafari.com Mersysr - www.otosafari.com www.youtube.com/otosafari

Bu yıl ‘Geleceğe yakından bak’ teması altında gerçekleştirilen ve 30 Nisan’da sona eren İstanbul Auto Show 2017 fuarının kapılarını açtığı hafta okurların merakını -bir nebze olsun- gidermek amacıyla, fuarda yer alan marka ve modellere dair bir seçkiye yer vermiştim. Sayfanın 15 günde bir yayımlanmasından ötürü, fuarla ilgili detaylı değerlendirmeyi ise bu haftaya bıraktım.

Öncelikle, Türkiye’nin otomotiv gündemini küresel örnek ve uygulamalarla kıyaslayarak fuarın markalara, ‘yeni modelleri vitrine çıkarabilme, marka imajını güçlendirme ve sıcak satış yapabilme’ olanakları sağladığı kadar, ziyaretçilerin ‘yeni teknolojilerle buluşma’ beklentisini karşılamadığını söyleyebilirim. Elbette, İstanbul’un yanı sıra farklı şehirlerden gelen otomobil tutkunlarının yeni modelleri yakından görmeleri, satın alma kararı öncesinde detaylı olarak incelemeleri adına bu fuar önem taşıyor. Ancak söz konusu ‘geleceğe yakından bakmak’ ise ODD (Otomotiv Distribütörleri Derneği) çatısı altında yer alan ve sayısı 40’ı aşan markalardan yalnızca 19’unun katıldığı fuarda, çok yakın gelecekte yollarda göreceğimiz -sürücüsüz bir yana- elektrikli otomobiller dahi yok denecek kadar azdı.

Otomobil üreticileri markaların yer aldığı ana salonların dışında, teknoloji paydaşlarının konumlandırıldığı yan salonlarda, otomotiv teknolojileri üreten girişim ve firmalara da rastlamak mümkün değildi. Elektrikli otomobiller için şarj istasyonu hizmeti sağlayan bir marka dışında, doğrudan otomotiv sektörü ile ilişkili ‘yeni nesil’ ürün veya hizmet geliştiren bir üretici ile karşılaşmak da mümkün olamadı. Otomotiv üzerine yayın yapan medya kuruluşları için ayrılmış ‘Basın Sokağı’nda ise birçok standın açılmadığını görmek üzücüydü.

Konsept otomobiller vitrinde
Ana salonlarda yer alan üç üretici markanın stantlarında, geleceğe dair teknoloji ve tasarım çizgilerini yansıtan ‘konsept’ otomobiller dikkat çekiyordu. Nissan, Cenevre’de duyurduğu ‘Intelligent Mobility’ vizyonu kapsamında geliştirilen sıfır emisyon değerine sahip konsept elektrikli ‘BladeGlider’ otomobilini sergileyerek dikkat çekti. Otomobili sürdürülebilirlik çerçevesinde değerlendirip dört aşamalı bir gelişimle topluma entegre etmeyi hedefleyen bir vizyona sahip olmasına karşın marka, küresel pazarlarda başarılı bir grafikle rekabet eden elektrikli Leaf modeline stantında yer vermemişti.

Renault-Nissan ittifakının diğer paydaşı Renault, konsept elektrikli otomobili Trezor’u fuarda sahneye çıkarırken, iki elektrikli modele de stantında yer verdi. Renault’un iki kişilik elektrikli Twizy modeli daha önceki fuarda olduğu gibi bu yıl da stanttaydı. İlk nesli kısıtlı menzili ve batarya kiralama uygulamasından ötürü belirli bir kullanıcı kitlesi tarafından tercih edilen elektrikli ZOE modelinin menzili artırılmış Z.E.40 modeli de stantta yer alıyordu. ZOE modelinin Türkiye’de pazara verileceği tarih ve satış fiyatının belirsizliği, Türkiye’de elektrikli araç pazarının öncü oyuncularından biri (BMW de elektrikli i3 ile yer alıyor) olan markanın, sektörün Türkiye’deki tek fuarında elektrikli ulaşımı yakın gelecekte stratejik öncelikleri arasında görmediğini düşündürdü.

Konsept otomobiller arasında ilgi çeken bir diğer model ise Alman üretici Mercedes-Benz’in elektrikli Maybach Vision 6 modeli idi. Diğer konsept modeller gibi bu otomobil de fütüristik çizgileriyle fuarın ilgi odağıydı. Mercedes-Benz de fuarda elektrikli sürüş özelliklerini öne çıkaran ve küresel otomobil fuarlarında boy gösterdiği farklı serilerinden elektrikli otomobillere yer vermemeyi tercih etmişti.

İyi ki hibritler var
Hyundai’nin Avrupa’da tam elektriklisini de satışa sunduğu Ioniq’in hibrit modelini Türkiye pazarıyla tanıştırmasını ise fuarın kazanımlarından biri olarak görüyorum. Avrupa’da Outlander PHEV (Plug-in Hybrid) modeli ile başarılı bir satış grafiği yakalayan Mitsubishi’nin bu otomobilini fuarda neden sergilemediği ise yanıt bulamadığım sorulardan birini oluşturdu.

Toyota’nın Türkiye’de ürettiği CH-R ile birlikte, standında tüm hibrit otomobillerine yer vermesi ve 2017’yi Türkiye’de ‘hibrit yılı’ olarak ilan etmesini ise (Plug-in hibritleri ve hidrojen yakıt hücreli otomobili Mirai’yi göremesem de) fuarın en cesur hamlesi olarak övgüye değer bulduğumu söylemeliyim.

Dünyada yenilenebilir enerjinin, sürdürülebilirlikle birlikte tüm otomobil üreticilerinin odağında yer aldığı günümüzde, otomotiv teknolojilerinin yönünün değiştiği kaçınılmaz. Gün geçmiyor ki elektrikli veya sürücüsüz otomobillerle ilgili bir gelişme gündemi meşgul etmesin. Bu hafta yer vereceğim haberler de bu gelişmelere vurgu yapar nitelikte olacak.