Geçtiğimiz yıl gösterime giren ve Maradona’nın kişisel arşivinden görüntüler ve kendisinin desteği ile hazırlanan HBO belgeseli Diego Maradona, tam da bir selam duruşudur giderayak ona. “Yüzyılın golü” ile efsane olmuş futbolcu, sinemada da hak ettiği yeri buldu

Hayat bir Tombala

MURAT TIRPAN

Çocukken izlediğim İngiltere-Arjantin Dünya Kupası maçında Maradona'nın İngiliz savunmasını ipe dizip attığı “yüzyılın golü”; azmin ve meydan okumanın en güzel örneğidir. Kozmik bir gezegenden gelmiş bu adamın mahallenin tüm çocuklarının Maradona ismini almasına neden olan golünü gördüğümde nasıl şaşırdığımı unutamam. Diğer gollerini, paslarını da elbette...

Ama ona dair beni en çok etkileyen an, Emir Kusturica'nın Maradona belgeselinde Manu Chao'nun onun için yazdıkları "La Vida Tombola" şarkısını dinlediği andır. Chao, en sokak şarkıcısı haliyle "Eğer Maradona olsaydım/Herhangi bir kalecinin karşısında/ şaşmazdım yolumdan" derken Maradona'nın yüzündeki duygusal ifade her şeyi anlatır. Buenos Aires'in gecekondu kasabası Villa Fiorito'dan çıkan bu sokak çocuğu kim ne derse desin yolundan şaşmamıştır. İstediği yere varmış ve sonra yavaş yavaş oradan inip Diego'ya dönüşmüştür. Chao'nun dediği gibi "Herhangi bir yerde kayıplara karışmış"tır. Aynı belgeselde konuşurken en sevdiği filmin Raging Bull olduğunu söyler Maradona. Gerçekten de hikâyesi, şampiyonluktan bar komedyenliğine uzanan bir kadere sahip Jack La Motta'ya fena halde benzer. Tıpkı Scorsese'nin filminde yaptığı gibi şampiyonlukları yaşadığı mutlu anılar renkli, hayat filminin diğer kısımları ise siyah beyazdır.

Kusturica'nın 2008 yapımı belgeseli (Maradona by Kustirica) ne Maradona'nın hayatını ne de onun futbolcu yönünü anlatır, yönetmenin hayranı olduğu futbolcuyla geçirdiği samimi vakitleri gösterir, bu kadar. Tam çok sıradan bir şey izlediğinizi düşünmeye başlarken Kusturica'nın Maradona ile top sektirdiği sahnede meseleyi anlarsınız, Kusturica için yaptığı şey bir belgesel olmaktan çok onunla olabilmeyi, top oynayabilmeyi belgelemek ve bunu aynı şeyi arzulayan birçok insanın yerine yapmaktır.

hayat-bir-tombala-809850-1.

SERT BİR GERÇEKLİĞİ TEMSİL EDER

Maradona'ya hayran olmak Hollywood'un ideolojik başarı hikâyelerinden bıkmış bizler için kurgunun el değemediği sert bir gerçekliği temsil eder. Gecekondu mahallelerinden tepeye çıkabilme imkânının temsilidir o. Bu anlamda birçok hayata ilham vermiş, birçok hayat kurtarmıştır. Hayat kurtarmaktan bahsetmişken "sineması fazla güzel" bir hikâyeye kıralım dümeni. Ünlü İtalyan yönetmen Paolo Sorrentino'nun da -ki kendisi Napolili ve elbette bir Maradona fanıdır- hayatını kurtarmıştır Maradona. On altı yaşındayken Sorrentino ailesiyle her zaman yaptıkları gibi dağ evlerine tatile gidecektir. Ancak o gün Empoli'de Maradona ve S.S.C Napoli'nin maçı vardır. Futbol düşkünü bir genç olan Sorrentino sırf Maradona'yı izlemek için ailesiyle tatile gitmez ve o gece evde çıkan bir kalorifer patlamasında onları kaybettiğini öğrenir.

Sorrentino için bu kadar ayrı bir yeri vardır Maradona'nın ve yıllar sonra yaptığı filmlerden birine, yaşlılık hakkındaki Youth'a (2015) dahil eder futbolcuyu. Sonrasında da hâlâ beklemede olan ve bir efsanenin oluşumunu anlatan bir "Bildungsroman" diye tanımladığı Netflix işi The Hand of God'ı çekmeyi planlar.

Sorrentino Oscar aldığında da en çok ona teşekkür eder. Youth'ta bir havuz sahnesinde, filmin kahramanı bir çocuğa solaklıkla ilgili açıklamalar yaptığı sırada yaklaşıp "Ben de solağım" diyerek muhabbete giren Maradona'yı kahramanına susturtur. Dünya biliyordur onun solak olduğunu zaten (Tanrı'nın sol elidir), yaşlılık üzerine yapılacak bir sohbete dahil olmamalıdır. O, filmin efsanevi bir sahnesinde olduğu gibi göbeği çıkmış halde de olsa hep tenis topuyla antrenman yapabilecek kadar güçlü biridir Sorrentino'nun gözünde. Napoli'de geçen Youth'ta aslında Maradona'nın oynamasını istemiştir, hatta Napoli halkı bütçeyi denkleştirmek için para toplamaya kalkmıştır ama bu gerçekleşmez, Maradona'yı ona çok benzeyen Roly Serrano canlandırır.

Kusturica'nın yapmadığı biyografik denemeyi yıllar sonra daha önce benzerini Senna ve Amy belgesellerinde başarmış yönetmen Asaf Kapedia yapacaktır. Geçtiğimiz yıl gösterime giren ve Maradona’nın kişisel arşivinden görüntüler ve kendisinin desteğiyle hazırlanan HBO belgeseli Diego Maradona (2019), tam da bir selam duruşu olur giderayak ona. Belgesel onun Arjantin'den çıkışını, Napoli'de bir kahraman dönüşmesini, mafyayla olan ilişkilerini ve elbette uyuşturucu bağımlılığını samimi bir dille gözler önüne serer. Maradona'nın politik tutumuna yer vermekten de kaçınmaz.

hayat-bir-tombala-809851-1.

Beyazperdede göründüğü başka anlar da var büyük futbolcunun. Mesela Tifosi (Taraftar, 1999) adlı bir ticari filmde de uzun uzun rol kesmiştir, elbette kendisini oynayarak. Her ne kadar film çok önemli olmasa da futbol hayranları için son derece keyiflidir. Filmin son sahnesinde Maradona, ondan bekleneceği gibi Napoli'nin o klasik "O mamma" marşı eşliğinde top sektirerek tüm farklı karakterleri birleştirir, tıpkı bizlere yaptığı gibi.