Hayatın emekçisi Sevgi Soysal

2018 yılını Sevgi Soysal’a adayan Nilüfer Belediyesi’nin, usta yazara yönelik yıl boyunca düzenlediği etkinlikler ‘Hayatın Emekçisi Sevgi Soysal Sempozyumu’ ile sonuçlandı.

Yılın Yazarı buluşmalarıyla düzenlenen 31 oturumda genç kuşağın Sevgi Soysal’la tanıştığını belirten Nilüfer Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, Sevgi Soysal’ın ele alındığı ve her yaştan insana yönelik düzenlenen 78 etkinlikte de 4 bin 286 kişiye ulaştıklarını vurguladı.

Bu kapsamda gerçekleştirilen Bursa Liselerarası Kitap Kapağı Tasarım Ödülü’ne bu yıl 32 liseden 726 öğrencinin başvurduğuna dikkat çeken Başkan Bozbey, bu sayede 2 bin 333 öğrenciyle bağ kurulduğunu ifade etti. Başkan Bozbey, “Sevgi Soysal’ın ‘Tutkulu Perçem’ adlı eseri, birinci olan kitap kapağı tasarımıyla, tekrar basıldı. Bu yıl da Öğretmenler Günü’nde 10 bin öğretmenimizi bu yeni kapak tasarımıyla basılan kitapla buluşturduk” dedi.

Sevgi Soysal anısına düzenlenen Yılın Yazarı Öykü Ödülleri’ne Türkiye’nin dört bir yanından 640 öykünün katıldığına da dikkat çeken Başkan Mustafa Bozbey, sempozyumda sunulan bildirilerin, Nilüfer Belediyesi Kütüphaneleri tarafından kitap haline getirilerek, ilgililere ücretsiz dağıtılacağını belirtti.

‘Sevgi Soysal Okuyoruz’
Sempozyum kapsamında bir de sergi açıldı. Küratörlüğünü Emre Senan’ın yaptığı ‘Sevgi Soysal Okuyoruz’ isimli sergi Nâzım Hikmet Kültürevi’nde izlenime açıldı. Sergide, Sevgi Soysal’ın eserlerinden alıntılar, yaşamından fotoğraflar, mektuplar ve belgeler yer alıyor. İlk günden büyük ilgi gören sergi 6 Ocak’a kadar açık kalacak.

***

Funda Soysal: Ben annemi annem olarak değil, bir yazar olarak, kitapları ve yazdıklarıyla, okuyucularından biri olarak tanıdım. Ben, onunla ilgilendikçe, merak edip araştırdıkça, annem gittikçe canlandı kafamda. Annem üzerine bir şeyler yazmışsam, kendi öğrendiklerimi, diğer okuyucularla da paylaşmak istediğimdendi.

Semih Gümüş: Sevgi Soysal, 1960’lı yıllar içinde hem yaşadığımız toplumsal hayatın değerleri ve ölçütleri hem de dönemin edebiyatının değerlerinin dışında bir yazardı. Yazdıkları ve düşünce biçimiyle o dönemin anlayışının dışına çıkmıştı. Yani aykırıydı. Pek çok eleştiriyle karşılanmıştı. Daha sonra Yenişehir’de Bir Öğle Vakti eseriyle, edebiyat kamuoyu ve geniş bir çevre tarafından onaylandığını görmeye başladık. Herkes çok olumlu sözler ediyor, yazılar yazıyordu.

Latife Tekin: İstanbul’a geldiğimde 9 yaşındaydım. Sevgi de o yıllarda göçle gelen insanları yazıyordu. Aslında ben, Sevgi Soysal’ın bir roman kahramanıyım. Ben onun roman kahramanıyım ama o da benim bir yazar olarak kahramanım. 12 Mart döneminde politik hareketi eleştirmesi, yüzleşmeye çalışması ve benim 12 Eylül sonrası Gece Dersleri’ni yazmış olmam neredeyse kardeşlik duygusunu yansıtıyor iki kadın edebiyatçı olarak.