Hayvan hakları yasası çıkmadıkça hayvanlara karşı her türlü istismar ve şiddet artmaya devam edecek. Bu şiddeti ve istismarı uygulayanlar yasanın çıkmamasından güç almaya devam edecekler.

Hayvan Hakları Yasası: Şimdi değilse ne zaman?

İlayda Çağla KOÇOĞLU

Kırmızı Eğrelti Otunun Büyüdüğü Yer; Billy ve onun köpekleri Little Ann ile Old Dan’in hikâyesini anlatır. Bir kızılderili efsanesi üzerine yazarın kurguladığı bir eser. O efsaneden kısaca bahsetmek gerekirse; birbirine âşık iki kızılderili genç bir kasırga sonucunda kaybolur ve beraber donarak ölürler. Saf bir aşk yaşayan bu iki gencin öldüğü yerin tam ortasında kırmızı eğrelti otu büyür. Efsaneye göre kırmızı eğrelti otu’nun tohumlarını yalnızca melekler ekebilirmiş. Bu ot hiçbir zaman ölmez ve bulunduğu yer de kutsal sayılır.

Kırmızı eğrelti otunun büyüdüğü yer kitabı 12 yaşındaki Billy’nin ağzından dinleyeceğimiz bir çocuğun köpekleriyle olan dostluğunu, masumiyetini, birbirlerine olan bağlarını ve sıkı sıkıya bağlılıklarının saf sevginin anlatıldığı muhteşem bir romandır.

Hayvanlar insanların hayatlarına dokunan ve bu hayatı paylaştığımız canlılardır tıpkı Billy’nin paylaştığı gibi. Hayvana bakış ve onu yeniden tanımlama kaygıları, tüm geleneksel yaklaşımlar içerisinde ele alındığında genellikle iki farklı yöne giden, iki farklı akım görülür: hayvanların gönencini korumaya yönelik ciddi bir adanmışlık ve hayvanın yaşamına saygı.

Serkan Köybaşı hazırladığı ‘’Yeni Bir Anayasal Hak Öznesi Olarak Hayvan’’ başlıklı araştırma makalesinde; “İnsanlar tarafından oluşturulan hukuk sisteminde hayvan bir eşyaya indirgenmiş ve ahlakî topluluktan dışlanmıştır. Ancak bilimsel verilerin ortaya koyduğu üzere hayvanlar da aynı insanlar gibi acı duyabilen ve haz alabilen bilinçli ve sezgisel canlılardır. Bu nedenle sadece bir mal olarak değil, hukukun bir öznesi olarak kabul edilmelidir” der.

Hayvan hakları yasası yıllardır talep edilen ancak bir türlü meclise gelmeyen bir konu.

2015 yılında Yeni Zelanda, hayvanların insanlar gibi duygusal varlıklar olduğunu yasalaştırdı. Geçtiğimiz haftalarda ise İngiltere benzer bir yasa çıkardı. Ülkeler “Hayvanların da acı, stres, mutluluk, huzur, heyecan gibi negatif ve pozitif duyguları barındırdığı, hayatlarını bu şekilde devam ettirdiği açıkça söylenebilir. Bu konuya açıklık getirmek, hayvan haklarını iyi bir konuma getirmek için yapılacak çalışmaların daha da olumlu yönde ilerleyeceğini gösteriyor” açıklamasında bulunurken Türkiye’de ise hayvanlar ne yazık ki hala mal statüsünde bulunmakta.

CHP Hayvan Hakları İzleme Komitesi tarafından düzenlenen Hayvan Hakları İhlalleri Raporuyla 2020 yılının ilk altı ayında yaşanan hayvan hakkı ihlalleri verileri paylaşıldı. Pandemi ile birlikte artan hayvan hakkı ihlallerine de dikkat çekilen rapora göre;

• 2020 yılının ilk 6 ayında en az 522 milyon 349 bin 599 yaşam hakkı gaspı yaşandı.

• Basına yansıyan haberlere göre en az 726 hayvan avcılık yüzünden katledildi. En az 251 hayvan zehirlenerek öldürüldü, en az 2 bin 275 hayvan trafik kazalarında hayatını kaybetti.

• Basına ve sosyal medyaya yansıyan haberlere göre en az 221 hayvan işkenceye maruz bırakıldı. İşkence olarak tanımlanan hak ihlâlleri ise, hayvan toplama sırasında uygulanan fiziksel ve psikolojik şiddet; ateşli silahla yaralama; yakma; kulak kesme; köpek, horoz dövüştürme; darp, kesici ve delici aletlerle saldırılar; arabanın arkasına bağlayıp sürükleme; tecavüz; taşla ezme; kafa kesme; deri yüzme; pati delerek zincir takma; dövme olarak yansıdı.

• En az 521 milyon 728 bin 39 özgürlüğü kısıtlama vakası raporlandı. Özgürlüğü kısıtlama vakaları; eti için yetiştirilen, öldürülen ve özgürlüğü çalınan tavuk ve hindi sayısı, canlı mühre olarak hayvan kullanımı, sokakta yaşayan hayvanların toplatılıp hapsedilmesi, alıkoyma, bazı hayvanları yaşam ortamı ve türlerine uygun olmayan yerlere hapsetmek, devlet tarafından el konulan hayvanlar, taşınan hayvanlar olarak karşımıza çıkıyor.

• En az 2 milyon 36 bin 175 cinsel şiddet vakası raporlandı. Medyaya yansıyan haberlerden elde edilen verilere göre en az 5 hayvan cinsel saldırıya maruz kaldı.

AKP Milletvekili Rümeysa Kadar 2020 Ekim, Kasım ve Aralık aylarında attığı tweetlerde hayvan hakları yasasının meclise geleceğini söyledi ancak 2021 Mayıs ayına gelmemize rağmen hayvan hakları yasasının meclise gelmesi söz konusu değil.

Sadece geçtiğimiz gün bir anne köpek Ankara’da istismara uğradı ve akıbeti bilinmemekte istismarcısı dışarıda serbest dolaşıyor. Antalya’da bir kadının beslediği kediler öldürülüp, oturduğu evin korkuluklarına asıldı.

Hayvan hakları yasası çıkmadıkça hayvanlara karşı her türlü istismar ve şiddet artmaya devam edecek. Bu şiddeti ve istismarı uygulayanlar yasanın çıkmamasından güç almaya devam edecekler.

Kadınların yaşam güvencesi olan İstanbul Sözleşmesi’nden gece yarısı kararnamesiyle çıkan, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı pandemide kadına karşı artan şiddeti tölare edebilir bulan iktidar partisinin milletvekili Rümeysa Kadak’ın attığı tweetlerin kişisel bir reklamın parçası olduğu artık apaçık ortada. Önümüzdeki ilk genel seçimde iktidarın değişmesiyle birlikte parlamentodan hayvanların hak ettiği yasa tasarısının hazırlanması en büyük talebimiz ve beklentimiz. Şiddet mağduru oldukları için hayvanların üzerinde daha fazla kırmızı eğrelti otu büyümesin.