HDP Hukuk Komisyonu, hakkında yakalama emri çıkarılmasının ardından tutuklanan HDP Diyarbakır Milletvekili Semra Güzel'in İstanbul Adliyesi'ne sevk edilmesi sırasında şiddete maruz kaldığı iddiasıyla İçişleri Bakanı Süleyman Soylu hakkında suç duyurusunda bulundu. Suç duyurusunda, “Güzel’in kaçma veya birine zarar verme ihtimali dahi mümkün değilken plastik ters kelepçe ile elleri arkasından bağlandığı, kolluk tarafından basına ve sosyal medyaya servis edilen video ve fotoğraflar tespit edilmiştir” denildi.

HDP'den Süleyman Soylu hakkında suç duyurusu

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Hukuk Komisyonu, hakkında 'silahlı terör örgütüne üyelik' suçlamasıyla iki ayrı dosyası bulunan ve Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın talebiyle 'yakalama kararı' çıkarılmasının ardından 2 Eylül'de tutuklanan HDP Diyarbakır Milletvekili Semra Güzel'in İstanbul Adliyesi'ne sevk edilmesi sırasında şiddete maruz kaldığı iddiasıyla İçişleri Bakanı Süleyman Soylu hakkında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulundu.

HDP Hukuk Komisyonu, Güzel’in 3 Eylül’de İstanbul Adliyesi’ne sevk edilmesi sırasında kamuoyuna yansıyan görüntüler üzerinden kolluk kuvvetleri, görüntüleri servis eden basın yayın organları ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu hakkında soruşturma başlatılmasını istedi.

Mezopotamya Ajansı'nda yer alan habere göre suç duyurusunda, Türk Ceza Kanunu’nda yer alan “işkence”, “hakaret”, “suç işlemeye alenen tahrik”, “Halkı kin ve düşmanlığa tahrik”, “soruşturmanın gizliliğini ihlal”, “adil yargılamayı etkileme” maddelerinden işlem yapılması talep edildi.

‘SOYLU’NUN TALİMATIYLA UYGULANDI’

Suç duyurusunda, “Basına yansıyan görüntülerden de anlaşılacağı üzere, müvekkilimizin gözaltına alınması ve şüpheli Süleyman Soylu’nun sosyal medya hesabı olan twitter üzerinden müvekkili suçlayıcı ve hedef gösterici paylaşımından itibaren başlayan süreç boyunca kolluk görevlileri tarafından müvekkili işkence ve hakaret edilmesi, küçük düşürülmesi gereken ‘düşman’ olarak gördükleri ve buna göre hareket ettikleri çok açıktır. Kolluğun müvekkile karşı davranışları, görevini yerine getiren kamu görevlisi olmasından ziyade intikam alma hırsıyla, düşmanca bir öfke ve nefretle hareket ettiği açıktır. Bunun, uzun zamandır sistematik olarak Türkiye Cumhuriyeti İçişleri Bakanı olan şüpheli Süleyman Soylu ve iktidar partisinin, HDP’yi, HDP'li milletvekillerini ve HDP’li herkesi sistematik bir şekilde hedef gösteren paylaşımlarından ve söylemlerinden bağımsız olmadığı da bir gerçektir. Kolluk makamları devlet tüzel kişiliği içerisinde olup hiyerarşik olarak İçişleri Bakanlığına bağlıdır. Bu itibarla müvekkile karşı açık şekilde işkence suçu işleyen kolluk görevlilerinin, bağlı bulundukları bakanlığı temsil eden şüpheli Süleyman Soylu’nun doğrudan talimatıyla hareket ettikleri ortadadır” denildi.

Suç duyurusunda, “müvekkil Semra Güzel'i ve mensubu olduğu partiyi terörize eden ifadeler olup bu partide çalışan, partiyi temsil eden ve oy veren kitleyi hedef haline getiren, ağır tahrik ve nefret içeren, kasıtlı ifadelerdir. Şüphelinin amacının müvekkil partiyi ve milletvekili olan müvekkilimiz sayın Güzel’i kriminalize etmek ve hedef göstermek olduğu açıktır. Nitekim müvekkilin de üyesi olduğu Halkların Demokratik Partisi üye, çalışan, yönetici ve seçmenlerinin uğradığı binlerce saldırı bulunmakta ve bunlara yönelik tüm tarafımızca yapılan şikayetlerin büyük kısmını sonuçsuz kalmıştır. Şikayetlerimize konu suçların büyük kısmı kolluk personeli tarafından gerçekleştirilen taciz, saldırı, hakaret, kötü muamele ve işkence oluşturmaktadır" ifadelerine yer verildi.

'SORUŞTURMA GİZLİ YÜRÜR'

Suç duyurusunda şunlar kaydedildi:

"Müvekkilin gözaltına alınması ile ilgili onlarca medya kuruluşu tarafından, soyut ve mesnetsiz ifadelerden oluşan sayısız haber yapılmıştır. CMK’nın 157. Maddesi kapsamında, soruşturma kural olarak kamuya karşı gizli bir şekilde yürütülür. Savunma haklarına zarar vermemek koşuluyla soruşturma evresindeki usul işlemleri gizlidir. Soruşturmanın gizliliği ilkesi, soruşturmanın tarafları ve avukatları dışındaki tüm kişi veya kurumlara karşı geçerlidir. Soruşturmanın gizliliği ilkesi, sağlıklı ve hızlı bir soruşturma yapılarak şüphelinin leh ve aleyhine olan delillerin toplanmasını, böylelikle adil bir yargılamanın temin edilmesi, masumiyet karinesinin ve özel hayatının korunmasını amaçlayan bir ceza muhakemesi ilkesidir. CMK. 285. maddesi kapsamında 'Soruşturmanın Gizliliğini İhlal Suçu', soruşturma aşamasında yapılan gözaltı, yakalama, arama, sorgu vb. kolluk görevlilerinin dahil olarak yaptığı soruşturma işlemlerinin içeriklerinin açıklanması suretiyle meydana gelen bir suç tipidir. Şikayet konusu yayınlar müvekkilin özel yaşamının gizliliğini ve masumiyet karinesini alenen ihlal etmiştir. Bu itibarla söz konusu gözaltı işleminin video görüntülerini kaydeden kolluk personeli veya basın görevlilerinin tespit edilerek bahse konu madde kapsamında cezalandırılması yasa gereğidir.

YAYINLARIN KALDIRILMASI TALEBİ

Söz konusu kayıtları paylaşan yayın kuruluşları ile ilgili ayrıca soruşturma yürütülüp söz konusu yayınların derhal sildirilmesi cumhuriyet savcılığının yasal yükümlülüğü altındadır. Müvekkilimiz, sonunda beraat etse dahi şüpheli ve mensubu olduğu iktidar partisi bu görüntüleri yayarak kamuoyunda, müvekkilimiz aleyhinde olumsuz algı yaratma amacına ulaşmış olacaktır. Bu sebeple söz konusu yayınların derhal tedbiren kaldırılması gerekmektedir.

Şüpheliler hakkında işkence (TCK Md.94), hakaret (TCK Md.125, 125/3-a, 125/4), suç işlemeye alenen tahrik (TCK Md.214), halkı kin ve düşmanlığa tahrik (TCK Md.216 ile 218), Soruşturmanın Gizliliğini İhlal Suçu (TCK Md.285), adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs (TCK Md. 288) ile re'sen tespit edilecek diğer suçlar ile şüpheliler etkin soruşturma yürütülerek şüphelilerin cezalandırılması için iddianame düzenlenmesi ve cezalandırılmaları talep olunur"

NE OLMUŞTU?

HDP Milletvekili Semra Güzel hakkında, PKK'li Volkan Bora ile çekilen fotoğraflarının basında yer almasının ardından fezleke hazırlanmıştı. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan ve Diyarbakır Milletvekili Güzel'in 'terör örgütü üyeliği' ile suçlandığı fezleke Adalet Bakanlığı'na gönderilmişti.

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, “silahlı terör örgütüne üyelik” suçlamasıyla iki ayrı dosyası bulunan şüpheli Güzel hakkında sulh ceza hakimliğinden “yakalama kararı” çıkarılmasını talep etmişti. Talebi yerinde gören hakimlik, Güzel hakkında yakalama emri çıkarmıştı.

Yakalama emrinin ardından tutuklanan Güzel şu açıklamayı yapmıştı:

"Volkan Bora ile üniversite yıllarımda tanıştım ve bir süre arkadaş olarak görüştüm. Kendisi ile yaşadığımız duygusal yakınlık sonucunda, aileler arasında yaptığımız bir tören sonrasında sözlendik.

Volkan Bora gazetecilik yaparken, 2009 sonlarında maruz kaldığı soruşturma ve davalar neticesinde yurtdışına gitmek zorunda kaldı. Ulaşmaya çalışmama rağmen, 2014 yılına kadar kendisiyle hiçbir şekilde görüşemedik.

2013-2015 yılları arasında başlatılan çözüm ve barış sürecinin olumlu havası içerisinde çocuklarını, annelerini, babalarını ve sevdiklerini görmeye çalışan birçok kişi gibi ben de Volkan Bora’ya ulaşmaya çalıştım. Bahsi geçen bölgeye gittiğimde iki kadın tarafından karşılandım. Bana güvenlik koşulları nedeniyle kendi kıyafetlerinden giymem gerektiği söylendi. Bir süre bekledikten sonra orada olduğunu öğrendim ve görüştük. İşte basına servis edilen fotoğraflar bu görüşmeye ait fotoğraflardır.

Sadece benim değil milyonlarca insanın geleceğe dair umutlandığı ve barışı arzuladığı bir süreçte, bizatihi hükümetin karşı tarafla görüşmeler yaptığı göz önüne alınırsa, bu fotoğrafların bugün hakkımda yürütülen karamalara, kumpas girişimlerine ve suçlamalara dayanak yapılmaya çalışılması kabul edilemez.

2014 yılı içerisinde kamu alanında görev yapmaktaydım ve hiçbir siyasi partiye üyeliğim yoktu.

2017 yılında, Volkan Bora’nın yaşamını kaybetmesinin ardından ele geçirilen kimi materyaller sonucu açılan soruşturma dosyalarında bana dair herhangi bir işlem olup olmadığını bilmiyorum. Fakat 2018’de milletvekili seçilene kadar, hiçbir şekilde hakkımda bir soruşturma başlatılmadı ve ifadeye dahi çağrılmadım.

5 yıl önce ele geçen fotoğrafların yargıya konu edilmeden bugün basına servis edilmesi erkek-devlet aklının bir tezahürüdür. Son derece çirkin ve cinsiyetçi söylemlerle yapılan fotoğraf ve haber servisinin partim hakkında siyasi iktidar tarafından yürütülen kirli propagandaların bir devamı olduğu aşikardır"