HDP Hukuk Komisyonu Sözcüsü Ümit Dede, “Anayasa Mahkemesi’nin hukukun temel ilkelerine bağlı olduğunu oy birliği ile aldığı bu kararla göstermiş olduğunu düşünüyoruz” dedi. Dede, Bahçeli’nin HDP ile birlikte AYM’nin de kapatılması konusundaki çağrısına ilişkin, “Bahçeli suç işliyor” dedi.

HDP’li Ümit Dede: Bahçeli, HDP ve AYM’yi hedef alarak suç işliyor

Halkların Demokrasi Partisi (HDP) Hukuk ve İnsan Hakları Komisyonu’ndan Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı Ümit Dede, Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin yaptığı HDP ve Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) kapatılması çağrısıyla suç işlediğini belirtti. Dede, “Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı üzerinden kurduğu baskının benzerini AYM üzerinde de kurarak, hukukun dışına itmeye, siyaseten kendi istekleri doğrultusunda bir AYM dizayn etmeye dönük girişimlerdir” dedi.

AYM Genel Kurulu HDP’nin kapatılması istemiyle açılan davada, eksiklik tespit ettiği iddianameyi Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na iade etti. Artı Gerçek’te yer alan habere göre Dede, verilen karara ilişkin konuştu.

Parti kapatma davasının açılabilmesi için bir iddianamenin düzenlenmesi gerektiğini ve sonra mahkemeye sunulduğunu söyleyen Dede, parti kapatma davalarında Anayasa Mahkemesi’nin yetkili olmasından kaynaklı iddianamenin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından Anayasa Mahkemesine sunulduğunu hatırlattı. Anayasa Mahkemesinin iddianameye baktıktan sonra ilk işlem olarak iddianamenin yasalarda belirtilen niteliklere sahip olup olmadığına baktığını belirten Dede, "Eğer iddianame yasalarda belirtilen çerçevede hazırlanmışsa iddianame kabul edilerek davanın açılmış olur” dedi.

İddianamede usuli eksikliklerinin olması durumunda mahkemenin iddianameyi savcılığa geri iade ettiğini ve eksiklerin giderildikten sonra yeniden hazırlanıp gönderilmesini istediğini belirten Dede, “Burada HDP’nin kapatma davasına ilişkin yaşanan durum da budur. Anayasa Mahkemesi bir raportör tayin etti ve raportör iddianameyi şeklen yasalara uygun bir şekilde hazırlanmadığı konusunda denetledi. Ve birçok eksiklik tespit etti. Henüz bize tebliğ edilmedi” şeklinde konuştu.

Basından edinilen bilgiler doğrultusunda konuşan Dede, “Hukuki anlamda bundan sonraki süreç savcılık iddianameyi aldıktan sonra Anayasa Mahkemesi’nin verdiği karar doğrultusunda ya bu eksiklikleri giderip yeniden dava açacak ya da giderilmeyecek eksikliklerse zaten bir daha dava açabilme şansı da olamayacak” dedi.

‘EKSİKLİKLER USULİ GÖRÜNSEDE ESASI ETKİLİYOR’

Raportörün raporunda belirttiği eksikliklerin usuli eksikler olduğunu ancak bu eksikliklerin özünde esasa etkili olduğunu söyleyen Dede sözlerine şöyle devam etti:

“Bu usuli eksiklikler esası ilgilendiren eksikliklerdir. Anayasa Mahkemesi iddianameyi iade etmesinin gerekçelerinden bir tanesi Cumhuriyet Başsavcısının iddianamesinde HDP’nin hangi faaliyetleri ile odak haline geldiğini belirtmemiş olduğudur. Bu bağlamı kuramamış olması sebebiyle iade edildiği söyleniyor. Eğer bu gerekçelerden biri ise bu tam da işin esasına ilişkindir; çünkü siz bir siyasi parti faaliyetlerinin terör faaliyetleri olduğunu, terör faaliyetlerinin odağı haline geldiğinin delillerini ispat edemiyorsanız dava açamazsınız. Bir siyasi partiye dava açmanın temel koşulu budur. Dolayısıyla bu gerekçeyle iddianame iade edilmişse, Cumhuriyet Başsavcısı’nın bir daha iddianame hazırlayabileceğini düşünmüyoruz.”

‘STAJYER AVUKATLAR BU HATAYI YAPMAZ’

İddianamenin iade edilmesine gerekçe olan TC kimlik numarası, adres bilgi eksikliği gibi hataların bir stajyer avukatın dahi yapabileceği hatalar olmadığını belirten Dede, “Bu durum Türk hukuk sistemi adına bir ayıptır. Bütün dünya bu davayı takip ediyor ama bu davayı hazırlayan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı bu kadar eksik hatalı bir iddianame hazırlamış. Bu utanç duyulacak bir durumdur” dedi.

Anayasa Mahkemesi’nin verdiği kararı kıymetli bulduklarını söyleyen Dede, “Anayasa Mahkemesi’nin hukukun temel ilkelerine bağlı olduğunu oy birliği ile aldığı bu kararla göstermiş olduğunu düşünüyoruz. Türkiye demokrasi açısından önemli bir karardır. Fakat diğer bir yönü ile de Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısını bu kadar kötü ve niteliksiz dolu bir iddianame hazırlamış olması karşısında derhal istifa etmesi gerekir. Bu Türkiye yargı sistemine vereceği en doğru cevap olacaktır” diye konuştu.

‘MHP YARGI ORGANLARI ÜZERİNDE BASKI OLUŞTURUYOR’

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin Anayasa Mahkemesi’nin kararına ilişkin yaptığı "AYM'nin iade kararı milli vicdanda hükümsüzdür, Türkiye'nin var oluş haklarına sadece usul açısından değil, esastan da ileri düzeyde zarar vermiştir" sözlerine ilişkin de konuşan Dede şöyle devam etti:

“İktidar partisi ve onun ortağı üzerinden sürekli yargı organları üzerinde büyük bir baskı oluşturulmakta. Hem sözleri ile hem söylemleri ile hem suç işlemekteler kendileri hem diğer taraftan da yargıç ve savcıları suç işlemeye teşvik ediyorlar. Görevlerini layıkıyla yapmayarak görevlerini kötüye kullanmalarını teşvik ediyorlar. Ne yazık ki Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı AKP ve MHP’nin bu telkinleri üzerinden alelacele bir iddianame hazırladı” dedi.

‘SUÇ İŞLEMİŞ OLDULAR’

Hazırlanan iddianamenin MHP kongresinden bir gün önce MHP’ye bir hediye olarak sunulduğunu söyleyen Dede, “Ancak bugün AYM raportörün raporu doğrultusunda oy birliği ile tek bir fire bile vermeksizin bu iddianamenin eksikliklerle dolu olduğu yönünde bir karar verdi. Ve iddianamenin iade etti. Dolayısıyla hem daha önceki açıklamalarıyla siyasiler iktidar ortağı siyasetçiler hem de Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı siyasi saiklerle hareket etmek suretiyle bir suçu işlemiş oldular” dedi. Dede sözlerini şöyle sonlandırdı:

‘HUKUK SİSTEMİ İÇİN ASLA KABUL EDİLEMEZ’

“Devlet Bahçeli’nin AYM’yi hedef haline getirmiş olması bir hukuk sistemi içinde asla kabul edilebilecek söylemler değildir. Devlet Bahçeli bir suç işlemektedir. AYM bugün verdiği kararla Türk yargı tarihine geçmiştir. Siyasi baskının yoğun olduğu bir dönemde AYM yargıçları, cesaretle hukukun üstünlüğü ilkesini savunmuşlardır. Bahçeli’nin gösterdiği tepki de hukuka ne kadar düşmanca yaklaştığının bir göstergesidir.”