Google Play Store
App Store

Bugün 14 Mart Tıp bayramı. Sağlık emekçileri bir yandan hayatlarını idame ettirmeye çalışırken diğer yandan da şiddete, mobbinge ve adaletsizliklere karşı mücadele ediyor. 16 Mart’ta İstanbul’da "Büyük Hekim Yürüyüşü" düzenleyecek sağlıkçılar, seslerinin duyulmasını istiyor.

Hekimlerden yaşama ve yaşatma yürüyüşü
Sağlık emekçileri dün Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi önünde eylem yaptı. (Fotoğraf: BirGün)

Vedat KORKMAZ

AKP iktidarı döneminde uygulanan politikalar nedeniyle sorunlarının her geçen gün arttığına dikkat çeken hekimler ve sağlıkçılar, 14 acil taleplerini sıralayarak "Tüm sağlık emekçilerine hakları olan emekliliğe yansıyan, gerçek enflasyona uygun, insanca yaşayabilecekleri tek kalem maaş verilmelidir. Haklarımızı ve halkın sağlık hakkını savunuyoruz" dedi.

ÖNÜNE GEÇİLEMİYOR

BirGün’e konuşan Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Bursa Şubesi Eş Başkanı Huriye Melek Türk, temel sorunlarının sağlıkta şiddet olduğunu belirterek, sadece hekimlerin değil, tüm sağlık emekçilerinin şiddete uğradığını söyledi. Türk, “Sağlıkta şiddetin önüne bir türlü geçilemiyor. Her gün Türkiye’nin herhangi bir yerinden şiddet haberi alıyoruz. Bununla ilgili defalarca görüşmeler, basın açıklamaları yapılmasına ve mecliste sunulmasına rağmen bir türlü sağlıkta caydırıcı şiddet yasası çıkartılmadı” dedi. İkinci temel sorunlarının personel sayısının azlığı olduğunu belirten Türk, bu nedenle verilen hizmetin kalitesinin düştüğünü, sağlık emekçilerinin fazla nöbet tutmak zorunda kaldığını söyledi. Sağlık emekçi sayısının yetersiz olmasının sağlıkta şiddeti doğuran temel sebeplerden bir tanesi olduğunu kaydeden Türk, “Halkla sağlık emekçisini karşı karşıya getiriyorlar. Biz sağlıkta şiddetle ilgili yasa teklifi geçene, sağlık emekçileri haklarını alana kadar mücadele edeceğiz” dedi.

∗∗∗

SADAKA DEĞİL, HAKKIMIZI İSTİYORUZ

Ankara Tabip Odası, SES ve Devrimci Sağlık İşçileri Sendikası üyeleri de dün Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi önünde bir araya gelerek açıklama yaptı. "Sadaka değil, hakkımızı istiyoruz", "Gasbedilen haklarımızı alana kadar direneceğiz", "Sağlıkçıya şiddet, işçiye haksızlık varken hiçbirimize bayram değil", "İşimiz, emeğimiz, tazminatımız için buradayız" pankartının açıldığı eyleme, CHP Sağlık Bakanlığı’ndan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı doktor Zeliha Aksaz Şahbaz ve SOL Parti Sözcüsü İlknur Başer de katıldı.

Hekimler özetle şunları söyledi: "Çok uzun zamandır gerek sağlık ortamının gerekse ülkemizin içinde bulunduğu koşullar nedeniyle bayram olarak maalesef kutlayamıyoruz. 1980 yılından itibaren başlayan, son 20 yılda artan antidemokratik uygulamalarla özgürlüklerin gittikçe daraltıldığı, baskının ve keyfiliğin arttığı, şiddet sarmalına doğru sürüklenen ekonomik krizle boğuşan ve çıkış bulamayan bir ülkede yaşar olduk. Sağlık alanı iyi yönetilememektedir. Bütçeden, sağlık hizmetlerinin sunumuna kadar sağlık çalışanları ve halk gözetilmemektedir. Cepten harcamalar gittikçe artarken, bütçenin ağırlıklı kısmı tedavi edici hizmetlere ve şehir hastanelerine ayrılmaktadır. Şehir merkezinde insanlarımızın kolay ulaştığı, sağlık hizmeti sunumunda ve eğitimde gelenek oluşturan köklü hastaneler bir bir kapatıldı. Merkeze ve insanlara uzak, devasa işletmeler açıldı şehir hastanesi adı altında. Beş dakikalık muayene için günlerce randevu bekleyen hastalar, tetkikler için aylarca beklemek zorunda kalıyor. Sağlık çalışanları ise yoğun iş yükü altında ezilirken, yöneticilerin mobbingi çok sayıda asistanın istifasına yol açmaktadır. Aile sağlığı merkezinde çalışanlar artan vergi yükü altında ezilmektedir. Hekimler, hemşireler olanak olduğunda başka sağlık kuruluşlarını tercih etmektedirler. Sağlıkta şiddet günlük haberlerin bir parçası oldu adeta. Patlayan silahlar, çatışma alanına dönen hastane acilleri, saldırganlığın her türlüsü yaşanıyor sağlık kurumlarında. Manevi danışman adı altında hastanelere atanan din görevlileri gericileşmenin önemli bir göstergesi olmuş durumda."

∗∗∗

14 MART, 14 TALEP

• Şiddetten arındırılmış çalışma ortamları yaratılmalıdır.

• Sağlık çalışanlarının başta yemek, dinlenme olmak üzere çalışma koşulları iyileştirilmelidir.

• Fiili hizmet süresi zammı 120 gün olmalıdır.

• Emekliliğe yansıyan tek kalemde maaş uygulanmalıdır.

• ASM çalışanları başta olmak üzere alınan vergi yüzde 15’i geçmemelidir.

• Bütün sağlık çalışanların ve emekli hekimlerin aylıkları yoksulluk sınırının üzerinde olmalıdır.

• Acil servisler, acil hizmetleri sekteye uğratan poliklinik hizmetlerinden arındırılmalı.

• Hekimlerin muayene sayı ve süresini kendisinin ayarlayacağı bir sisteme geçilmelidir.

• Sağlık alanına yönelik bütün düzenlemeler ilgili kurumların görüşüyle oluşturulmalı.

• Tıpta uzmanlık eğitimi ve uzmanlık öğrenci sayısı ülke gerçekleri gözetilerek yapılmalıdır.

• Sağlığa tedavi edici değil, koruyucu bir gözle bakılmalı.

• Hekimlerin bağımsız çalışma koşullarını zorlaştıran uygulamalar terk edilmelidir.

• Son yasal düzenlemede var olan çifte cezalandırma uygulaması iptal edilmelidir.