Hem dizi hem film: Haftanın önerisi ve dikkat çekeni
Hazırlayan: Murat Tırpan
HAFTANIN ÖNERİSİ
Netflix’in yeni gözdesi, “Ripley” serisi, 4 Nisan’da izleyiciyle buluştu. Andrew Scott’ın başrolünde yer aldığı bu dizi, adından anlaşılacağı gibi Patricia Highsmith’in “Yetenekli Bay Ripley” romanından uyarlanmış. Bu yapım, önceki versiyonlardan farklı olarak, Tom Ripley karakterinin daha karanlık ve psikolojik yönlerine odaklanıyor. Yeni dizide Ripley, bir dolandırıcıdan seri katil rolüne evrilirken, onun zengin ve şımarık arkadaşı Dickie Greenleaf’i ikna etmek üzere çıktığı maceraları konu alıyor.
1999 yapımı filmde Matt Damon’ın canlandırdığı Ripley karakteriyle karşılaştırıldığında, Andrew Scott’ın Ripley’i daha karmaşık ve derin bir portre çiziyor. Bu yeni yapım, eski versiyonun aksine 1960’ların İtalya’sından ziyade New York’ta geçiyor ve Ripley’in soğukkanlılığını ve manipülasyon kabiliyetini ön plana çıkarıyor .
“Ripley” dizisi, başta BBC olmak üzere birçok eleştirmenden olumlu yorumlar aldı. Eleştiriler, dizinin “Hitchcock’un hiç yapmadığı Hitchcock dizisi” gibi benzersiz bir atmosfer sunduğunu vurguluyor . Bu yeni uyarlamada, Ripley karakterinin yalanlar ve hilelerle dolu yükselişini izlemek, izleyicilere hem gerilim hem de derin bir karakter analizi sunuyor. Özetle, bu yeni “Ripley” dizisi, eski versiyonlarının aksine, karakterin daha kompleks ve modern bir yorumunu sunarak, izleyicileri etkilemeyi başarıyor. Ripley hayranları kaçırmayacaktır elbette ama bu daha karanlık ve estetik Ripley’i herkese gönül rahatlığıyla önerebiliriz.
***
HAFTANIN DİKKAT ÇEKENİ
Slumdog Millonaire, Hotel Mumbai, Lion gibi filmlerden tanıdığımız Dev Patel, tanınmış bir aktör olmanın ötesine geçerek “Monkey Man” ile şimdi de yönetmen koltuğuna oturuyor ve bu, onun için belki de bir dönüm noktası. Film, başkarakter Kid’in annesinin ölümünün intikamını almak için korumalı ve yozlaşmış elitler arasına sızmasını konu alıyor. Patel’in kendi yazdığı hikaye, Hint mitolojisinden esinlenmeler ve toplumsal sorunlara değinen kuvvetli bir alt metne sahip .
“Monkey Man”, Patel’in çarpıcı bir görsel dil kullanarak ve dinamik aksiyon sahneleri ile dikkat çeken bir yapıma imza attığı bir film. Filmdeki John Wick’i andıran dövüş sahneleri özellikle dikkat çekici, burada Patel, klasik dövüş tekniklerinden ziyade akrobatik hareketlerle yeni bir aksiyon kahramanı yaratıyor . Ayrıca film, adeta bir şiirsel aksiyon gibi kurgulanmış, ki her çerçeve uzun süre hafızalarda kalacak nitelikte.
Film, bir yandan Kid’in intikam peşinde koşarken diğer yandan toplumsal adaletsizliklerle ve kişisel travmalarla yüzleşmesini ele alıyor. Patel bu süreçte hem yönetmen hem de başrol olarak rolünün hakkını veriyor ve izleyiciye etkileyici bir deneyim sunuyor.
“Monkey Man” Dev Patel’in sinema dünyasındaki yeni yönünü müjdeliyor. Yönetmen olarak ilk filmiyle Patel, hem aksiyon sahneleriyle hem de hikâye anlatımıyla izleyicileri etkilemeyi başarıyor. Film, özellikle aksiyon ve mitoloji severler için kaçırılmaması gereken bir eser olarak öne çıkıyor. Jordan Peele gibi ünlü bir sinemacının da dahil olduğu proje kaliteli aksiyon severler için bir nimet.