Davutoğlu’nun ‘balkon konuşmasına’ tahammül edilemiyor. Önce alay ediliyor, sonra yuhalanıyor. Televizyonların sesi kısılıp, halaya devam ediliyor. Gençler: “Şimdi oldu, şekil var ses yok!”

Hep birlikte: Bu daha başlangıç!

ERK ACARER erkacarer@birgun.net

Seçim sona erdikten hemen sonra gülen yüzlere ve büyük bir coşkuya tanık oluyoruz. Diyarbakır, adeta “barış öyle olmaz böyle olur” dedirtiyor. Şehre bakarak, siyasetin normalleşeceğine, biraz olsun nefes alabileceğimize dair, ipuçları ediniyoruz.

Coşku, hiçbir taşkınlığa sebep olmadan sona eriyor. Diyarbakırlılar sadece havai fişeği bol kullanıyor.

FAŞİZM NELERE KADİRSİN!
Sokaklar yavaş yavaş boşalırken, şehir merkezine doğru yürüyoruz. Genç bir satıcı, HDP ile Diyarbakırspor flama ve bayraklarının olduğu tezgâhını topluyor. Biraz durup, sohbete koyuluyoruz. “Çok satış oldu mu?” diye soruyoruz.

Gülümsüyor, görev belgesini cebinden çıkarıp gösterirken cevap veriyor; “Yok sandıktaydım ben, yeni geldim ama herkes dağılmış, birkaç parça bir şey sattım. Ama olsun başkan olamadı ya…” Faşizm nelere kadir, neler öğretiyor. İnsanlar sandığa gidiyor, bir de oyları çalınmasın diye canını dişine takıyor, ekmeğini bile bir kenara bırakıyor!

Gecenin ilerleyen saatlerine kadar araçlar konvoy oluşturuyor. Diyarbakır’da en çok duyduğumuz sloganlar arasında, “Biz’ler HDP, bizler Meclis’te ve “Hırsız katil Erdoğan!” var!

CENAZE ARACI HALAYDA
Saatin ilerlemesine rağmen sokaklar zor boşalıyor. Ofis semti coşkunun en çok yaşandığı yerlerden biri, bir kahveye oturup şehir sakinleriyle birlikte seçim analizlerini izliyoruz.
Kaçak çay ve sohbet yorgunluğa, strese iyi geliyor. Aslında hepimizin üzerinden büyük bir kamyon geçmiş gibi. Diyarbakır’da acılar taze. İnsanlar hastaneden çıkıp oy kullanmaya gitti. Ağız dolusu gülebilmek için zamana ihtiyacımız var. 70’li yaşlardaki bir amcayla konuşuyoruz. “Biz bunu 30 sene bekledik” diyor. Son ana kadar gençleri tutabilmek için büyük çaba harcadık. Artık batısıyla, doğusuyla keyfini çıkarmalıyız!”

Konvoyda gördüğümüz araç, 30 senenin muhasebesini ironik bir dille yansıtıyor aslında. Yeşil bir kamyonet! Üzerinde, ‘Diyar cenaze nakil hizmetleri’ yazıyor! Diyarbakır artık cenaze araçlarını halaya katmak istiyor!

KARDEŞÇE EŞİT GELECEK
Halaylar çekilirken, Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun ‘balkon konuşması’ yapacağı anlaşılıyor. Televizyonların sesi açılıyor. Ne var ki kimse, bu sese uzun süre tahammül edemiyor. Davutoğlu’yla önce alay ediliyor. Ardından da yuhalanıyor. Sonunda, televizyonların sesi sonuna kadar kısılıp, halaya devam ediliyor. Gençler espri yapıyor: “Aha şimdi oldu, şekil var ses yok!” Kemal Kılıçdaroğlu’na saygı duyuluyor. Söyledikleri önemseniyor. Bununla birlikte çok ilginçtir, tamamen ve taban tabana zıt bir siyasi hareketin lideri, MHP’li Devlet Bahçeli televizyona çıktığında, ses yeniden açılıyor. Konuşması, pek çok kişi tarafından kafa sallanarak, tasdik edilerek dinleniyor. Bahçeli’nin konuşmasının ana fikri; “Biz AKP’ye yanaşmaz, onlarla koalisyon yapmayız!” HDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş’ın konuşmasında ise şehir tam anlamıyla sessizliğe bürünüyor. Ta ki, son sözündeki alkış tufanına kadar!

METİNER İLK KEZ HAKLI!
Diyarbakır’da her yönüyle umutlu bir geleceğin sinyallerini alıyoruz. “Her şerde bir hayır” vardır dedikleri bu olsa gerek! Tek adamdan, faşizmden, kavgadan, ihanetten yorulan ‘aklı başında seçmen ve siyasetçi’ kol kola girmeyi, temiz bir ülke kurmayı özlüyor.

Tam bu noktada, belki de AKP vekili Mehmet Metiner ilk defa en doğru analizi yapıyor, doğrusu insanı gülümsetiyor: “Gezi’de yapamadıklarını sandıkta yaptılar.”

Gece biterken, umuda uyanacağımızı biliyoruz. Hâlâ aynı slogan kadim şehrin sokaklarında yankılanıyor: “Katil hırsız Erdoğan!”

Köşe başlarında boynu bükük TOMA’lar, hüzünlü Akrepler… Yerlerinden kıpırdayamıyorlar. Polis telsizleri cılız bir sesle geceye karışıyor…

Diyarbakır’da umut, Türkiye’de umut var anlayacağınız. Ancak çok işimiz olduğu da kesin! Gezi’de söylemiştik ama bunu; “Bu daha başlangıç” diye!

Seni başkan yaptırmadık