Hemşireler ve Tüm Sağlık Profesyonelleri Sendikası üyeleri, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü’nde sağlık krizine dikkat çekmek amacıyla yüzlerinde şiddet gördüklerine işaret eden morluklar, üzerlerinde tulumlar ve göğüslerinde sağlık sisteminin hastalığını simgeleyen reçetelerle Taksim Cumhuriyet Anıtı'na çelenk bıraktı.

Kaynak: ANKA
HEP-SEN, 1 Mayıs'ta 'sağlıkta şiddete' dikkat çekti: Morluklar ve beyaz tulumla çelenk bırakıldı
Fotoğraf: ANKA

Hemşireler ve Tüm Sağlık Profesyonelleri (HEP-SEN) 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü'nde sağlık sisteminde yaşanan krizlere dikkat çekmek amacıyla yüzlerinde morluk ve giydikleri beyaz tulumla Taksim Cumhuriyet Anıtı'na çelenk bıraktı.

İstanbul'da '1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü' dolayısıyla Taksim Meydanı'na birçok sendika ve sivil toplum kuruluşundan heyetler gelerek Cumhuriyet Anıtı'na çelenk bıraktı. HEP-SEN üyeleri de anıta çelenk bıraktıktan sonra "Cesur korkusuz HEP-SEN meydanda" sloganları atarak Kazancı Yokuşu'na yürüdü. 1971'de burada öldürülenler için karanfil bırakılmasından sonra grup adına HEP-SEN Genel Başkanı Yunus Şimşek açıklama yaptı.

Sağlık sisteminin genel durumunu, çalışanların yaşadığı sorunları Orta Çağ’da insanlığı kıran kara vebaya benzeten Şimşek, şunları söyledi:

“KARA BULUT GİBİ ÇÖKTÜ”

Kara veba daha bitmedi. Orta Çağ'da milyonlarca insanın hayatına mal olmuş kara veba, bitmedi. Bir çağ sonra, 21. yüzyılın 2023'ünde Türkiye'de, kamu emekçilerinin üzerine bir kara bulut gibi çöktü. Orta Çağ'dan semptomları biraz daha farklı. Peki çağımızın kara vebası nedir? Sağlık sistemidir. Çağımızın kara vebası işte sağlık emekçileri tarafından yazılan hastanın adı soyadı sağlık sistemi, bu reçetede gizlidir. Çağımızın kara vebası liyakatsizlik, ücrette adaletsizlik, sağlıkta şiddet, mobbing, sağlık sistemini tek bir sistemin tekeline bırakan hastane tüccarlarıdır. Başta hastane tüccarları ve sendika kamuflajı adı altında kamu kurumlarını ele geçirmiş liyakatsiz yapılanmalardır.

“KENDİ ÖZ EVLADINI YEMEKTEN GERİ DÜŞMEYEN BİR SİSTEM”

Bizler bu devletin memuruyuz. Bizler, bu devletin, bu milletin öz evlatlarıyız. Francisco Goya’nın 1800 yıllarda 'Kendi Öz Evlatlarını Yiyen Satürn' isimli eserdeki gibi güç iktidarı için, kendi koltukları için kendi öz evladını yemekten geri düşmeyen bir sistem, bizim sağlığımızı, dolayısıyla bu milletin sağlığını tehlikeye atmaktadır. Sahadan yükselen emek hareketi, depremde, her türlü zorlu koşulda bu milletin sağlığı için her türlü fedakârlığı yapacaktır.

Tabandan yükselen HEP-SEN hareketi olarak, bu kara tabloyu yıkacak, 1 Mayıs'ları, bayram gibi kutlanacak günleri birleşe birleşe inşa edeceğiz.”