12 yıl önce görevi başındayken polisler tarafından dövülerek öldürülen Evrensel gazetesi muhabiri Metin Göktepe, mezarı başında "Metinler ölmez özgür basın susmaz" sloganlarıyla anıldı

Metin Göktepe"nin ölüm yıldönümü nedeniyle Esenler Kemer Mezarlığındaki kabri başında düzenlenen anma töreni Göktepe"nin annesi Fadime Göktepe ve katılımcıların mezara gül ve karanfiller bırakmasıyla başladı. Daha sonra öldürülen bütün gazeteciler için 1 dakikalık saygı duruşu gerçekleştirilen törende, "Gün gelecek, devran dönecek katiller halka hesap verecek", "İnadına hepimiz birer Metin"iz" "Metinler ölmez özgür basın susmaz" sloganları atıldı.


Meslek, mücadele arkadaşları ve avukatlarının yanı sıra Emek Partisi Genel Başkanı Levent Tüzel ile şair Sennur Sezer"in katılımıyla gerçekleşen anma töreninde anne Fadime Göktepe, "Hepiniz biliyorsunuz Metin ölmedi" dedi. Fadime Göktepe "12 yıl oluyor beni yalnız bırakmadınız. Emekçi kadınları, emekçi insanları, emekçi çocukları çok seviyorum. Hepiniz candan biliyorsunuz Metin ölmedi hepimiz birer Metinsiniz benim için" şeklinde konuştu.


"GERÇEĞİ ARAMAK BİR İNSANLIK DAVASI"
Evrensel Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni İhsan Çaralan, "Hepimiz Metin"iz sloganıyla binlerce kişiyle buraya gelişimizin üstünden 12 yıl geçti. Bu sürede pek çok genç gazeteci gerçeği bulma umudunu yitirmedi. Onun için mücadele eden her yaştan gazeteci için Metin bir mücadala sembolü oldu. Gazetecilik gerçeği aramanın yolu sıkça anıt mezarlara rastlanan yoldur. Bugün gerçeği aramak düne göre daha zor. Çünkü medya plazalar aslında gerçeği gömdükleri egemenlerin, gerçeği gömdükleri mezarların üzerine kurulmuştur. Bunun için bu mezarlarda gerçeği aramak için yatan gazetecilere saygı duymalıyız. Metin Göktepe bu bakımdan bir davanın ve gerçeği aramanın sembolü olarak hepimiz için örnektir. Bunun için her yıl bu mezarı basıda gelip Metin"i anıyoruz. Onu anarken aslında kendimizin muhasebesini yapıyoruz. Gerçeği arama yolunda nereden nereye geldik diye. Ve bugün görüyoruz ki gerçeği aramak, düne göre daha büyük bir insanlık davasıdır" dedi.


Metin Göktepe"nin çalışma arkadaşı Murat Çe-likkan ise "Aslında herkesin peşinde koşmayacağı bir haber peşinde giderken Metin dövülerek öldürüldü. Bizlere yapılan açıklamada, oturduğu iskemleden ve duvardan düştüğü şeklindeydi. Bu ülkede bu tür açıklamalara çok alıştık. Bir yandan da İstanbul"da görmek istemedikleri davayı önce Aydın"a sora Afyon"a aldılar ve davanın 3 yıl sürdüğünü hatırlıyorum. Alışmadığımız bir sonuç çıktı davadan. 42 polisle başlayan yargılama süreci 6 polisin mahkûmiyetiyle sonuçlandı. Bunda hem çalışma arkadaşlarının hem meslektaşlarının hem ailesinin ve bence en önemlisi mücadele arkadaşlarının direnci ve inadı bu sonucun çıkmasında belirleyici oldu. Bu direnç ve inançla aydınlık için mücadelemiz sürüyor. Çalışma arkadaşlarının kararı ve azmiyle Metin adına konulan ödül, Metin"i aslında meslektaşları ve yeni gelen gazeteciler içinde bir örnek olarak yaşatıyor. Bugüne kadar, Türkiye"de gerçeğin peşinde koşan 61 gazeteci öldü. Bunların sonuncusu da bildiğiniz gibi Hrant Dink. Bu zincir bu ülkede bitmiyor. Gazeteciler öldürülüyor. Bir tek gazeteciler değil gerçeğin peşinde koşan özgürlük ve barış için mücadele verenler de öldürülüyor" dedi.


Şair Sennur Sezer, "12 yılda gazetecilik daha çok zorlaştırıldı. Bu zorlaştırma içinde emeklilikte getirilen kısıtlamalar da var. Bütün dürüst emekçiler gibi haber emekçilerinin de yaşaması zorlaştırıldı. Metin"in arkadaşları direndikçe aydınlık günler gelecek" dedi.


ELÇİN YILDIRAL - OZAN BİLİR