Evrensel Gazetesi muhabiri Metin Göktepe'nin "Mutlaka ben izlemeliyim arkadaşlar" diyerek gittiği haberde, gözaltına alınışı ve polislerce dövülerek katledilişinin 19. yıldönümü

Hepimiz Metin’iz hepimiz Charlie’yiz!

Türkiye'de her dönemde basına yönelik 'baskı' politikaları yürütüldü. Karanlık ellerin basın üstünde yükseldiği dönemlerde, gazeteler kapatıldı, satışlar yasaklandı, sayfalar sansürlendi ve binalar bombalanarak gazeteciler bombalarla veya silahlarla katledildi.

8 Ocak 1996 tarihinde Ümraniye Cezaevi'nde öldürülen tutuklular için Alibeyköy'de cenaze töreni düzenlenecekti. Evrensel Gazetesi muhabiri Metin Göktepe, gazetedeki arkadaşlarına ''Mutlaka ben izlemeliyim arkadaşlar'' diyerek cenaze törenini izlemeye gitti. "Sarı Basın Kartı" olmadığı gerekçesiyle ilçe girişinde barikat kuran polisler tarafından Alibeyköy'e sokulmadı. Haberi izlemek için ısrar eden Göktepe'yi polisler gözaltına alarak Eyip Kapalı Spor Salonu'na götürdü. Metin Göktepe, burada polislerin acımasızca bedenine indirdiği cop darbeleri sonucu katledildi. Habere gittiği gün sırtına cop darbelerini indiren katil polislere ise son kez şu şekilde bağırabilmişti: "Ben gazeteciyim!"

ÇİLLER, TAŞANLAR, CANÖZKAN VE ÜNÜSAN'IN YALANLARI...
Metin'in bedeni spor salonunun yakınlarında cansız bir şekilde bulundu. Devlet yetkilileri 'beklenen'i gerçekleştirerek cinayetin üstünü örtmeye çalıştılar, yaptıkları açıklamalar ile.

Dönemin Başbakanı Tansu Çiller ve İstanbul Emniyet Müdürü Orhan Taşanlar, Metin'in gözaltına dahi alınmadığı(!); Eyüp Cumhuriyet Savcısı Erol Canözkan, gözaltına alındığını ancak sonra çay bahçesinde otururken fenalaşarak sandalyeden düştüğü(!); İçişleri Bakanı Teoman Ünüsan ise spor salonunun duvarından düşerek öldüğü(!) yalanlarını söyledi.

Cenaze törenine gelen ve Metin gibi gözaltına alınan ve sonra serbest bırakılan yurttaşlar, ısrarla Metin'in gözaltında polis tarafından öldürüldüğünü ve cansız bedeninin gözaltında tutulan diğer kişilerin yanından alınarak götürüldüğünü söylediler.

GAZETECİLER METİN'İN KATİLLERİNİN PEŞİNİ BIRAKMADI
Metin'in ağabeyi İbrahim Göktepe, Eyüp Cumhuriyet Savcısı Erol Canözkan'a ifade verdi ve Metin'in gözaltında polisler tarafından katledildiğini belirterek, şikayetçi olduğunu söyledi. Böylece hukuki süreç başladı.

Devlet, gerçeklerin su üstüne çıkmaması için şimdi ki Gezi davaları gibi 'elinden geleni ardına koymadı' ve dava iki şehir değiştirdi. İstanbul, Aydın ve son olarak Afyon'a sürülen davayı binlerce gazeteci ve yurttaş takip etti. Dava 28 Eylül 2000'de beş polis memuruna "kastı aşan insan öldürmek" ve "faili belli olmayacak şekilde insan öldürmek" suçlarından verilen yedişer yıl altışar ay hapis cezasının onanmasıyla bitti. Bir polis memuru ise Yargıtay'ın kararı bozmasından sonra 20 ay hapis ve beş ay kamu hizmetlerden uzaklaştırma cezası aldı. Mahkum polislerin cezalarının tamamlamalarına 19 Aralık 2000'de yürürlüğe giren Şartlı Tahliye ve Ceza Erteleme Yasası engel oldu.

Hukuki olarak davadan beklenen bir sonuç çıkmasa da Metin Göktepe bütün gerçeğin peşinde koşan gazetecilerin simgesi haline geldi.

***

METİN GÖKTEPE, ÖLÜMÜNÜN 19. YILINDA MEZARI BAŞINDA ANILDI

Polisler tarafından dövülerek katledilen Evrensel gazetesi muhabiri Metin Göktepe, ölümünün 19. yılında mezarı başında anıldı. Berkin Elvan’ın annesi Gülsüm Elvan’ın da katıldığı törende, Fransa'da mizah dergisi Charlie Hebdo’ya düzenlenen kanlı saldırı da protesto edildi. Anmaya katılanlar “Hepimiz Metin’iz hepimiz Charlie’yiz” sloganları attı.

8 Ocak 1996'da polislerin işkencesi sonucunda öldürülen Evrensel gazetesi muhabiri Metin Göktepe’nin mezarı her 8 Ocak'ta olduğu gibi yine karanfillerle donatıldı. Başta annesi Fadime Göktepe olmak üzere, arkadaşları soğuk havaya rağmen Metin Göktepe'nin mezarının başındaydı.

İlk sözü Evrensel gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Fatih Polat aldı. Paris’te  yapılan saldırının Metin’e yapılan saldırıyla benzerliklerine işaret eden Fatih Polat, “Charlie Hebdo’da katledilenlerin davalarının biz de Türkiye’deki takipçileri olacağız” dedi.

Metin’in annesi Fadime Göktepe yoğun kar yağışına da hasta olmasına da aldırmadı. Oğlunun katledildiği günün yıl dönümünde taşıdığı onca yüke rağmen dimdik ayakta mezar başındaydı. Yine dilinden düşürmediği o sözü sarf etti: Hepiniz birer Metinsiniz...

Metin Göktepe’nin arkadaşı, Gazeteci Ahmet Şık, 19 yıl önce Metin Göktepe’yi katledenlerle, Kürt gazetecileri katledenlerin, Uğur Mumcu’yu, Hrant Dink’i katleden zihniyet ile Paris’teki saldırıyı gerçekleştirenlerin arasında bir fark olmadığını belirtti.

GENİŞ KATILIM
Anmaya Metin’in arkadaşları yoldaşları ve meslektaşlarının yanı sıra BirGün Gazetesi İmtiyaz sahibi İbrahim Aydın, Gazeteci Ahmet Şık, Posta Gazetesi Yayın Koordinatörü Elif Yılmaz, TGS Genel Merkez Yöneticileri, Emek Partisi Genel Başkanı Selma Gürkan, ÖDP Eş Genel Başkanı Alper Taş, HDP İl Eş Başkanı Ayşe Erdem, Canan Kaftancıoğlu, Gülsüm Elvan, Direnişteki Ülker işçileri, Kumport Liman İşçileri katıldı.