Dengir Mir Fırat’ın görevden alınmasından daha çok Abdülkadir Aksu’nun, Fırat’ın yerine getirilmesi önemli. Aksu dört ayrı parti iktidarında yer aldı. Türkiye, Hrant Dink cinayeti başta...

Geçmişte dört ayrı hükümette İçişleri Bakanlığı yapan Aksu, ANAP"ın ardından önce Refah Partisi"nde ardından da Fazilet Partisi"nde yer aldı. AKP"nin kurucuları arasında da bulunan Aksu, Abdullah Gül başkanlığındaki 58. hükümet döneminde İçişleri Bakanlığı"na getirildi ve Erdoğan"ın başkanlığındaki 59. Hükümet döneminde de yerini korudu.

Aksu"nun bakanlığı döneminde 2002 yılında Türkiye Doç. Dr. Necip Hablemitoğlu cinayetiyle sarsıldı aradan bir yıl geçmeden de HSBC ve sinagog saldırıları yaşandı. 2006 yılında ise yine Aksu"nun bakanlığı döneminde bu kez Trabzon"da Santa Maria Kilisesi"nin Rahibi Santoro öldürüldü. 17 Mayıs 2006"da ise Danıştay üyelerine düzenlenen silahlı saldırıda Yargıç Mustafa Yücel Özbilgin yaşamını yitirdi. 19 Ocak 2007"de ise Abdülkadir Aksu"nun İç İşleri Bakanlığı yaptığı dönemde, gazeteci- yazar Hrant Dink, karanlık güçlerin tetiklediği Ogün Samast"ın kurşunuyla öldürüldü.

 

ERGENEKON NE OLACAK?

Türkiye"nin aydınlatılmamış faaili meçhul cinayetlerinin de yaşandığı oldukça uzun bir döneminde İçişleri Bakanı olarak görev yapan Abdülkadir Aksu"nun Ergenekon soruşturmasında gündeme gelen bir çok olayın gerçekleştiği dönemde de sorumlu olduğu gözlemleniyor. Aksu"nun AKP"de böylesine önemli bir göreve gelmesinden sonra  Ergenekon soruşturmasının yavaşlayacağını, derinlere inilmeyeceğini, şu anda yakalanmış olanlarla yetinileceğini savunanlar var.

 

ABDÜLKADİR AKSU KİMDİR?

Abdülkadir Aksu 59. Hükümet"te İçişleri Bakanı ve T.B.M.M. 22. Dönem AKP İstanbul milletvekillerinden. Öncesinde 18. Dönem ve 20. Dönem"de ANAP Diyarbakır milletvekili, 21. Dönem"de Fazilet Partisi İstanbul milletvekili oldu. 47. Hükümet - Akbulut Hükümeti"nde 2 yıl yine İçişleri Bakanlığı, 53. Hükümet - 2. Yılmaz Hükümeti"nde GAP"tan sorumlu Devlet Bakanlığı yaptı.

1944 yılında Diyarbakır"da doğdu. Abdülmelik Fırat"a göre dedesi Osman Ağa, Rumeli/Trakya"dan Diyarbakır"a sürgün edilmiş Arnavut bir ailedendir. Dedesi Osman Ağa, Diyarbakır"a gelince Kürt Cemil Paşa"nın damadı olmuştur. Orta Öğrenimini Diyarbakır Ziya Gökalp Lisesi"nde tamamladıktan sonra 1968 yılında Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi"nden mezun oldu. Aynı yıl Diyarbakır Maiyet Memurluğuna atanarak; staj dönemi içinde Ergani kaymakam yardımcılığı, Bismil ilçesi Sinan Bucak Müdürlüğü, Genç, Akçadağ ve Doğanşehir Kaymakam Vekilliği yaptı.

 

12 EYLÜL’ÜN DE ADAMI

1973-1976 yılları arasında Sarıkaya Kaymakamlığı, 1 Eylül 1976 - 9 Ekim 1977 tarihleri arasında Kahramanmaraş Vali Vekilliği ve 1980 Eylül ayına kadar Malatya Emniyet Müdürlüğü ve Emniyet Genel Müdürlüğü Yardımcılığı görevlerinde bulundu. 29 Ağustos 1980 tarihli Bakanlar Kurulu Kararı ile Rize Valiliğine, 17 Ekim 1980 tarihli Kararname ile de Merkez Valiliğine atandı. Rize valiliği sırasında Rize Belediye Başkanlığı görevini de yürüttü. 9 Şubat 1984 - 18 Eylül 1987 tarihleri arasında Gaziantep Valiliği yapan ve 1985 yılında Yılın Bürokratı seçilen Abdülkadir Aksu; 29 Kasım 1987 tarihinde Anavatan Partisi"nden 18. Dönem Diyarbakır Milletvekili seçildi ve Aralık 1987 tarihinde de Anavatan Partisi T.B.M.M. Grup Başkan Vekilliği görevine getirildi.

 

İLK BAKANLIĞI ANAP’TA

31 Mart 1989 tarihinde İçişleri Bakanlığı"na atandı ve bu görevini 24 Haziran 1991 tarihine kadar yürüttü. 24 Aralık 1995"te ANAP Diyarbakır Milletvekili olarak Parlamentoya girdikten kısa bir süre sonra ANAP Grup Başkan Vekilliğine, daha sonra da GAP"tan Sorumlu Devlet Bakanlığı"na getirildi.

16 Ağustos 1996 tarihinde ANAP"tan ayrılarak RP"ye katıldı. RP GİK üyesi ve Genel Başkan Yardımcılığına getirildi, RP"nin Anayasa Mahkemesi tarafından kapatılmasından sonra FP"ye girdi. Fazilet Partisi"nin kapatılmasından sonra yeni kurulan AKP"ye katıldı. AKP iktidarının İçişleri Bakanlığı"nı yapan Aksu, Fırat"ın görevden alınmasıyla Genel Başkan yardımcılığına yükseldi.

 

***

Dengir Mir Fırat’ın istifasının ardındakiler

FIrat, AKP’nin hükümet olduğu 2002 tarihinden beri Meclis’teki Kürt kökenli milletvekillerin lideri gibi algılanıyordu. Bunun somut örneğini Türkiye 2003 yılı - 1 Mart tezkeresi sürecinde yaşamıştı.  Tezkerenin kabul edilmeyerek, reddinde Kürt kökenli milletvekillerinin oylarının belirleyici olduğu bilinen bir gerçek. Anlatılanlara göre Fırat o dönem tek tek Kürt kökenli milletvekillerini arayarak “hayır oyu verin” telkininde bulunmuştu.

Fırat istifası"nın "yorgun" olmasından başka bir gerekçesi olmadığını tekrarlarken, hatırda kalan gelişmeler ve kulis söylentileri akıllara başka ihtimaller getiriyor. İddialar ise şöyle:

1-  Canlı yayın düellosunda Fırat"ın karşısına çıkan CHP Grup Başkanvekili Kılıçdaroğlu, MENAS adlı şirketin hayali ihracat yaptığı iddiasıyla soruşturulduğunu ve Danıştay kararıyla hayali ihracatın tescillendiğini öne sürmüş, bazı belgeler açıklamıştı. İddianın eroinin MENAS ile değil taşıyıcı şirketin şöförüyle ilgili olduğu kısmı Fırat tarafından yanıtlandı. Ancak şirketin kırmızı hat ile ilgisi olmadığını talep eden belgede adının olduğu ve şirkerle hala ilgisi bulunduğu kısmı kamuoyunda şüpheler bıraktığı için AKP yerel seçime böyle şaibelerle girmek istemedi ve Fırat"ın ayrılması istendi.

2- Fırat son olarak da DTP"liler ile yemekte buluşması ile gündeme gelmişti. Güneydoğu"da olayların tırmandığı bir dönemde Fırat, DTP Genel Başkanı Ahmet Türk ile DTP"li milletvekilleri Sırrı Sakık ve İbrahim Binici ile akşam yemeğinde biraraya gelemesine karşılık, kamuoyuna "tesadüfen karşılaşıp yemek yedikleri" açıklamasını yapsa da, Fırat"ın Kürt sorunun çözümünü ve Başbakan Erdoğan"ın bölgeye yapacağı geziyle ilgili DTP"liler ile görüştüğü iddia edildi. Ayrıca Fırat"ın, Başbakan"ın bilgisi ile yemek yediği öne sürüldü. Fırat ise bunu yalanladı. Ancak muhalefet partilerinin, özellikle MHP"nin çıkışlarıyla kamuoyuna Başbakan Tayyip Erdoğan"ın vermek istediğinden farklı bir görüntü yansıdı. Bir iddia DTP"lilerle görüşen Fırat"ın Kürt sorununa karşı tavırını sertleştiren AKP"den uzaklaştırılması gerekliliğinin oluşmasıyken diğer bir iddia ise, Erdoğan"ın Kürt sorununa karşı "ya sev, ya terket" şiarıyla hareket etmesi ve bu yönde söylemlerini içine sindiremeyen Adıyaman"lı Fırat"ın istifa etmeyi tercih ettiği.

Fırat"a istifasında AKP’nin son dönemdeki Kürt politikasının etkili olup olmadığı ve Erdoğan’ın sert söylemini içine sindirip sindirmediği sorulduğunda “Başbakanla Türkiye’nin konularını tartışıyoruz, Güneydoğu da bu sorunlardan biridir. Başbakan açıklamaları benim içime siniyor da o nasıl haksız saldırılara tahammül edebiliyor, o da sinirden yapılmış bir insan. Bu kadar sabırlı olması biraz liderlik özelliklerinden kaynaklanıyor” demişti.