HDK’nin düzenlediği "Halklar ve İnanç Konferansı"nda halkların ve inançların eşitliğini, özgürlüğünü ve kardeşliğini kendisine ilke edinmiş, her dilden her inançtan ve her kültürden ezilenlerin omuz omuza mücadele vermesi istendi...

RÜYA YÜKSEL

Halkların Demokratik Kongresi  (HDK) hafta sonunda Halklar ve İnançlar Konferansı düzenledi. İstanbul’da Petrol-İş Genel Merkezi’ndeki konferansa Türkiye’de yaşayan Kürt, Alevi, Ermeni, Arap, Boşnak, Pomak, Çeçen, Adige, Oset, Çingene,  Ezidi, Gürcü, Hemşin, Laz, Pomak, Rum, Süryani, Afro-Türk ve Anti-Kapitalist Müslüman gibi çok sayıda inançtan ve halklarından temsilciler katıldı.
Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) Milletvekili Erol Dora, İstanbul Bağımsız Milletvekili A. Levent Tüzel, sanatçı Ferhat Tunç ve HDK yürütme kurulu üyeleri de konferansa destek verdi.
Konferansın sonunda 5 maddelik bir sonuç bildirgesi okundu ve cezaevinde sürmekte olan açlık grevleri için direnişteki tutsaklar selamlandı.


TALEPLER KARŞILANMALI
Konferansın açılış konuşmasını yapan BDP milletvekili Erol Dora, Kürt sorunun çözümü için açlık grevine giden tutukluların taleplerinin karşılanmasını istedi. “Dileğimiz diyalog sağlanarak taleplerin karşılanmasıdır. Bir an önce İmralı ile görüşmelerine başlanarak bu sorunun çözülmesi gerektiğini düşünüyoruz” diyen Dora sözlerini şöyle sürdürdü: “Ezidiler, Çerkezler gibi halkaların halen devlet düzeyinde tanınmıyorlar. Gayri Müslimler hep yabacı gibi algılanmıştır. Halbuki azınlık bir statüdür. Yetkililer halklar kardeştir diyor ama gayri Müslimleri, Ezidileri saymıyor. HDK olarak, bu politikaların değişmesini, Kürt sorunun çözülmesini,  tüm inanç ve halkların yok sayılmadığı bir Türkiye istiyoruz. Bu nedenle yeni anayasa sivil olmalıdır, ayrımcılık olmamalıdır.”


OSETÇE KAYBOLAN DİLLER ARASINDA

Dora’nın ardından Osetler adına konuşan Leyla Kılıç Çerkez üst kimliğini kullandıklarını ancak tüm yaşantıları boyunca Osetçe konuştuklarını belirtti. İlkokula başladıktan sonra Türkçe konuşmaya zorlandıklarını ifade eden Kılıç, UNESCO’nun Osetçeyi kaybolan diller arasına aldığını belirtti.


KİMLİK DAYATILIYOR
Adigeler adına konuşan Curmit Sebahattin, “Çerkez üst kimliğini taşıyoruz. Osmanlı döneminde buraya getirildik. Türkiye cumhuriyeti kurulduğunda ‘vatandaş Türkçe konuş’ denildi, kültürümüzü yaşatmamız kısıtlandı. Türkiye’de ortak yaşamak üst kimlik alt kimlik olarak uygulanıyor. Sistemin dayattığı kimlikle var olmaya zorlanıyor halklar. Yanımızdaki halkın acılarını anladığımızda geleceği yaşanır kılarız” dedi.


ARAPÇA KONUŞTURMUYORLAR
Arap Alevileri adına konuşan Ehlibeyt Kültür Dayanışma Derneği Başkanı Ali Yaman, genellikle Akdeniz Hatay çevresinde yaşadıklarını, Arap oldukları için baskı gördüklerini sınırda yaşadıkları için vatan haini gözüyle bakıldığını, Arapça konuşanlar aşağılandığı için anne babaların çocuklarına konuşturmadıklarını söyledi.


DEVLET KENDİ KAFASINDAKİNİ DAYATIYOR

Aleviler adına konuşan Şahkulu Sultan Dergahı Başkanı Mehmet Turhal, “İnançlar olarak Alevilik özgür bir düşünce yapısıdır. Kimseye neden benim gibi düşünmüyorsun denmez. Ama Alevilere herkes bu konuda baskı yaptı. Devlet kendi kafasında tasarladığı bir inancı bize dayatıyor bunu da laiklik adıyla yapıyor” dedi. Turhal, diyanetin kaldırılması, Alevilerin vakıf ve dergahlarındaki malların iade edilmesi, zorunlu din dersinin kaldırılması ve eşit temsiliyet olması gerektiğini söyledi.
Batman’den gelen Ezidi toplumun temsilcisi Nedim Erkiş, “Ezidiliğin tarihi çok bilinmiyor. Çünkü 73 katliamdan geçirildi. Dünyanın 6 büyük parçasına dağılmış 1 milyonu aşkın kişi var. Türkiye’de özellikle devlet tarafından tanınmıyoruz” dedi.

ÇEÇENLERİN STATÜSÜ YOK
Çeçen halkı adına Nor Radyo’da Çeçence program yapan Kadir Polat konuştu. Çeçenlerin topraklarından sürüldüğüne, dağıtıldığına, egemen devletlerin baskı ve zulmüne maruz kaldığına dikkat çeken Polat, Çeçenlerin vatandaşlık alamadıklarını ve statülerinin belirsiz olduğunu söyledi.
Afro-Türkler adına konuşan Alev Karakartal, Afro-Türklerin özellikle 19. Yüzyılda çeşitli ülkelerden kaçırıp ya da satın alınıp köle olarak Osmanlıya getirildiklerini, köleliğin kalkmasının ardından yapılan melez evliliklerin çocukları ve torunları olduklarını belirtti.


GREVLER SÜRERKEN ANLATMAK İSTEMİYORUM

Ermeni halkı adına Agos gazetesi yazarı Patrak Estukyan konuştu. Ermenilerin Türkiye’de yaşadığı sorunların yıllardır dile getirildiğine, Ermenilerin sürüldükleri yerlerde de asimile olduklarına değinerek “Bu kadar insan cezaevinde açlık grevindeyken Ermeni kültürünü anlatmak istemiyorum” dedi.
Hemşin Kültürünü Araştırma ve Yaşatma Derneği adına konuşan Mahir Özkan, Hemşincenin Lazca ve Ermeniceden farklı olduğuna dikkat çekerek, bugün kaybolmakta olan diller arasında yer aldığını vurguladı. Grek halkı adına Apoyevmatini gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Mihail Vasiliadis konuştu. Süryaniler adına konuşan Ninorta Arslan, Süryanilerin tarihi üzerine bir sunum yaptı.
Pomak Kültür Derneği adına konuşan Hasan Uygun, Pomakların antik bir Slav halkı olduğunu ve yaşadıkları topraklarda egemen devletlerin ve dilin baskısı altında kaldıklarına dikkat çekti.


BİRLİKTE MÜCADELEYE İHTİYACIMIZ VAR
Anti-kapitalist Müslümanlar adına konuşan Sedat Doğan, “Dindar olmasına rağmen toplumun gerçek dinden çok uzak olduğunu düşünüyoruz. Birilerinin, Allah-u Ekber nidaları ile gidip faşizan davranışlar sergilemesi canımızı çok yakıyor. Biz cami istemiyoruz, mescid istemiyoruz. Din, ibadethanelere sıkıştırılan, kimsenin anlamadığı dillerde yapılan bir şey değildir. Sermaye sınıfına iktidara karşı kimsenin Allah'a inanmaya ihtiyacı yok ama birlikte mücadeleye ihtiyacımız var” dedi. Kürt halkı adına konuşan Kürt Enstitüsü Başkan Yardımcısı Sami Tan Kürt dilinin asimile olmaması, yaşaması için mücadele eden bir örgüt olduklarını belirtti. Anadilde eğitim ve savunma konusunda mücadele eden tüm örgütlerle bir araya gelmek istediklerini ifade eden Tan, "Bugün insanlar bu talepler için bedenlerini ölüme yatırıyorlarsa bu biraz da bizim suçumuzdur. Bunun özeleştrisini vermeliyiz" dedi.


HALKLAR VE İNANÇLAR HAPİSHANESİ
Bilgi Üniversitesi Tarih bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Bülent Bilmez “Halklar ve İnançlar Hapishanesi Olarak Türkiye Cumhuriyeti Ulus Devleti ve Dönüştürme Faaliyetleri" başlıklı bir sunum yaptı.Türk ve Sünni merkezli yeni bir ulus inşa etme, homojen bir toplum yaratma politikalarıyla standarda uymayan halkların ve inançların asimile edildiğini belirten Bilmez, son yıllarda AKP önderliğinde Kemalist ulus devletin sorgulandığı ve tedrici olarak tasfiye edildiği iddiasının doğru olmadığını vurguladı.