Ailelerin bir araya geldiği, küs olanların barıştığı bayramda, halk yaşlı insanlarımızı unutmadı. Bayramlaşmak ve hatırlarını sormak için, erken saatlerden itibaren Darülaceze’ye...

Ailelerin bir araya geldiği, küs olanların barıştığı bayramda, halk yaşlı insanlarımızı unutmadı. Bayramlaşmak ve hatırlarını sormak için, erken saatlerden itibaren Darülaceze’ye akın eden insanlar, yaşlılara duygulu anlar yaşattı. Torunları yaşındaki çocuklara hasretle sarılan yaşlılar, yaşadıkları ilgi ve duygu yoğunluğu karşısında gözyaşlarını tutamadı. Kurumu aydınlatan  ziyaretler ‘keşke her gün bayram’ olsa özlemini akıllara getirdi.

 

DARÜLACEZE"DEN İNSAN MANZARALARI

Sabahın ilk saatlerinde itibaren, tekerlekli sandalyesiyle kurumun girişine gelen 70 yaşındaki emekli işçi İsmail Babatutmaz, gelen giden ziyaretçileri hasretle gözlüyor. “Amca birisini mi bekliyorsun” sorusu karşısında gözyaşlarını tutamayan Babatutmaz, asla gelmiyecek oğlunu beklediğini söyledi. İki kere evlendiğini belirten Babatutmaz, hastalık nedeniyle ölen ikinci eşinden Hüseyin isimli bir oğlu olduğunu anlattı.

Sivas Yıldızeli’li olduğunu söyleyen Babatutmaz, eşi öldükten sonra çalışmak için memleketi terk ettiğini oğlunu da babasına bıraktığını dile getirdi. Oğlu Hüseyin’e hiç emek vermediğini ifade eden Babatutmaz, o yüzden oğlunun gelmediğini belirti. Yine de bir umutla kapıda beklediğini ifade eden Babatutmaz, “Onu gerçekten çok özledim. Çalışmak zorunda olduğum için onunla ilgilemedim. Umarım birgün beni affeder” dedi.

Elinden sigarayı, ağzından türküleri düşürmeyen Mehmet Rüsel, Darülaceze’nin en deli dolu yaşlısı. Ziyaretçileri gelmemesine rağmen yüzünden gülümsemesini eksik etmeyen Rüsel, halktan gelen insanlarla sıcak sohbetler yapıp şimdiki anı yaşamaya çalışıyor. 3 aydır kimsenin ziyaretine gelmediğini belirten Rüsel, üç tane evladının olduğunu en azından bayramda gelmelerini umduğunu söyledi. Darülaceze" de mutlu olduğunu ifade eden Rüsel, buradaki insanlarla aile gibi olduklarını belirti.18 sene boyunca Gülhane Parkı"nda çalıştığını anlattan Rüsel, ""Boşver takma kafaya, ben hayata neler gördüm neler, önemli olan anı yaşamaktır gerisi yalan"" diyerek türkü söylemeye başladı.

Kimsesi olmadığı ve küçük yaşında felç geçirdiği için 25 senedir Darülaceze’de olduğunu söyleyen Dut Uğur, kurulun en eskilerinden. Afyon"lu olduğunu belirten Uğur, küçükken anne babasının boşandığını o yüzden analığının engelli olduğu için kendisine bakmak istemediğinden dolayı, akrabalarının onu bu kuruma yerleştirdiğini anlattı. Bir kız kardeşi olduğunu belirten Uğur, bu güne kadar bir kere de olsa gelmediğini vurguladı. Burada mutlu olduğunu ifade den Uğur, “En azından kimseye muhtaç değilim. Yemeğim geliyor, sıcak banyomu yapabiliyorum, çamaşırlarım yıkanıyor, rahatım"" diye konuştu.

Yatalak olduğu için kurumun bahçesine yatak ile getirilen 75 yaşındaki Şerife Kabacı, gençlerden gördüğü ilgi karşısında göyaşlarını tutamadı.Trabzon Of"lu olduğunu söyleyen Kabacı, 5 senedir kurumda olduğunu ve ailesinden kimsenin ziyaretine gelmediğine dikkat çekti. Ailece babasının mirasına konduklarını belirten Kabacı, herkesin rahatı yerinde olduğundan kimsenin bu bayram günü kendisini düşünmediğini ifade etti. Artık kimseyle tartışacak gücü olmadığını belirten Kabacı, “Sağ bacağım felç, kalan ömrümü huzurlu geçirmek istiyorum, Darülaceze"deki insanlara Allah razı olsun bana çok iyi bakıyorlar bu saaten sonra aile olmasa da olur boş ver” diye konuştu.

 

RESİM VE BONCUKLA YALNIZLIĞI UNUTUYOR

Darülaceze’nin en gençlerinden 38 yaşındaki Yeşil İnkayalı, yalnızlığını nazar boncuklarından ağaçlar ve bilezikler yaparak unutanlardan. Üvey babası onu istemediği için sokaklarda büyüdüğünü belirten İnkayalı, işi olmadığı için boncuk yaparak hayatını kazandığını belirti. Çalışmanın insana iyi geldiğini ifade eden İnkalı, insanın çalışırken en azından yalnızlığından uzaklaştığını söyledi. Burada tanıştığı Hikmet Bey"le gelecek yaz evleneceğini belirten İnkayalı, “Umarım artık mutluluğu yakalarım” dedi.

Kurumun en eskilerinden biri olan Ayşe Yücel, 44 yıllık ömrününün 30 yılını Darülaceze"de geçirdiğini ifade etti. En büyük tutkusunun boyalı resim yapmak olduğunu belirten Yücel, resim çizmenin dertlerini yok ettiğini söyledi. Bebek yaşında terk edildiğini anlattan Yücel, ailesinle yeniden biraraya gelmek istediğini ifade etti. En büyük hayalinin birgün ünlü bir resam olmak olduğunu belirten Yücel, “Aile özlemimi resim yaparak doldurmaya çalışıyorum. Umarım birgün resimlerim bir sergide insanlarla buluşur” dedi.

ZEYNEP KURAY