Her şeye rağmen var olmanın ozanı Âşık Veysel
Mahir KANAAT
Âşık Veysel’in hayatı, yaşadığı coğrafyayı ve tarihsel süreci çok yönlü ele alan Cengiz Yıldırım, Veysel’i, Veysel yapan koşulları, yani yoksulluğunu, çiçek hastalığını, eşinin kendisini terk etmesini, Halkevlerini, Köy Enstitüleri’ni, Cumhuriyet'i ve Cumhuriyet'in toplumsal önemine vurgu yaparak kaleme aldı.
Cengiz Yıldırım'ın İtalik Yayınları etiketiyle yayınlanan "Bilinmeyen Yönleriyle Âşık Veysel” adlı kitap ozanın anılarını, kendisiyle yapılan röportajları, başkalarının kendisi için söylediği sözleri, hakkında yazılan kitapları, makaleleri, filmleri bir araya getiriyor.
Kitap UNESCO tarafından ölümünün 50. yılında Âşık Veysel'i Anma Programı'na da dahil edildi. Bugüne kadar 14 kitaba imzasını atan Cengiz Yıldırım'ın yeni kitabında çizilen profilde Veysel adı acıdır, ıstıraptır, dirençtir, her şeye rağmen var olmaktır. Âşık Veysel, her ne söylemişse "mutlaka canından koptuğu gibi" söylemiştir.
Gözleri görmeyen Âşık Veysel saza “şeytan” dendiği bir dönemde köy köy, kasaba kasaba dolaşıyor ve Cumhuriyet'in hedefleri doğrultusunda ödün vermiyor. Âşık Veysel, bu topraklarda, kollektif kimliklerin varlıklarını ve farklılıklarını, çok kimlikli, çok kültürlü yapısını kıymetli bulmuş, şiirlerinde, birliği, kardeşliği, çalışkanlığı, güzel ahlakı ve doğruluğu işlemiş, halk ile aydınlar arasında iki yönlü bir köprü vazifesi görmüştür. Bu yönüyle Âşık Veysel, yerellikten çıkmış ulusal, hatta evrensel bir kimlik kazanmıştır.