Bilal Erdoğan ve 41 iş adamının yer aldığı ikinci yolsuzluk dalgası AKP’nin engellemesiyle karşılaştı. 4 bakan istifa etti. Bakan Bayraktar “Her şeyin Başbakan’ın bilgisi dahlinde yaşandığını” belirterek Erdoğan’ın da istifa etmesi gerektiğini söyledi

Her şeyi Başbakan'ın emri ve bilgisiyle yaptık

Hazırlayanlar: Sebahat Karakoyun - İbrahim Varlı

17 Aralık'taki birinci dalga operasyonunun ortaya çıkardığı yolsuzluk ve rüşvet skandalının şoku henüz atlatılamamışken, Türkiye bir hafta sonra 25 Aralık 2013 tarihinde güne ikinci dalga operasyon haberleriyle başladı. Ergenekon davasının da savcılarından olan Muammer Akkaş, dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan ve birçok işadamının da aralarında bulunduğu 41 kişilik gözaltı listesi hazırladı. Listede Suudi işadamı Yasin El Kadı, Usame Kutub, Cengiz Aktürk, Abdülkerim Çay, Muaz Kadıoğlu, Mustafa Latif Topbaş, M. Fatih Saraç, Abdullah Tivnikli, Cengiz Aktürk, Orhan Cemal Kalyoncu, Ömer Faruk Kalyoncu, Mehmet Cengiz, Celal Koloğlu, N. Ö., S.B., İbrahim Çeçen, Hayrettin Özaltın, Adnan Çebi, Oğuzhan Boyacı gibi tanınmış işadamları yer alıyordu.

Mal varlıkları donduruldu
Gözaltı kararında 41 kişiye yöneltilen suçlamalar şu şekilde yer aldı: Çıkar amaçlı suç örgütü kurmak, yönetmek, örgüte üye olmak, tehdit, rüşvet ve nüfuz ticareti, ihaleye fesat karıştırmak, suçtan kaynaklanan malvarlığını aklama, resmi belgede sahtecilik.” Kararda gözaltına alınma sebebi olarak ise “Yüklenen suçun gerektirdiği ceza miktarına göre şüphelinin kaçma ve delilleri yok etme, değiştirme ve gizleme ihtimalinin bulunması, aleyhinde yeteri kadar delil ve emare bulunması sebebiyle gözaltına alma tedbiri zorunlu görülmüştür” denildi. Soruşturması çerçevesinde 7 işadamı ile 2 şirketin mallarına tedbir kondu. Abdullah Tivnikli, Mustafa Latif Topbaş, Cemal Kalyoncu, Ömer Faruk Kalyoncu, Mehmet Cengiz, Üsame Kutub, Cengiz Aktürk adlı işadamları ile Bosphorus 360 Ltd. Şti. ve Zirve Holding A.Ş. adlı iki şirketin tüm mal varlıklarına el konulmasına karar verildi.

Dosya savcıdan alındı
Savcı Akkaş listedekileri şüpheli sıfatıyla ifadeye çağırdı. Ancak emniyet, savcının talimatlarını yerine getirmedi. AKP hükümeti emniyet vasıtasıyla ikinci dalga yolsuzluk operasyonunu engelledi. Savcılık ile Emniyet arasında yetki krizi çıktı. Savcı Akkaş, soruşturmaya engel oldukları gerekçesiyle Vali Hüseyin Avni Mutlu, İl emniyet Müdürü Selami Altınok ve sorumlu kolluk kuvvetleri hakkında “Gizliliği ihlal, görevi kötüye kullanma ve delilleri yok etme” gerekçesiyle soruşturma başlattı.
Birgün sonra 26 Aralık Perşembe günü dosya Savcı Muammer Akkaş’tan alındı. Akkaş, aynı günün akşamında adliye önünde yazılı basın açıklaması dağıttı, “Soruşturma yapmam engellenmiştir” dedi.


Zoraki istifa
Aynı gün 25 Aralık Çarşamba günü Bakan istifaları peş peşe geldi. Bir gün önce Pakistan’dan dönen Erdoğan’ı seçim otobüsü üzerinde karşılayan ve el ele pozlar veren Bakanlardan ilk olarak Zafer Çağlayan, hemen ardından da Muammer Güler istifalarını açıkladı. Erdoğan Bayraktar ise NTV'ye telefonla bağlandı, “Her şeyin Başbakan’ın bilgisi ve emri dahlinde yaşandığını” belirterek görevi bıraktığını açıkladı. Bayraktar, Erdoğan'ın da istifa etmesi gerektiğini söyledi. Gözaltı listesinde yer alan işadamları ve Bilal Erdoğan yargı zırhı sağlandıktan çok sonra birer birer İstanbul Adliyesi’ne giderek gizlice ifade verdi.

Alo Fatih bir daha arama beni!

>>Yolsuzluk ve rüşvet skandalının patlak vermesinin hemen ardından Tayyip Erdoğan 18 Aralık tarihinde Ciner Medya Grubu’nun tepe ismi Fatih Saraç’ı arayarak gazete ve televizyonunda yolsuzluk haberlerine yer verildiği için fırçalıyor. Saraç’ı fırçalayan Erdoğan, “Beni bundan sonra beni bir daha bu patronunla alakalı, bu grupla alakalı hiçbir konudan dolayı arama. Artık yetti ve sadece babandan dolayı seni dinledim bugüne kadar” diyor. Saraç ise gereğinin hemen yapılacağını söylüyor.

Yolsuzluk şifreleri: Paraları sıfırlamak

>>Yolsuzluk ve rüşvet operasyonları sonrasında Başbakan Erdoğan dahil Bakanların yasal dinlemelere takılan konuşmaları yaşananların boyutunu ve iç yüzünü gözler önüne seriyor.

Bir kısmı CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu tarafından Meclis kürsüsünden de okunan tapelerde milyon dolarlar havalarda uçuşurken, hem Başbakan Erdoğan hem de İçişleri Bakanı Güler, yolsuzluğa bulaşmış çocuklarına evdeki paraları nasıl yok etmeleri gerektiğikonusunda direktif veriyor. Bununla birlikte tape ve fezlekeler dilimize “üç-beş kuruş bir trilyon, paraları sıfırlamak, oruspunun ve memurun parasını peşin vereceksin” gibi yeni kavramlar da kazandırıyor!

Çikolata kutulu 'bayram rüşveti'

>> Sarraf ile adamları arasındaki konuşmalarda rüşvetin Bakan Bağış’a çikolata kutusu içinde verildiği anlaşılıyor. Sarraf yardımcısı Happani’ye Bağış’a göndermek üzere çikolata kutusuna 500 bin dolar yerleştirmesini istiyor. Konuşmada, “Gümüş tabak al, çikolata dizdir, ama çok pahalı olmasın gümüş tabak” sözleri dikkat çekiyor. Teslimatı Sadık isimli adamının yapacağını ifade eden Sarraf unutulmaması için not almasını da istiyor. Bir başka ses kaydında ise Sarraf, Bağış’ın Kurban Bayramı’nı kutlayarak, aradığını fakat ulaşamadığını söylüyor. Bağış, Dışişleri Bakanı Davutoğlu ile toplantı için Bodrum’a gittiğini söylüyor, kutuların beş yıldır kendisiyle çalışan Marina’ya bırakılmasını istiyor.

Suç işlemek amacıyla örgüt kurmak

>>Zafer Çağlayan, Erdoğan Bayraktar, Muammer Güler ve Egemen Bağış hakkında hazırlanan Savcı Celal Kara’nın imzasını taşıyan 331 sayfalık fezlekelerde örgüt kurarak Rıza Sarraf liderliğindeki örgütle rüşvet suçunu işleme amacıyla ve tek bir organizasyonun çatısı altında fiili ve sürekli bir birliktelik sergilemek suçlaması yer alıyor. Bahsedilen suç örgütü tek bir irtibat ağı altında Rıza Sarraf’ın liderliğindeki suç örgütünün eylemleri doğrultusunda rüşvet faaliyetleri gerçekleştiriyor.

Bakan Bayraktar: Bütün pis işleri bana yaptırıyorlar

>> “Soruşturmadaki her şey Başbakan’ın talimatıyla yapıldı” sözleriyle istifa eden Bayraktar fezlekede yer alan telefon konuşmalarında arazinin satışı için, bütün pis işlerin kendisine yaptırıldığını belirterek bu durumun ortaya çıkması halinde, “Bizi asarlar ya! Hesabını kim verecek!” diyor. İstanbul Etiler’deki polis okulu arazisinin ranta açılmasını sağladığını itiraf eden Bayraktar, buna karşılık Çatalca’ya taşınacak polis okulu için de ‘imar oyunları’ planlıyor. Kiptaş Genel Müdürü İsmet Yıldırım ile konuşan Bayraktar, araziye hukuksuz olarak 3 katı emsal verdiğini söyleyerek, “Ben neye istinaden yapayım bunu? Bizi asarlar ya!” diyor.

Üç beş kuruş dedikleri evdeki para 1 Trilyon çıktı

>> CHP Lideri Kılıçdaroğlu’nun Meclis’te de dinlettiği ses kaydına göre Barış Güler gözaltına alınmadan önce babası Muammer Güler’i arıyor. Güler, “Ne var oğlum senin evinde?” diye soruyor, karşılığında hiçbir şey yok baba yanıtı alıyor. Güler yeniden para ne var diye üsteliyor, “Kendi param, üç beş kuruş kalan param” karşılığını alıyor. Baba Güler kaç para diye soruyor yeniden, “Sen biliyorsun” yanıtını alıyor. Güler bir kez daha sorunca Barış Güler “1 trilyon civarı param var, o kadar” diyor.

Erdoğan'ın oğlu Bilal'e: Evdeki paraları hemen sıfırla

>>17 Aralık günü Başbakan ve oğlu Bilal Erdoğan arasında yapılan görüşmede evdeki paraların sıfırlanması tartışılıyor. Tapelere göre operasyon sabahı oğlu Bilal’i arayan Erdoğan, işadamlarından rüşvet karşılığı alındığı iddia edilen ve 5 ayrı evde tutulan paraları biran önce elden çıkarmaları talimatını veriyor. Erdoğan paranın sıfırlanması için Ankara’dan kızı Sümeyye’yi gönderdiğini belirtiyor. Bilal ise bir süre sonra babasını arayarak paranın büyük bir kısmını işadamı Ö. Faruk Kalyoncu’ya, bir kısmını da işadamı Mehmet Gür’e vereceklerini anlatıyor. Tahliyeden sonra, akşam ellerinde hâlâ 30 milyon avro kaldığı anlaşılıyor.

25 'rüşvet' hattı... Tuvalette belge
>>
Sarraf ile dönemin Ekonomi Bakanı Çağlayan’ın telefon görüşmelerini nasıl yaptıklarına, nasıl buluştuklarına, düzenlenen belgelerin nasıl teslim edildiğine ilişkin olduğu ileri sürülen ses kayıtlarında Çağlayan’ın rüşvet ve yolsuzlukları organize etmek için 25 ayrı özel hat kullandığı ileri sürüldü. 28 defada 52 milyon dolar rüşvet aldığı iddia edilen Çağlayan’ın, Sarraf’la otobanda buluştuğu, Bakanlığın bir belgesinin Sarraf’ın adamlarına tuvalette teslim edildiği ileri sürüldü.