HAYATİ AKBAŞ RİZE

AKP'nin iktidara gelmesiyle Türkiye'nin neredeyse bütün dereleri, nehirleri ve çayları HES'lere tahsis edildi. Yüzlerce HES projesi üretildi. HES'lerin doğaya vereceği zararlar ve insanların yaşamlarında yaratacağı tahribat düşünülmeden, aksi yönde verilen yargı kararlarına da uyulmadan HES inşaatları başlatıldı.
Köyüne, ilçesine, toprağına HES yapılmak istenen insanlar ise dernekler, platformlar kurarak örgütlendi ve HES'lere karşı hep birlikte seslerini yükseltmeye başladı. Hatta yargı kararlarını hiçe sayan bir şekilde HES'lerin açılışına giden Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın partisine mensup, bazı ilçe ve belediye başkanları da HES protestolarına katıldı.
İKİZDERE KURTULDU
İşte, deresine, toprağına ve ormanlarına sahip çıkanların verdiği bu mücadeleler meyvesini veriyor. Son olarak, Trabzon Kültür ve Tabiat Varlıkları'nı Koruma Kurulu, Rize'nin İkizdere ilçesinde bulunan ve dünyada korunmada öncelikli 200 ekolojik bölgeden biri ilan edilen İkizdere Vadisi'ni Doğal SİT alanı ilan etti.
Böylece İkizdere, Anzer ve Ovit yöresinde yapılması planlanan 22 Hidroelektrik Santrali (HES) Projesi de rafa kalkmış oldu. İkizdere Derneği bu karar için iki yıldır mücadele içindeydi. Derneğin eski başkanı Kadem Ekşi, "Bugün HES'lerin pençesinden kurtulduğumuz, yeşili, doğayı çocuklarımıza bırakacağımızın müjdelendiği gündür" dedi.
Vadinin alt kesiminde bugüne kadar 4 HES projesi gerçekleştirildiğini söyleyen Ekşi, şöyle konuştu: "SİT alanı ilan edilen bölgede hiç başlanmış proje yok. 22 tane planlanıyordu, onlar da rafa kalktı. Kurulun kararı sonrasında artık 2863 sayılı yasa uyarınca bölgede taşocağı açılamayacak, madencilik çalışması yapılamayacak, HES inşaatlarına izin verilmeyecek. Yani eko sistemi ve canlı yaşamını tehdit eden hiç bir yapılaşma olmayacak."
FIRTINA VADİSİ GİBİ
Rize'de daha önce de Çamlıhemşin İlçesindeki ünlü Fırtına Vadisi de doğal SİT alanı ilan edilmişti. Böylece Fırtına'nın ardından ekolojik yönden önem taşıyan İkizdere Vadisi de HES yapımından kurtulmuş oldu. Bu kararla Anzer Yaylası'nda planlanan HES'ler de iptal edildi. Yusuf Yavuz Antalya

DSİ görevini yerine getirsin

ANTALYA Akseki Gümüşdamla köyü sınırlarında Ercihan İnşaat- BM Holding tarafından inşa edilen HES nedeniyle yaşanan sıkıntılar devam ediyor. Yöre halkı, köyün ortasından geçen ve pek çok köyü sulayan derenin debisinin azaldığını dile getirdi. 1978'de saniyede 300 litre su akan derenin debisi 1998'de 166 litre olarak ölçüldü. Küresel ısınma nedeniyle debinin şimdilerde daha da düştüğü belirtiliyor. Köy halkı, kendi bölgesinden çıkan suyu, öncelikle kendilerinin tarım amaçlı kullanma hakları olduğunu ifade etti. Devlet Su İşleri'nin (DSİ) bu konuda halkın yanında olması gerektiğini açıklayan bölge insanı, ancak bu kurumun AKP'nin müdürlüğü gibi çalıştığını dile getirdi. "Su hayattır" yerine "su paradır" politikasının işlediğini açıklayan Antalya Isparta Burdur Dereleri Gönlünce Aksın Platformu "Bizler suyun korunması, halka ulaştırılması ve doğru kullanılmasından birici derecede sorumlu olan DSİ’nin bu görevine sahip çıkmasını, Gümüşdamla’daki yanlış uygulamayı durdurmak için hareket geçmesini ve Türkiye’ye kader gibi sunulan HES’lerden görevi gereği halkı, suları ve dereleri korumak için harekete geçmesini talep ediyoruz" açıklamasını yaptı.

‘Dereler doğanın kan damarlarıdır’

TÜRKİYE Su Meclisi’nin öncülüğünde gerçekleştirilen Ege ve Akdeniz Bölgesel Su Kongresi Antalya Cam Piramit Kongre ve Fuar Merkezi’de yapıldı. Ülke genelinde yapılması planlanan kongrelerin ilki olma özelliğini taşıyan ve “Suyumuza Sahip Çıkıyoruz” sloganıyla gerçekleşen buluşmada, Türkiye’nin dört bir yanında eşzamanlı olarak projelendirilen 2 binden fazla HES'in yarattığı tahribata karşı yürütülen mücadeleler ve deneyimler aktarıldı.
ORTAK YAŞAM HAKKI
Kongrede, 'tüm canlıların en temel ve ortak yaşam hakkı olan suyun kaynağı akarsuları korumak için yürütülen mücadelenin birlik ve dayanışma içinde sürdürülmesi' ilkesi benimsenirken, HES’lerin neden olacağı tahribatla Ege ve Akdeniz bölgelerinin biyolojik çeşitliliği ve tarımının ciddi zarar göreceği vurgulandı.
HES yapımlarının derhal durdurulmasını isteyen kongre katılımcıları, bölgedeki rüzgâr ve güneş enerjisi gibi temiz enerji kaynaklarının araştırılmasını talep etti.
Kongrede konuşan Türkiye Su Meclisi Yürütme Kurulu Üyesi ve Doğa Derneği Başkanı Güven Eken, Türkiye'de suyun yönetilemediğini ifade ederek, suya bakış açısı tamamen rant üzerine kurulu” dedi.
DÜNYA DA CANLI
Akdeniz ve Ege bölgelerinde yüzlerce HES yapılmasının planlandığını ve bu bölgelerde inşa edilecek santrallearın doğadaki sonuçlarının Karadeniz bölgesinden çok daha yıkıcı olacağını dile getiren Güven Eken, “Dünya da tıpkı insan gibi canlı. İnsandaki kan damarlarının görevini doğada nehir ve dereler görüyor" diye konuştu.
Türkiye’de suya bakış açısının tamamen rant üzerine kurulu olduğunu öne süren Eken, 1950'lerden bu yana Marmara Denizi büyüklüğündeki 1,5 milyon hektar gölet ve sulak alanın kurutulduğunu dile getirdi. 

Yine ‘Su boşa akmasın’ dedi

KURULUN kararına ilişkin açıklama yapan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, “Değerli arkadaşım sen bugüne kadar neredeydin yahu? Bugüne kadar oraları niçin SİT alanı ilan etmediniz de şimdi HES çalışmaları başlayınca kalktınız buraları SİT alanı ilan ediyorsunuz?'' dedi. Erdoğan, "Bizler yıllarca bu ülkede 'su akar, Türk bakar' mantığıyla suya yaklaştık ama artık böyle bakmayalım istiyoruz. Artık 'su akar, Türk yapar' demeye başladık, şimdi de önümüz kesiliyor. Bu sularımız denizlere boşu boşuna akıp gitmesin” şeklinde konuştu.