Çankaya Belediye Başkanı Taşdelen pandemi sürecinde belediyelerin halka ulaşmasının engellenmek istendiğini söyledi. Buna rağmen on binlerce yurttaşa doğrudan ulaştıklarını ve on binlerce koli yardımda bulunduklarını anlatan başkan, “Hiçbir çocuk yatağa aç girmesin diye çalıştık” dedi

Hiçbir çocuk yatağa aç girmesin diye çalıştık

HÜSEYİN ŞİMŞEK

Ankara’nın Çankaya Belediye Başkanı Alper Taşdelen, belediyenin Covid-19 salgını sürecindeki çalışmalarına ilişkin değerlendirmelerde bulundu. CHP’li Taşdelen, “Akıl ve bilim kullanılmadan salgın hastalık sorunu çözülemez. Bu süreçte belediyemizin temel anlayışı bu olmuştur” dedi.

Salgında belediyenin yurttaşlara temel ihtiyaç malzemesi ve nakit yardımının da bulunduğunu belirten Taşdelen, “CHP’li bir büyükşehir belediye başkanı ile çalışmanın avantajlarını da yaşadık” diye konuştu.hicbir-cocuk-yataga-ac-girmesin-diye-calistik-740734-1.

Taşdelen’in gündemdeki konulara ilişkin gazetemize yaptığı değerlendirmeler şöyle:

“Salgının iki boyutu var. Biri insanların canı ile ilgili boyutu, diğeri ise cebiyle ilgili. Sağlık noktasında bakınca, sürü bağışıklığıyla bu işi çözmek isteyenler çok sıkıntıya girdi. Vatandaşı daha korumacı bir yaklaşımla konuyu ele alanlar ise süreci daha derli toplu yürüttüler. Ülkemizde Sağlık Bakanlığı olayı sıkı tuttu. Hakkını teslim etmemiz gerekir. Türkiye’deki sağlık sistemi diğer ülkelere göre çok iyi durumda. Anlayış olarak da böyle. Üniversite sınavlarında başarılı olanlar bile öncelikle tıp fakültelerini tercih ederler.

Sağlık sisteminin bu derece başarılı olmasının temeli Cumhuriyet dönemidir. Bu dönemde kamucu sağlık politikası benimsendi. Gelenek olarak Türkiye’de son 25 yıla kadarki süreçte toplumcu mantık hakim olmuştur. Bu sağlık sektöründe donanımlı personelin yetişmesini sağlamıştır. Sağlık temel bir insan hakkıdır. Bu anlayışla hareket etmeliyiz. Böyle konularda paraya teslim olmamak lazım. Sosyal devlet anlayışı ile en kaliteli hizmet devlet tarafından verilmelidir. Sosyal devlet anlayışını benimseyen ülkeler ile benimsemeyen ülkeler arasındaki fark bu süreçte göze battı. Geliri olmayan insan nasıl evde kalacak? Bunun cevabı da sosyal devlettedir. Pandemiden etkilenen herkese el uzatmak gerekir. CHP’li belediyeler tam burada devreye girdi. Hiçbir çocuk yatağa aç girmesin diye çalıştık. Sosyal devletin ne kadar önemli olduğunu tekrar gördük.”

HİZMET İÇİN VARIZ

“Biz halkımıza hizmet etmek için varız. Sosyal demokratız ve ‘Önce insanız’ diyoruz. Yola böyle çıkınca pek çok sorunu baştan çözmüş oluyorsunuz. Belediye kaynaklarını bu dönem betona değil halkımıza aktarmanın yollarını bulduk. Pek çok ihaleyi durdurduk çünkü ekonomik sıkıntıların ne kadar devam edeceğini bilmiyoruz. Bizim amacımız dertlere derman olmaktı. Geçen üç ayda tüm işyerleri kapandığı için binlerce insan gelirinden mahrum kaldı ve hayatını nasıl sürdüreceği sorunu ile baş başa kaldı. Biz o noktada devreye girdik. Kendi ilçemizde 35 bin gıda kolisi dağıttık. Nakit destek isteyen vatandaşımıza nakit desteği ulaştırdık. Çocuklara haftalık iki litre süt dağıtıyoruz. Kiracılarımızdan kira almadık. Büyükşehir belediyesi ile ortak projeler gerçekleştirdik. İftar kampanyalarına destek olduk. Mahalle bakkallarındaki veresiye defterlerinin kapatılması projesine destek olduk. 65 yaş üstü büyüklerimiz evlerinden çıkamadılar. Alışverişlerini biz yaptık. Kimin ne derdi varsa orada olmak istedik. Yurttaşlar yaşama sevincini geri kazansın diye 54 bin menekşe dağıttık. İşyerlerini dezenfekte ediyoruz. Bunlar çok ciddi maliyetler ama belediye olarak hem canı hem de cebiyle uğraşan vatandaşın yanında olduk.”

EL ELE VERMEK GEREKİRDİ

“Belediyeler şartlı ya da şartsız bağış alabiliyordu. Böyle sıkıntılı bir dönemde yardım kampanyası engellemeleri halk tarafından tepkiyle karşılandı. Bu süreçte yardımın hükümet ya da belediyeler tarafından yapılmasının bir önemi yok. İktidarla el ele vermek gerekirdi. Bu şekilde halkın sorunları çözüme kavuşturulmalıydı. Engelleme oldu ama çeşitli yollarla bu engelleri aştık. CHP’li büyükşehir belediye başkanıyla çalışmak İşlerimizi eskiye göre çok kolaylaştırdı. Mansur Başkan halkın sorunlarını çözmek istiyor. Siyasi görüş, inanç farkı gözetmeden herkes için gerçek sorunlara eğilen bir başkan. Bizim de geçmiş yıllardan kalan mağduriyetimiz gideriliyor.

Biz salgının başından beri hayata geçirdiğimiz uygulamaları sürdüreceğiz. Dezenfekte işlemleri de maddi, manevi desteklerimiz de süreç sona erene kadar devam edecek. Halkımızı sosyal mesafeye uymaya, maske takmaya sürekli davet edeceğiz. Bilim Kurulu’nun kararlarına uymalıyız. Bu siyasetin işi değil. İktidar da ümit ediyorum ki Bilim Kurulu’nun yönlendirdiği şekilde hareket eder. Belediyeler olarak biz de bilim insanları ile görüşmeler yapıyoruz. Parti genel merkezimiz de raporlar hazırlıyor. Tüm sonuçlar aynı kapıya çıkıyor, bu süreç akıl ve bilim ışığında yürütülmeli.”

ABD’DE YAŞANANLAR SÜRPRİZ DEĞİL

Bülent Ecevit’in kurduğu 57’nci Hükümet Dönemi’nde “Başbakan Müşavirliği” görevini üstlenen ve ABD’de Columbia Üniversitesi’nde Uluslararası İlişkiler dalında yükseköğrenim gören Çankaya Belediye Başkanı Alper Taşdelen, dış politikada yaşanan gelişmeleri de değerlendirdi. ABD’de yaşanan olayları ve Suriye’deki son durumu ele alan Taşdelen, şunları söyledi:

“Öncelikle ABD’de yaşananların sürpriz olmadığını söylemek gerekiyor. ABD, kendi içerisinde çok büyük bir gelir adaletsizliğine sahip. Çok küçük bir azınlığı pastanın büyüğüne sahip olduğunu görüyoruz. Avrupa tarzı demokrasilerde gördüğümüz sosyal devlet anlayışı ABD’de yok. Temel eğitim, sağlık alanında sosyal devlet pratiklerinden çok uzaklar. Parası olana hizmet var. 326 milyon insanın yaşadığı bir ülkede bu düzen pandemide açığa çıktı çünkü insanlar temel sağlık hizmetlerine ulaşamadı ve işsizlik yüksek oranda arttı.

Suriye meselesi ise tam bir bataklıktır. ‘Buraya bulaşılmaması’ lazım diye uyarmıştık. Dış politika bir tesadüfler manzumesi değildir. Osmanlı döneminden yaşanan tecrübelerle yeni bir devlet kurulurken o devletin sınır sorunu yaşamaması için çok somut, akılcı belirlenen bir dış politika pratiği izlendi. Uluslararası olaylarda her zaman argümanımız hukuk ve haklılık olmuştur. Bu, saygı gören bir ülke ortaya çıkardı ancak Suriye meselesinde dış politikanın temellerinin yıkıldığı bir dönem yaşandı.”