Hilton Oteli imar planına yargı iptali
Uğur ŞAHİN
İstanbul Beyoğlu’na bağlı Sütlüce Mahallesi’ndeki inşaatı sırasında çevredeki binalara verdiği zararla gündeme gelen Hilton Garden Inn Oteli’nin bulunduğu parsele ilişkin imar planı değişikliğini yargı iptal etti.
Sütlüce Mahallesi’ndeki araziye dair ilk olarak 13 Ekim 2006’da bir imar planı değişikliği yapıldı. Plan değişikliğinde arazi, “özel proje alanında” kalıyordu. Ancak İstanbul 3. İdare Mahkemesi, söz konusu plana karşı açılan davada, 19 Ocak 2012 tarihinde karar verdi ve planı iptal etti. Bölgenin “plansız kalması” üzerine 2011 tarihli Yapı Kullanma İzin Belgesi’nde, arazinin “turizm alanı” olarak düzenlenmesi öngörüldü. Buna ilişkin teklif de 13 Ekim 2016 tarihinde İBB Meclisi’nde kabul edildi. Dönemin İBB Meclisi’nin CHP’li üyeleri Ertuğrul Gülsever, Hüseyin Sağ ve Hakkı Sağlam, şu anda Hilton Garden Inn Oteli’nin bulunduğu araziye dair İBB Meclisi’nde 13 Ekim 2016 tarihinde onaylanan 1/5000 ölçekli Nazım İmar Planı değişikliğinin iptalini istedi.
Kültür ve Turizm Bakanlığı ile İBB’ye karşı açılan davada; otelin sahibi olan Amplio İstanbul Hotel Yatırım A.Ş. müdahil olarak yer aldı. Dosya kapsamında geçen yıl 22 Ekim'de bölgede bilirkişi incelemesi yapıldı. Dava konusu parselin üzerinde otel binası olduğunu aktaran bilirkişi, planın şehircilik ilkelerine aykırı olduğunu ve kamu yararı taşımadığını vurgulayarak, “olumsuz görüş” sundu. Bilirkişi, plan değişikliğinin “parsel bazında yapıldığına” dikkat çekti.
KARAR OYBİRLİĞİYLE
İstanbul. 8. İdare Mahkemesi, 25 Mart'ta oybirliğiyle aldığı kararda, planın iptaline karar verdi. Kararda şu ifadeler yer aldı: “Parsel bazında değişikliğin plan ana kararlarının sürekliliğini, sosyal ve teknik altyapı dengesini bozduğu, bu durumun mekânsal planlar yapım yönetmeliğine aykırılık taşıdığı, uygulama imar planı ile düzenlenmesi gereken uygulamaya esas olacak kararların nazım imar planı ile düzenlemeyeceğinden İBB Meclisi’nin kararı ile gerçekleştirilen nazım imar planı değişikliğinde şehircilik ilkeleri, planlama esasları ve teknikleri ile kamu yararına uyarlılık bulunmadığı sonucuna varılmaktadır.”