Yolsuzluk soruşturmasında öne çıkan polislere yönelik gerçekleştirilen operasyonda gözaltına alınıp mahkemeye sevk edilen 14 kişiden 8’i tutuklandı. 6 polis ise serbest bırakıldı

Hırsızın hiç mi suçu yok!

22 Temmuz’da gerçekleştirilen 17 ve 25 Aralık yolsuzluk soruşturmasında kilit roller üstlenen polislere yönelik gerçekleştirilen operasyonda gözaltına alınan polislerin 14’ü hakkında karar verildi. Çağlayan Adliyesi’nde mahkemeye sevk edilen 14 kişiden 8’i tutuklandı. 4’ü adli kontrol şartıyla olmak üzere 6 polis serbest bırakıldı. Karar sonrasına tutuklanan polisler kendilerini cezaevine götürecek olan polislerle kavga etti. Eski İstanbul İstihbarat Şube Müdürü Ali Fuat Yılmazer’in de aralarında bulunduğu bir grup şüpheli daha adliyeye sevk edildi.

KARAR KAMERAYA YANSIDI
22 Temmuz operasyonu kapsamında 8 polisin tutuklanma kararının açıklanmasının ardından adliye koridorunda yaşananlar bir vatandaşın telefon kamerasına yansıdı. Kararın açıklanması ve polislerin mahkeme salonundan çıkmasıyla yakınları alkışlarla karşıladı. Bazı yakınlarının ise tepki gösterdiği görüldü. Tutuklama kararı çıkan bir polis ise “Ben örgütçü müyüm?” diyerek meslektaşlarına tepki gösterdi.

8 KİŞİ CEZAEVİNE GÖNDERİLDİ
22 Temmuz operasyonu kapsamında tutuklanan 8 polis Paşakapısı cezaevine getirildi. Emniyet Müdürü Mesut Yılmaz, Komiser Mehmet Dilaver,Komiser Selahattin Ergin, Başkomiser Ramazan Orkun Altınışık, Komiser Erkan Palas, emniyet mensubu Fatih Kıncır, Komiser İsmail Torlar ve Komiser Şeref Bolat, sivil polisler eşliğinde beyaz bir polis minibüsüyle cezaevine getirildi.

***

Aileler Erdoğan’a tepkili

Operasyonda gözaltına alınan aileler Başbakan Erdoğan’a tepki gösterdi. .Gözaltına alınan isimlerden Tolga  Güzeltaş’ın annesi  Hacer Güzeltaş Bugün TV’ye konuştu.   Oğlumun sütten çıkmış ak kaşık kadar temiz olduğuna eminim diyen anne Hacer Güzeltaş, oğlum suç işleme değil yerdeki karıncayı bile incitmez ifadelerini kullandı.  Anne , “Gelin 16 bin nüfuslu Boğazlayan’da sorun. Bir kişi Tolga bunu yapmış derse ben tüm suçları kabul ederim.  Benim çocuğum bunu yapmaz yapanla da beraber olmaz. Bizim çocuklarımızın masumiyet karinesi nerde” şeklinde konuştu.

***

Çetin Doğan: Bu dava bizim

Ergenekon, Balyoz, Askeri Casusluk gibi davaların sanıklarından Emekli Orgeneral Çetin Doğan, Emekli Korgeneral İsmail Hakkı Pekin, Emekli Askeri Savcı Ahmet Zeki Üçok, Gazi Üsteğmen Serdar Öztürk’ün de aralarında olduğu çok sayıda asker, “paralel yapı” iddialarına yönelik soruşturmanın genişleyerek devam etmesi gerektiğini bildirdi. Komutanlar, Balyoz ve Ergenekon gibi davalarda yargılanan askerlerin, açılacak davaya müdahil olmalarını isteyerek, bu davanın AKP’nin değil kendilerinin davası olduğunu ifade etti.
 

***

BEKİR BOZDAĞ OPERASYONLARI SELAM’A BAĞLADI: Gözaltına alınma gerekçesi 17 Aralık soruşturması değil

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Bolu Cumhuriyet Savcısı Zekeriya Öz’ün Twitter’dan paylaştığı mesajlarla tarafsız ve bağımsız görev yapma özelliğini yitirdiğini belirterek, “Ülkesinin başbakanını öznesini ifade etmeden tehdit edebiliyor. Bu cüreti kendinde bulabiliyor. Sevmediği, karşı olduğu kişiye karşı veya kişilere karşı öfkesini, nefretini, kinini söylemden öte yazılı eyleme döküyor. Sevmediği bir kişiyle ilgili önüne bir dosya gelmiş olsa neler yapabilir bunu tahmin edemiyorum” dedi.

ADLİ SÜREÇ VURGUSU
Bekir Bozdağ ziyaretlerde bulunmak üzere Bolu’ya geldi. Gerede Belediyesi’ni ziyaret eden Bekir Bozdağ, gazetecilerin sorularını cevaplandırdı. Bekir Bozdağ, 22 Temmuz operasyonu ile ilgili olarak, “Adli süreçler delilleri toplamak, gerçeği ortaya çıkartmak, gerçek tahlillere ulaşabilmek maksadıyla dava açmayı gerektirecek bir durum varsa o zaman konuyu yargının önüne, mahkemenin önüne taşımak maksadıyla yapılıyor. Bunun nasıl yapılacağı bizim usul kanunumuzda bellidir, ona göre yapılır. Bunun dışında benim daha fazla bir şey söylemem doğru olmaz” dedi.

FARKLI BİR SORUŞTURMA
Bozdağ, 22 Temmuz operasyonun bir kısım tarafından 17 Aralık operasyonunun intikamı gibi algılandığı yönündeki soruyu, “Bu soruşturma ile ilgili Türkiye’de farklı değerlendirmeler yapılıyor. Yapılmamasına engel olacak bir engel yok. Çünkü herkes bir cepheden bakıyor. Ama ben toplum herhangi bir soruşturma yapılırken, dosyayı delilleri bilmeden, neyle nasıl hangi delillerle itham edildiğini bilmeden, insanlar hakkında ya da soruşturma yapanlar hakkında veya soruşturma hakkında değerlendirme yapmalarını doğru bulmuyorum. O zaman diyecek ki bak dosyada şunlar var ve ona göre değerlendirme yapılıyor. Kaldı ki soruşturma gizli, tabii ki bir kısım medya burada haksızlık var, yanlışlık var, hukuka aykırı soruşturma yapılıyor diye soruşturmayı itibarsızlaştırmak ve soruşturmayı itibarsız hale getirmek için kampanya yürütüyor. Başkaları da başka yönden değerlendirme yapıyor. Soruşturma yürütülürken, dosyayı bilmeden delillere vakıf olmadan gizli olan soruşturmalar üzerine değerlendirme yapılması sağlıklı sonuçlar doğurmuyor. Çünkü gerçekten bu değerlendirmeler gölgesinde soruşturma kalıyor, yargılama kalıyor, savcılara ve yargıya konu intikal ettiği zaman karar verecek hâkimler töhmet altında kalıyor. Onun için de bizim bu süreçlerin sağlıklı yürümesi için yardımcı olmamız lazım” diye konuşarak cevapladı.

ÖZ’E YANIT VERDİ
Bolu Cumhuriyet Savcısı Zekeriya Öz’ün Twitter’dan paylaştığı mesajlarla ilgili soruyu ise Bozdağ, şöyle cevaplandırdı:
“Cumhuriyet savcıları bir siyasi gibi konuşmamalıdır. Sadece savcı değil, herhangi bir yargı görevi yapanlar da konuşmamalıdır. Çünkü yargı görevini yapan insanların tarafsızlığına ve bağımsızlığına inanılmalıdır. Öyle bir noktaya onu konumlandırırlar. Şöyle düşünün ki bir cumhuriyet savcısı ülkedeki her gündemle ilgili siyasi partilerin yaptığı değerlendirmelerden daha ağır değerlendirmeler yapıyor, daha ağır eleştiriler yapıyor, bundan öte tehditvari bir üslup kullanıyor. Ülkesinin başbakanını öznesini ifade etmeden tehdit edebiliyor. Bu cüreti kendinde bulabiliyor. Bizim söyleyebileceğimiz şey Zekeriya Öz iyi bir örnek oluşturmuyor. Davranışları itibariyle bağımsız ve tarafsız bir yapı görevi yapma özelliğini bana göre yitirmiştir. Sevmediği, karşı olduğu kişiye karşı veya kişilere karşı öfkesini, nefretini, kinini söylemden öte yazılı eyleme döküyor. Sevmediği bir kişiyle ilgili önüne bir dosya gelmiş olsa neler yapabilir bunu tahmin edemiyorum. Ülkesinin başbakanına karşı böyle bir tavır tutum içerisine giren bir kişinin sıradan vatandaşlar arasında itilaf olduğu zaman vay vatandaşın haline.


‘TARAFSIZ OLAMAZ’
Bunun için tarafsız ve bağımsız görev yapma niteliğini bana göre taşımıyor. Cumhuriyet savcısı gibi davranmalıdır. Zekeriya Öz yaptıklarıyla öyle bir davranış içerisinde değildir. HSYK bununla ilgili inceleme yapmak üzere toplantı yaptı. Bildiğim kadarıyla oradan bir karar çıkmadı. Tabi şu anda Düzce Cumhuriyet Başsavcılığı yaptığı kişisel suç olduğu için doğrudan bir soruşturma başlattı. Çünkü yargı göreviyle doğrudan ilgili değil bu yaptıkları. Yani kişisel bir suç, bir trafik kazası nasıl soruşturuluyorsa veya komşular arasındaki kavga nasıl soruşturuluyorsa bu da aynı soruşturma usulüne tabidir”

***

‘Listenin başında Yılmazer vardı’

Genelkurmay eski Başkanı İlker Başbuğ, görevdeyken Cemaat yapılanmasıyla ilgili Başbakan Erdoğan’a bir liste verdiğini ve bu listenin başında, şimdi gözaltında olan İstihbarattan Sorumlu Emniyet Müdür Yardımcısı Ali Fuat Yılmazer’in olduğunu söyledi. Başbuğ, Gazeteci Nazlı Çelik’in sorularını yanıtladı. Başbuğ, emniyeti sarsan ‘paralel yapı’ operasyonu ile ilgili, “Bu gözaltılar sadece 17 ve 25 Aralık süreciyle mi ilişkili kalacak?” diye sordu. Başbuğ, Yılmazer’in, “Başbuğ’un tutuklanması talimatını Başbakan verdi” sözlerini ise “İnanmıyorum’ diyerek değerlendirdi.

***

“Takdirnameyi Reza Zarrab’a göndersin”

22 Temmuz’da yolsuzluk ve rüşvet operasyonu yapan polislere yönelik sahur baskınında gözaltına alınan emniyet personelinden eski İstanbul Terörle Mücadele Şube Müdürü Yurt Atayün’ün kızı Elif Atayün, Başbakan Erdoğan tarafından babasına verilen takdirnameyi geri gönderdi. Elif Atayün, “Başbakan bu takdirnameyi Reza Zarrab’a göndersin” ifadesini kullandı.