Ergenekon iddianamesinde bazı tanıkların verdiği ifadelere göre Hizbullah, bir dönem Kürt illerinde işlediği sayısız cinayetlerle anıldı. 1990’lı yıllarda PKK’ye karşı kullanılan Hizbullah...

1990’lı yıllarda satır ve silahla işledikleri cinayetlerle Kürt kentlerinde korku salan Hizbullah, Ergenekon iddianamesinde yer alarak yeniden Türkiye’nin gündemine girdi. İddianamede Emekli Tuğgeneral Veli Küçük ile birlikte örgütü kurduğu belirtilen Teoman Koman paşa, Hizbullah için “PKK’ya karşı kendini koruyan dini inançları kuvvetli vatandaşlar" ifadesini kullanmıştı. Dönemin Batman Emniyet Müdürü Öztürk Şimşek’in ve Vali Vekili Mustafa Ali Örnek’in “Ne yazık ki Hizbullahçılar, bir dönem askerden yardım gördüler.

Buradaki bazı askeri birliklerde silahlı eğitim yaptılar, lojistik destek gördüler" ifadesi, TBMM Faili Meçhul Cinayetleri Araştırma Komisyonu raporlarına girmesine rağmen olayın üzerine gidilmedi. Aksine Batman Valisi Salih Şarman’ın gizli ödenekle Başbakan Tansu Çiller’den aldığı parayla temin ettiği takarof ve makarov marka silahlarla tetikçileri donattığı idda edildi.

 

2000’DE TASFİYE EDİLDİ

1990’lı yıllarda PKK’ye karşı kullanılan Hizbullah, diğer adıyla Hizb-i Kontra, devlet eliyle beslenip kontrol edilemez noktaya gelince 2000 yılında yine devlet tarafından tasfiye edildi.

17 Ocak 2000’de İstanbul-Beykoz’daki bir eve yapılan operasyonda örgüt lideri Hüseyin Velioğlu’nun öldürülmesiyle başlayan Hizbullah’ı tasfiye süreci, ele geçirilen belge ve bilgilerle daha da derinleşti. Ardından gerçekleşen operasyonlarla birçok kentte mezar evler ortaya çıkarıldı. Hizbi-Kontra, son olarak Ergenekon İddianamesi’nde de yer aldı. “Terör Örgütleriyle Bağlantılar” başlığıyla yer alan bölümde Hizbullah’ın Teoman Koman ve Veli Küçük tarafından kurulduğu bilgisine yer verildi.

 

‘CİNAYETLER DİYARI’ BATMAN’DA İTİRAF

Hizbullah’ın, dönemin en yetkili ve etkili paşalarınca kurulduğu, güvenlik güçlerince korunduğu ve hatta ellerine silah verilerek suç işlemeye itildiği bilgisi yeni değil.

Hizb-i Kontra’nın devlet eliyle beslenip bir canavar haline getirildiğinin itirafı, örgütün işlediği cinayetlerle adını "Faili meçhul cinayetler kenti"ne çıkardığı Batman’dan gelmişti.

TBMM adına cinayetleri araştırmak için 1994’te kente gelen Türkiye Büyük Millet Meclisi Faili Meçhul Cinayetleri Araştırma Komisyonu, Batman Emniyet Müdürü Öztürk Şimşek’ten brifing aldı.

TBMM Faili Meçhul Cinayetleri Araştırma Komisyonu’nun toplantısına, Şimşek, Komisyon Başkanı ve dönemin DYP Kırıkkale Milletvekili Sadık Avundukoğlu, SHP Malatya Milletvekili Mustafa Yılmaz, RP Bingöl Milletvekili Hüsamettin Korkutata, CHP Kars Milletvekili Atilla Hun, raportörler Akman Akyürek ve Ömer Köse’nin yanı sıra Vali Vekili Mustafa Ali Örnek katıldı. Toplantıda Emniyet Müdürü Şimşek, Hizbullah’ın nerede örgütlendiğini, nerede taban bulduğunu, ideolojilerini ve cinayet işleme yöntemlerini uzun uzun anlattı.

 

‘HİZBULLAH ORDUDAN YARDIM ALDI’

Bu sırada araya giren Komisyon üyeleri, herkesin neredeyse birbirini tanıdığı bir kentte işlenen yüzlerce cinayete rağmen faillerin yakalanmamasının düşündürücü olduğunu soruyor. Bunun üzerine Şimşek, şu itiraflarda bulunuyor: "Ne yazık ki Hizbullahçılar, bir dönem askerden yardım gördüler. Buradaki bazı askeri birliklerde silahlı eğitim yaptılar, lojistik destek gördüler." Komisyon üyelerinde "soğuk duş" etkisi yapan Şimşek’i, Vali Vekili Mustafa Ali Örnek, "Evet. Maalesef öyle oldu" sözleriyle onaylıyor. Ardından Şimşek, yarım kalan anlatımını tamamlıyor: "Bir ihbar aldık bu konuda. Araştırdık. Maalesef doğru çıktı. Hizbullahçılar, belli bir dönem ordudan yardım görmüşler."

 

DOĞAN GÜREŞ, OLAYI ÖRTBAS ETTİ

Bu görüşmenin ardından TBMM Başkanı Hüsamettin Cindoruk’a çıkan komisyon üyeleri, bir şikayette bulunuyor. Araştırmalar sırasında sık sık gündeme gelen Özel Kuvvetler Komutanlığı’nın uygulamalarıyla ilgili Genelkurmay Başkanlığı’na yapılan iki başvurudan sonuç alamadıklarını belirtiyor. Cindoruk’un Genelkurmay Başkanı Doğan Güreş’le kurduğu irtibat sonrası Komisyon Başkanı Sadık Avundukoğlu, Batman’daki iddiaları sorma şansı buluyor. Güreş’le görüşen Avundukoğlu’nun anlatımları karşısında hiddetlenip "Böyle bir şey olmaz. Kesinlikle doğru değildir" sözü üzerine Avundukoğlu, daha fazla ısrar etmeyip oradan ayrılıyor.

 

GİZLİ ÖDENEKLE TAKAROF

Batman Vali Vekili ve Emniyet Müdürü’nün itiraflarının ardından göreve gelen Batman Valisi Salih Şarman, dönemin Başbakanı Tansu Çiller’e gönderdiği mektupla Hizbullah’ın nasıl örgütlendiğini gözler önüne serdi. Mektubunda içinde korucu ve özel harekâtçıların yer aldığı Karma Özel Hârekat Birliği’nin kurulduğunu belirten Şarman, bunların ihtiyaçlarının giderilmesi için yüklü miktarda para istiyor. Gizli ödenekten Çiller’in onayıyla gönderilen paralarla alınan silahlar kayıplara karışınca olay yargıya intikal ediyor. Şarman yıllarca süren yargılama sonucu 2005 yılında mahkûmiyet alırken, kayıp silahların çoğunluğunu takarof marka Rus yapımı silahlar oluşturuyordu. Batman’da Hizb-i Kontra’nın işlediği cinayetlerin yüzde 99’unun bu tip silahlarla işlenmesi, silahların buraya aktarıldığının da açık kanıtı oluyordu.

 

ABDÜLKADİR AYGAN’IN İTİRAFLARI

JİTEM itirafçısı Abdülkadir Aygan’ın ifadeleri de Hizbullah’ın devlet tarafından korunduğunu açık bir şekilde gözler önüne serdi. Aygan’ın itirafları şöyle:

"Binbaşı Cahit Aydın bizi Diyarbakır-Silvan’a bir Hizbullah faaliyetini araştırmaya gönderdi. Ben ve Kemal Ümlük gittik. Burası, Diyarbakır-Silvan yolu üzerinde bulunan Yolaç (Susê) köyü. Hatta şehitlikleri de var onların. Bir sorumluları da varmış. Onun hakkında bilgi almak için karakola gittik. Karakol bilgi vermeye çekindi. ‘JİTEM Komutanı bizi gönderdi’ dedik, yine ‘yok’ dendi. ‘Silvan’a, filan adamların yanına gidin, filan tüpçü şudur, budur. Ya da ‘Emniyet’e gidin bu konuda daha bilgili’ dendi.

Emniyet amiri mi, yoksa müdürü mü onun yanına gittik. ‘Komutanımız bir rapor hazırlayacak yukarıya. Hizbullah konusunda bilgi istiyor, siz daha bilgilisiniz’ dedik. O bize, ‘Vallahi çocuklar, düşmanımın düşmanı benim dostumdur. Bunlar PKK ile mücadele ediyorlar. Onların üzerine gidilmesine karşıyım’ dedi. Yani eli boş döndük. Görüştüğümüz kişi Silvan’da 1992-1994 yılları arasında görev yapıyordu. Bizi göreve gönderen komutan da o dönem görev yapıyordu."

Ergenekon İddianamesi’nde Emekli Tuğgeneral Veli Küçük ile birlikte Hizbullah’ı kurmakla suçlanan Teoman Koman paşa, örgüt üyeleri için "PKK’ya karşı kendini koruyan dini inançları kuvvetli vatandaşlar" ifadesini kullanmıştı. ANF