Onkolog, genel cerrah, anestezi uzmanı… Hekimler, yoğun ve stresli hayatlarına hobilerle ara veriyor. Kimi sualtı fotoğrafçısı, kimi müzisyen, kimi yazar. “Hobiler ruhumuza etki ediyor” diyen hekimler “Bu sayede kendimizi sıfırlıyoruz. Bütün bunlar insanı zenginleştiren ve ruhuna iyi gelen etkinlikler” diyor.

Hobileriyle strese meydan okuyorlar

Sibel BAHÇETEPE

Yoğun çalışma, stres, fazla mesai, nöbetler, ameliyatlar, muayeneler derken adeta sosyal hayatlarına zaman kalmayan hekimler, kendi sosyal ortamlarını aslında hobilerle yaratıyor. Kimi dalgalı denizlerde yelken açıyor, kimi sualtına dalarak denizin eşsiz renklerini fotoğraflıyor, kimi gökyüzünün özgürlüğüne kendini bırakarak paraşüt sevdasını geliştiriyor, kimi hastanedeki nöbetine giderken trafikte motosikletini kullanıyor ve hobileri ile bir nebze de olsa stresten uzaklaşıyor. Hobiler edinen hekimler “Aldığımız her karar bir insanın hayatını etkiliyor. Bu sorumluluğu taşımak kolay değil. Bu nedenle sizin bu ağırlığın altından kalkabilmek için hayatınıza başka şeyler katarak bir anlamda enerji transferi yapmanız gerekiyor. Hobiler ruhumuza etki ediyor ve bu sayede kendimizi sıfırlıyoruz” diyorlar.

HASTALARA KONSER VERİYOR

Tıbbi Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Gökhan Demir, hem müzik tutkunu bir elektro gitarist, hem deniz aşığı yelkenci, hem de drone fotoğrafçısı. Hobilerin hayatında bu denli büyük rol oynamasının iki ayrı nedeni olduğunu söyleyen Prof. Demir “Bu nedenlerden ilki hekimliğin gerçekten psikolojik olarak insanı çok yoran, zorlayan bir meslek olması. Hata yapma lüksünüz yok ve aldığınız her karar bir insanın hayatını etkiliyor.Hastalarınız karşısında yüksek moralli, yüksek enerjili, zinde olmak için başka bir alandan enerji almanız gerekiyor. Bunlar hobiler. İkinci bir yanı daha var ki, ben her zaman hekimlerin çok renkli insanlar olması gerektiğine inanıyorum. Çok renkli bakabilmenin en önemli yolu da farklı hobilerinizin olması” diyor. Demir’in “İlk ve en önemli hobim” dediği müziğe başlamasını ise ortaokul yıllarına dayanıyor. “Gitar çalıyordum ve gitar çalarak arkadaşlarımla çeşitli müzik grupları kurduk. Konserler verdik. Hâlâ bir müzik grubumuz var. Zaman zaman hasta dernekleri yararına konserler veriyoruz” diyen Demir, şöyle devam ediyor:

“Hekimlerden ve profesyonel müzisyenlerden oluşan “Merdiven Altı” isimli bir müzik grubumuz var. Daha sonraki yıllarda bu hobilerime deniz, denizcilik ve yelken eklendi. Son 20 yıldır düzenli olarak tüm boş zamanlarımda, tüm tatillerimde hep denizdeyim, tekne üzerindeyim. 8 yıldır yelkenli bir teknem var. Tüm boş zamanlarımı denizde yelkenle dolduruyorum. Bu, insanı gerçekten çok önemli ölçüde hem fiziksel hem de ruhsal olarak zinde hale getiren bir uğraş. Hobilerime son yıllarda özellikle pandemi döneminde yeni bir hobi daha eklendi. O da ay ve drone fotoğrafçılığı.Dünyanın neresine gidersem gideyim yanımda drone taşıyorum. Tüm bu hobilerim mesleki yaşantımda aldığım stresleri daha kolay tolere etmemi sağlıyor. Birçok hastama diyorum ki, “Sanatla uğraşın, hobiler edinin, resim yapın, fotoğraf çekin, müzik yapın. Bütün bunlar insanı zenginleştiren ve ruhuna iyi gelen etkinlikler.”

Prof. Dr. Gökhan Demir, Tıbbi Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Gökhan Demir, Tıbbi Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Gökhan Demir, Tıbbi Onkoloji Uzmanı

SUALTININ SESSİZ HUZURU

Sualtı fotoğrafçılığı yapan ağrı ve anesteziyoloji uzmanı Dr. Mehmet Çelik ise “Sualtının sessiz ve huzurlu dünyasında olmak bile başlı başına bir mutluluk kaynağıyken, bir de bu dünyayı fotoğraflar ve kısa filmlerle su üstüne taşımak eşsiz deneyimler yaşamamı sağlıyor” diyor. İstanbul Tıp Fakültesi mezunu olan Çelik, 1999 yılında asistan hekimken tüplü dalış sporuyla tanıştığını anlatıyor. Çelik, şöyle devam ediyor:

“Uzman hekim olduktan sonra 2004 yılında ilk dalış brövemi aldım. Kısa süre sonra da sualtında fotoğraf çekmeye başladım. Bir yandan girişimsel ağrı tedavisi konusunda mesleki çalışmalarımı sürdürürken, tüplü dalışa ve sualtında fotoğraf ve kısa belgesel film çekmeye de tutkuyla devam ettim. 2017’de kurulan Su Altı Fotoğrafçıları ve Filmcileri Derneği’nin (SUFOD) ilk genel kurulunda Yönetim Kuruluna seçildim. 2020 Ocak ayından beri derneğin başkan yardımcılığını yürütmekteyim. Su altı fotoğrafçılığına ve filmciliğine olan tutkumla; hobimin okulunu da okumaya karar vererek, 2020 yılında Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi Fotoğrafçılık ve Kameramanlık bölümünü bitirdim. Henüz çocuk yaşımda seçtiğim mesleğimi her zaman severek yaptım. Ama gerek fiziksel gerekse psikolojik yükü ağır olan hekimlik mesleğini yaparken, başka ilgi alanlarımın da olması stresle baş edebilmem konusunda bana yardımcı oldu. Kişinin mesleği ne olursa olsun, işi dışında uğraşlar da edinmeli diye düşünüyorum. Bu durum, işinizi de daha mükemmel yapmanızı sağlayan bir ivme oluşturan bir unsur aynı zamanda.”

Dr. Mehmet Çelik, Anesteziyoloji Uzmanı Dr. Mehmet Çelik, Anesteziyoloji Uzmanı Dr. Mehmet Çelik, Anesteziyoloji Uzmanı

DENİZ, RUHU TAMİR EDİYOR

Genel Cerrahi alanında ülkemizin önemli isimlerinin başında gelen ve özellikle rektum kanserinde ameliyatsız tedavi yöntemleriyle ilgili çalışmalarıyla dünya literatürüne giren Prof. Dr. Oktar Asoğlu da yelken tutkusu olan ve boş vakitlerini teknesinde geçiren hekimlerden biri. Aynı zamanda yazar da olan Prof. Oktar Asoğlu’nun “Denize Doğru” adlı bir kitabı da bulunuyor. Şimdilerde ikinci kitabı “Denizin Ortasında” adlı romanını yazan Asoğlu, “Çok okuyan bir aileden geliyorum. Çoçukken kütüphane olmayan bir eve girdiğimde kendimi çok yabancı hissederdim. Çünkü o dönemde kütüphanesiz ev gibi bir kavram yoktu” diyor. Aynı zamanda deniz tutkusundan da bahseden Asoğlu “Deniz, çocukluğumdan beri benim için bir tutkuydu” diyerek şöyle devam ediyor:

“Çocukluğum ve hayatımın önemli bir kısmı Antalya’da geçti. Yelkenleri hep çok sever ve isterdim, onun üstünde olmak ve denize kaçmak benim için her zaman önemliydi. Çünkü deniz, insan ruhunda farklı şeyler bırakıyor. Deniz, hayat gibi... Bir anda fırtınanın içine giriyorsunuz, orada sürekli olarak her şeyi dengelemeniz gerekiyor. Sizin kontrolünüzde değil, sürekli bir dengeniz var, hayatta kalma savaşı gibi. Aynı zamanda özgürlük duygusunu da size veriyor, açılıp gitmek, kaçmak, kendinizle baş başa kalabilme şansını veriyor. Deniz ruhunuzu tamir eder, o yüzden hep tutkuydu benim için... Teknemi güney kıyılarında bırakıyorum. Fırsat buldukça da her hafta denize açılıyorum. İstanbul’da muayenehanem var ve ameliyatları özel bir hastanede yapıyorum. Cumartesi sabahları 06.30 gibi hastaneye gelip vizite yapıyorum, böylece hasta beni cumartesi görmüş oluyor ve ardından uçakla teknenim olduğu yere gidiyorum. Pazar günü de 19.00 gibi uçakla gelip akşam da vizite yapmış oluyorum, böylece bana 2 gün bir gece kalıyor ama hasta da beni 7 gün görmüş oluyor. Cerrahi ameliyatlar ile yelken yapmanın birbirine çok benzeyen tarafları var. Birinde seyre çıkmadan, diğerinde ameliyata girmeden önce bütün hazırlıklarınız tamamlanmış olmalı. İki tarafta da şans yok."

Prof. Dr. Oktar Asoğlu, Genel Cerrahi UzmanıProf. Dr. Oktar Asoğlu, Genel Cerrahi UzmanıProf. Dr. Oktar Asoğlu, Genel Cerrahi Uzmanı