Hocam, duyuyor musunuz?
EZGİ ÇELİK / e.ezgicelik@gmail.com
Hocam selam. Oynamak istiyorum hocam. Evet hocam. Okudum hocam. Okulunu okudum. Bunu istedim, bunu seçtim, her anımı bunu okuyarak geçirdim. Şu anda isteğim, tüm varlığımla ait olduğum mesleğimi icra etmek. Yanlış anlaşılmasın hocam, boş durmuyorum. Hiç boş durmadım. Hep bir şeylerle uğraştım. Hem maddi hem manevi ihtiyaçlarım için hep koşturmadayım. Sıkılmadım, kaçmadım. Hâlâ da ayaktayım. Farklı meziyetlerimi keşfediyorum. Bazılarını zevk için, bazılarını para için hayata geçiriyorum. Zevk için olan kısmı çok mutlu edici hocam. Para için olan kısmı da öyle tabii ki. Sonuçta bir şeyler kazanıp hayatta rahat ediyorsun. Ama komik be hocam. İnsanın bir takım özelliklerini tekrara düşmesi komik geliyor hâlâ bana. Sonuçta tekrardan mangır, mangırdan da tekrar doğar. Hep üstünden geçeceksin ki satacak hâle geleceksin, oradan da parayı kapabileceksin. Parayı kapmak için de bol bol hayatta tekrara düşeceksin. Neyse hocam, biz işte böyle boş felsefeyi de esas mesleğimizi okurken öğrendik aslında. Hayal etmenin esas duruş olduğu bir meslek. Oynamak istiyorum hocam! Hiç sıkıntı duymuyorum, keşfettiklerimle daha da mutlu oluyorum. Ama ben mesleğimi yapmak istiyorum.
Hocam selam. Öğretmek istiyorum hocam. Evet hocam. Okudum hocam. Okulunu okudum. Bunu istedim, bunu seçtim, her anımı da bunu okuyarak geçirdim. Şu anda da isteğim, tüm varlığımla ait olduğum mesleğimi icra etmek. Öğretmenlik. Böyle yaratılmışım sanki, insanlara her yeni bilgiyi aktarmak için doğmuşum. A’nın arkasından B’nin geldiğini ben söylüyorum çocuğa ilk defa, düşünebiliyor musunuz hocam. Ben de böyleyim işte. Bunu hayal edince pek bir mutlu oluyorum. Çantam hâlâ odamda hazır, bekliyor. Bir gün bir telefonla dönerim mesleğe diye o bile bekliyor. Bizim markete gelen kırtasiye malzemeleri oluyor. Arada bir oradan yenilerini alıp, içindekileri değiştiriyorum. Kalemlerle konuşuyorum, tebdil-i mekânda ferahlık vardır gençler diyorum. İşte marketten o aralar neyi alabiliyorsam ona göre birtakım heyecanlar yaşıyorum hocam. Yok hocam, boş durmuyorum, ben çalışıyorum. Markette. O market işte benim market. Kasada duruyorum, kasiyerim. Okudum, öğrendim, hesap kitap bilirim diye düşünmeden atladım valla işe hocam. E mangır aciliyeti de çıkınca nedir ne değildir demedim, girdim. Gülmeyin ama hocam, belim kopuyor yahu. Popom da sanki dümdüz oldu. O kendimi hayal ettiğim öğretmen döpiyesi içine şu an pek yakışmam yani hocam. Kasada oturuyoruz ya bütün gün hocam, onu diyorum işte. Oturuyor gözüküyoruz aslında. Ama yamuk yumuk durmaktan iki ay içinde herkesin beller pert. Ayağa kalksan başka bir dert. Neyse hocam, diyeceğim o ki ben şikâyet etmem edeni de sevmem. Ama ben mesleğimi yapmak istiyorum.
Hocam selam. Güzelleştirmek istiyorum hocam. Evet hocam. Okudum hocam. Okulunu okudum. Bunu istedim, bunu seçtim, her anımı da bunu okuyarak geçirdim. Şu anda da isteğim, tüm varlığımla ait olduğum mesleğimi icra etmek. Orman mühendisiyim hocam. Bir de benim durum çok ağır hocam. Hiç yapamadım, hep hayalde kaldı benim meslek hocam. Bir de mangır uğruna amca mesleğine ‘geçici’ diye başlayınca, acım ikiye katlandı hocam. Taksicilik yapıyorum hocam. Düşünebiliyor musunuz hocam, günün her dakikasında, dolaştığım her sokakta, geçtiğim her deniz kenarında, girdiğim her ormanda aklım yerinden çıkacakmış gibi oluyor, beynim durmuyor hocam. Acıyı hissedebiliyor musunuz hocam. Arkadaki müşteri ‘ah trafik’ diyorsa, ben ‘ah trafik, ah karbonmonoksit’ diyorum. Günde elli defa geçtiğim denizleri, ormanları, arada bir arabayı sağa çekip şöyle bir kokluyorum. Sonra da basıyorum küfrü, gazlayıp gidiyorum. Ben mesleğimi yapmak istiyorum hocam. Bütün ülkeyi dolaşıp, hayal edip, kurtarmak istiyorum. Ailem de dahil herkes dalga geçiyor benimle. Ne işim varmış benim elâlemin ağacıyla, kütüğüyle. Evcilleri bitmiş şimdi bir de yaban hayvanları mı kalmış düşünülmedik. Onlar nasıl üreyecek diye düşüneceğime ben üreseymişim, babamdan bunu bile duydum hocam ya. Bizimkiler de bir âlem yani hocam. Ne yapalım ben de böyle doğmuşum. Ailemi seviyorum hocam. Kendi mangırımı bana getirdiği için sarı civcivimi de seviyorum. Ama ben mesleğimi yapmak istiyorum.
Koşulları sevimli, şartları çok zevkli bu ülke; ne gerdin bizi arkadaş…
Çok kolay gelsin.
