Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) üyesi avukatlar, Hopa’da Metin Lokumcu’nun yaşamını yitirdiği, onlarca kişinin gözaltına alındığı olaylar ve sonrasında yaşananlarla ilgili hazırladığı ön raporu kamuoyuyla paylaştı.

SEVGİM DENİZALTI

Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) üyesi avukatlar, Hopa’da Metin Lokumcu’nun yaşamını yitirdiği, onlarca kişinin gözaltına alındığı olaylar ve sonrasında yaşananlarla ilgili hazırladığı ön raporu kamuoyuyla paylaştı. Raporda, Hopa’da hala fiili olağanüstü hal uygulandığı belirtilerek, Erzurum Özel Yetkili Savcılığı’nın hukuksuz ve keyfi uygulamalarına dikkat çekildi. ÇHD adına yapılan açıklamayı okuyan Av. Güçlü Sevimli şunları ifade etti: “Çağdaş Hukukçular, Hopa halkının, 31 Mayıs 2011 günü kolluk tarafından yapılan müdahale ile başlayan ve hala devam eden uygulamaları açık bir şekilde kolluk terörü olarak nitelendirmektedir. Hopa’da meydana gelen temel hak ve özgürlüklere ilişkin ihlallerin, Metin Lokumcu adlı insanımızın ölümüne rağmen hala siyasal iktidar tarafından yok sayılması dahası tüm bunların başbakan tarafından müstahak görülmesi endişeyle karşılanmalıdır. Erzurum Özel Yetkili Savcısı Osman Şanal’ın şüpheli ve avukatlara yönelik kabul edilemez tutumu da gözden kaçırılmamalıdır. Bu tutum yargıya egemen olma mücadelesiyle yargı bağımsızlığını ve tarafsızlığını savunmanın aynı şey olmadığını bir kez daha göstermiştir.” Bu yönde alınmış bir karar olmaksızın Hopa’da hala fiilen olağanüstü hal yaşandığına da dikkat çeken Sevimli, olağanüstü halin derhal kaldırılması gerektiğini belirtti. ÇHD avukatları özetle şunları söyledi:
SAATLERCE KELEPÇELİ BEKLEDİLER
Av. İlknur Alcan: Gözaltındakiler adliyeye getirilirken yanımızdan geçtiler, her yerlerinin yara bere içinde olduğunu, bazılarının başının, kolunun sargıya alındığını gördük. Müvekkillerimizle görüşmek istedik, ancak savcıların dördü de orada yoktu. Müvekkillerimiz, 7 saat boyunca elleri kelepçeli olarak koridorda savcıları beklediler, tuvalete bile kelepçeyle götürüldüler. Onlarla görüşmemiz kolluk güçlerince engellendi. Savcılığın engellemesi nedeniyle raporları inceleyemedik, ifade tutanaklarını alamadık, müvekkillerimizin fotoğrafları olduğu söyleniyor, biz bu fotoğrafları dahi göremedik. Tutanak tuttuk, savcıya vermek istedik, savcı bizi odadan kovdu. Susma hakkını kullananların hemen sevk edilmesi gerekiyordu, ama gözaltı süresi sonuna kadar kullanıldı, hatta aşıldı. Erzurum’un yapısı gerçekten çok farklıydı, savcılar kendi yorumlarını katmışlardı.
‘ÖRGÜTLE İLGİLİ HİÇBİR SORU SORULMADI’
Av. Alptekin Ocak: Karakola yemek getiren bir kişi, dershanesinden çıkmış yemeğe giden bir lise öğrencisi, köyünde oturan başka bir öğrenci bile gözaltına alındı. Olayların ardından savunma hakkının olmadığı bir süreç yaşandı. Müvekkillerimize atfedilen suç “toplantı gösteri yürüyüşleri kanununa muhalefet ve kamu malına zarar vermek”, ama örgüt suçlarına bakan Erzurum Özel Yetkili Savcılığı, Hopa’daki soruşturmaya el koydu. Savcılık sorgusunda ise müvekkillerimize herhangi bir örgütün adı bile zikredilmedi, bununla ilgili hiçbir soru da sorulmadı. Savcılığa sevk edilenlerin tutuklanması da manidardı. Özel Yetkili Savcılık, derhal görevsizlik, takipsizlik kararı vermeli, dosyayı Hopa’ya geri göndermelidir.
HUKUKA ERZURUM YORUMU
Av. Can Atalay: Hukuka Erzurum yorumu öylesine edilmiş bir laf değil, orada olanları gerçekten en iyi şekilde özetliyor. Özel yetkili savcılıklar kapatılmalıdır, varlıkları bile hukuka aykırıdır, ama orada yaşananlar gerçekten kör gözüm parmağına uygulamalardı. . Ailelerden, bizim avukatlık yapabilmemiz için beyan istediler. Hiç görüşemediğimiz müvekkillerimizden bizim ismimizi vermelerini istediler. Yasalara aykırı biçimde yalnızca bir kişiyle görüşmemize izin verdiler. Bunun sonuçlarını da gördük, sağlam raporu verdikleri İbrahim Aksu’yu kaburgası kırık olduğu için hastaneye sevk ettiler. Zihinsel engelli bir genci uzun süre gözaltında tuttular.

Hopa’lılardan suç duyurusu

ÖDP, ESP, Halkevleri ve ESP, polis terörüne maruz kalan Hopalılarla birlikte suç duyurusunda bulundu. BirGün’e konuşan Av. Sabri Kuşkonmaz, şunları söyledi: “Olaydan mağdur olan herkesi, suç duyurusunda bulunmaya, olayın sorumlularından şikâyetçi olmaya çağırdık. 22 kişi dilekçelerini ayrı ayrı hazırladı, biz de bu dilekçeleri dosya haline getirerek suç duyurusunda bulunduk. Tüm sorumluların tespit edilerek yargılanmasını, delillerin karartılmamasını istedik.” Kuşkonmaz, Hopa’ya ilişkin izlenimlerini ise şu sözlerle anlattı: “Olaylarda gaz bombası isabet ettiği için başına 12 dikiş atılan insanlar var. Dükkânların içine, okulların önüne, acil servise bile bomba atılmış. Başbakan Erdoğan, ‘Bu işi Hopa’nın dışından gelenler yapıyor’ diye yalan söylüyor, eylemde saldırıya uğrayan herkes Hopa ve çevresinden.  Çocukların çok korktuğunu ve o günden beri gece altlarına kaçırdıklarını öğrendik. Hopa halkı, siyasi görüşü ne olursa olsun, eylemi ve tutuklanan çocuklarını tamamen sahiplenmiş durumda. Öyle ki konuştuğum bir MHP’li bile, ‘Ben oradaydım, insanlar horon oynuyorlardı, yaşananları gözlerimle gördüm, bu saldırının haklı hiçbir gerekçesi olamaz’ dedi.”

'Bu dava gençliğin davasıdır'

İstanbul Üniversitesi öğrencileri, Hopa’daki protestolar esnasınyaşamını yitiren Metin Lokumcu’yu anmak ve ardından gerçekleşen polis şiddetini protesto etmek için, basın açıklaması gerçekleştirdi. Basın açıklamasını okuyan Gökçe Kösedağı, Ankara’da tutuklanan üniversite öğrencilerine dikkat çekerek; “Seçim sonrasında ülkemizde üniversitelerimizde piyasacı ve gerici uygulamaları hızlandıracak olan AKP, şimdiden 5 üniversiteliyi tutuklayarak üniversitelilere gözdağı vermeye çalışıyor. Çünkü AKP üniversitelilerin gücünden korkuyor” dedi.  “Evdeki hesap çarşıya uymayacak” diyen Kösedağı; “Tutuklu arkadaşlarımız serbest bırakılsın. Arkadaşlarımızı yaralayan ve gözaltında işkence yapan polisler hakkında derhal soruşturma başlatılsın ve gerekli cezalar verilsin” dedi. “Arkadaşlarımıza, Metin öğretmenimize, ülkemize ve üniversitelerimize sahip çıkacağız. Bu kavga, bu dava gençliğin davasıdır” diyerek basın açıklamasını sonlandıran öğrencilerin ardından eyleme destek olmak için gelen yazar Burhan Sönmez de söz alarak öğrencilerin yanında olduğunu belirtti. Eyleme; Gençlik Muhalefeti, Öğrenci Kolektifleri, TKP’li öğrenciler, Öğrenci Muhalefeti, Emek Gençliği ve Beyazıt Gazetesi katıldı. Burcu Bingöl

Jandarmaya talimat verilmedi

Artvin ve Hopa’da incelemelerde bulunan CHP İzmir Milletvekili Ahmet Ersin, Artvin ve Hopa’da yaptığı incelemelerde kendisine gelen bilgiye göre jandarmaya müdahale talimatı verilmediğini söyledi. Ersin;  “1997’de Emasya protokolü imzalandı. Bu protokol olaylara askerin müdahale etmesine imkan tanıyor. Asker mülki amirin izni olmaksızın tehdit gördüğü an operasyon yapabiliyor ama bu protokol 2010’da iptal edildi. O tarihten itibaren jandarmanın kent merkezlerindeki olaylara doğrudan müdahale etme yetkisi yok. Jandarma mülki idare amirinin izni olmadan müdahale edemiyor. Hopa’da yaşanan olaylar sırasında jandarma olay yerine çağrılmış ama müdahale talimatı verilmemiş. Jandarma geliyor ama müdahale talimatı verilmediği için olaylara dahil olamamış. Burada jandarmanın kusuru yok, müdahale edin talimatı verilmemiş. Başbakan seçim öncesinde mağduriyet ortamı yaratıyor. Başbakan’ın görevden aldım, söylemi jandarmaya yönelik büyük bir haksızlık” ANKA