Yeni” bir yıla girmişken, yılbaşı kutlamalarının saçmalık olduğu tartışılırken, Milli Gazete, 31 Aralık günü “Uyma Şeytana! Aldanma! Kutlama!” manşetiyle çıkmışken, memlekette daha önce neler olup bittiğine bakayım dedim. Buyurun, “eski” Türkiye’den şarkılı yeni yıl manzaraları…

Hoş geldin yeni yıl / Mutluluk getir bize

MURAT MERİÇ - @PopDedik

Geçtiğimiz hafta 2014’e bakmış, aklımda kalanları yazmıştım. Bu hafta devam etme niyetin-deydim ama galiba başka bir yola sapacağım. “Yeni” bir yıla girmişken, yılbaşı kutlamalarının saçmalık olduğu tartışılırken, Milli Gazete, 31 Aralık günü “Uyma Şeytana! Aldanma! Kutlama!” manşetiyle çıkmışken, memlekette daha önce neler olup bittiğine bakayım dedim. Buyurun, “eski” Türkiye’den şarkılı yeni yıl manzaraları…

Yakın bir tarihten başlayalım: 2004’ü 2005’e bağlayan yılbaşı, bugün “şeytan”a benzetilen Noel Baba’nın alaturkalaşmasına sahne oldu. Bu da yetmedi, sonrasında Türkiyelileştirildi Noel Baba ve tuhaf bir şekilde kendisine sahip çıkıldı. Önce, “Jingle Bells”in alaturkasıyla tanıştık. Fuat Güner ve Erdal Kızılçay’la birlikte Beatles’ı alaturka yorumlayan Dağhan Baydur, o yıl, Allaturca Santa / Alaturka Noel Baba başlıklı bir albüm yaptı. Klasik Noel şarkılarının alaturka yorumlarının yanı sıra “Jingle Bells”in Türkçe yorumu da vardı bu albümde: “Zillere gel, çalsın ziller hey / Koşalım dostlar yeni yıla / Biz hep beraber // Yerde kar varsa, hiç durma hep kay sen / Gençliğini yaşa, hâlâ vakit varken / Müzik hızlandı zillerin sesinden / Şarkı söylüyor, zıplıyor herkes sevinçten…” Baydur’a göre, bu, “göbek atılacak Noel şarkıları”ndan müteşekkil bir albümdü. İki ayrı kapakla piyasaya sürülen Türkiyeli Noel Baba adlı bir başka albüm, ertesi yılbaşı yayımlandı. “Türkiye’de doğdum ben / Antalyalıyım” diye başlayan şarkılar, şiirler ve masallar vardı bu albümde ve Yaşar, Sevingül Bahadır, Toprak Sergen gibi isimler, Noel Baba Sosyal Yardımlaşma Derneği’nin öncülüğünde başlatılan “Kendine Bir Kardeş Seç” kampanyasına destek vermek üzere buluşmuştu.

Bu iki albüm bir yana, diğer şarkılarda Noel Baba’dan bahis yok. Bildiğimiz ilk “popüler” yılbaşı şarkısı, 1963 tarihli. Erdem Buri’nin sözlerini yazdığı şarkının bestesi, dönemin iki büyük müzisyenine ait: Erol Büyükburç ve Cüret Işıközlü. Tülay German’ın konserlerinde seslendirdiği ve büyük sükse yapan bu umutlu şarkı, yazık ki plak olamadı: “Mutlu olsun bu yıl / Kara günler artık geride kalsın / Silin gözyaşlarını yeni güne karşı / Doğacak güneşe, aydınlığa karşı // Bu güzel dünya bizim / Bütün insanlar kardeş / Diyerek ve severek / El ele verelim…”

Mutlu/umutlu zamanlardan, böylesi barış dolu şarkılardan sonra geldiğimiz noktada etrafa nefret tohumları saçılıyor. Oysa yılbaşı, büyük sofralar demekti; yeni yıl dostlarla karşılanırdı. TRT, yılbaşını evde geçirenler için yıllarca tek eğlenceydi. Uzun yemek faslı ve eve normal zamanlarda alınmayan bir sürü abur cubur, çocukken en mutlu olduğum şeydi. Bugün o sof-ralar eksildi belki ama, heyecanı baki. Hediyelerimizi uzaktan uzağa yolluyoruz, türküler çıktığında artık tombalaya sığınmıyoruz. Kaybedince mızıkan dedem de yok artık. “Bu yılbaşı ne yapacak?” dediğimiz, her adımını merakla beklediğimiz Barış Manço bile gitti. 1988’i 89’a bağlayan gece, taze üniversiteli halimle Samsun’da dayımın evinde kutladığımız yılbaşı ge-cesi, şu şarkıyla karşımıza çıkmıştı: “Elveda dostum / Ne kadar da alışmıştım bilsen sana / Yaz demeden kış demeden sarılmıştım / Güle güle 1988 // Güle güle dostum / Acı tatlı günler hep geride kaldı / 365 gün eskidi yaşlandı / Güle güle 1988 // Hoş geldin yeni yıl / Yeni doğmuş bir bebek sıcaklığıyla / Kim bilir ne sürprizler ne olaylarla / Hoş geldin yeni yıl…” 1989 ne getirdi, ne götürdü, dönüp bakacak değilim ama 2014 çok yakınlarımı götürdü, af dilermiş gibi, çok sevdiğim insanlarla tanışmama vesile oldu bir yandan. “Kara” bir yıldı bu, dileğimiz, 2015’in çok daha güzel olması.

Güzel zamanlara döneyim, tombala zamanlarına… Rutinimiz değişmezdi: Sevdiğimiz şarkıcıların birbiri ardına TRT ekranlarında belirmesi, bizi mutlu ederdi. Üstelik 12’den hemen sonra, Zeki Müren’in geleneksel yılbaşı mesajını müteakip çıkan dansöz ve Orhan Gencebay, Zülfü Livaneli gibi “yasaklı”lar, geceyi güzelleştirirdi. Sabaha karşı yayımlanan “yılın en sevilen yabancı şarkıları” programı da cabası! “Yılbaşı Özel Programı”, çok önemliydi. Cümleyi, üç örnekle güçlendireyim: 1974’ü 75’e bağlayan yılbaşı gecesi, İzmirli bir genç kız olan Sezen Aksu, ilk kez TRT ekranlarında görüldü, tanındı. Kibariye, “Kimbilir”i, bundan yaklaşık on yıl sonra ilk kez bir yılbaşı programında seslendirdi, ertesi gün herkes onu konuşuyordu. Ama yılbaşı meselesine damgasını vuran, bir boykot olayı: TRT’nin meşhur “denetleme kurulu”na savaş açan Şanar Yurdatapan ve arkadaşlarının kurduğu Hafif Müzik Derneği, tarihin ilk ve tek boykotunu bir yılbaşı programına uyguladı. Başarılı olabilecekken talihsiz bir şekilde başarısızlıkla sonuçlanan bir boykot girişimi bu. TRT’nin halkın tek eğlencesi olduğunun bilin-cinde olan dernek, 1973’ü 74’e bağlayan yılbaşında hazırlanan programa katılmama kararı alır. Bu program boykot edilirse TRT zor durumda kalacak, derneğin (ve dolayısıyla sanatçı-ların) isteğini yerine getirecektir. Fikir kimi prodüktörlerce de desteklenir ve çekime bir gün kala boykot ilan edilir. Başarılı da olur üstelik. Fakat hiç beklenmedik bir olay yaşanır ve 25 Aralık 1973’te İsmet İnönü ölür. Ulusal yas ilan edilir, yılbaşı sessiz geçer.

TRT, her yıl yeni bir şarkı yaptırırdı. Diğer kanallar da ilerleyen dönemde bunu örnek aldı. Tarkan, yeni yıl için yaptığı “yeni” şarkısında şöyle diyordu: “Bu sabah karanlığı küçük melek-ler yırttı / Şafak tatlı bir düştü / Gerçeklere uyanmak, bugün çok hoştu // Işık, daha çok ışık / Umut, daha çok umut / Yeni yıl, yenile bizi / Umutlarımızın tek habercisi…” 2000’li yılların ortasında yaptığı bu şarkı çoktan eskidi. Temennisi güzel oysa: “Gelecek biziz / Sizi de bekleriz!”

2001 tarihli Sertab Erener şarkısı “Kendime Yeni Bir Ben Lazım”, sözlerini Nil Karaibrahimgil’in yazdığı, bestesini Erener’le birlikte Demir Demirkan’ın yaptığı “başka türlü bir” şarkı: “Bu sene iyi geçmedi, söylemem lazım / Kader beni seçmedi ama görmemem lazım / Belki birdenbire yeniden başlamam gerek / Eskiden taptığımı bugün taşlamam gerek…”

Biraz daha geriye gidersek, Yeni Türkü’nün Süper Baba için yazdığı “Yılbaşı Şarkısı”na rastlarız. Oya Küçümen’in seslendirdiği bu şarkı, çocuk aklımızla dilediklerimizi hatırlatır bize: “Yeni yıl söyle bana / Ne getirdin anneme, babama / Ne getirdin kardeşime / Dedeme ve aileme // Gelin kapıları açalım / Yeni yılı içeriye alalım / Torbasını hemen açalım / İçinde ne varmış bakalım…” 70’lerin ilk yarısında, iki arı 45’lik plakta karşımıza çıkan iki şarkıyı anmazsam ayıp. İlki, bir dönem Fikret Kızılok’un prodüktörlüğünde yaptığı plaklarla tanıdığımız Çiğdem’in “Yeni Yılınız Kutlu Olsun” adlı şarkısı: “Yeni yılınız kutlu olsun / Yeni yılımız mutlu olsun / Kalplerimiz aşkla dolsun // Bundan sonra her yeni yılda / Seninle beraber olalım / Baş başa bu geceyi biz / Neşeyle kutlayalım…” Gülgün’ün seslendirdiği “Yeni Yılınız Kutlu Olsun”, diğer plak.

Hepsi bir yana, bütün zamanların en güzel yeni yıl şarkısı, Esin Engin’in sesinden bizlere ulaşıyor: “Kuş gibi uçtu gitti / Koskoca bir yıl yine / Neşeyle mutlulukla / Geçsin yenisi de // Hoş geldin yeni yıl / Mutluluk getir bize / Hoş geldin yeni yıl / Bolluk ver evimize…” Değişmez rutinim, yeni yıla girildiğinde çaldığım ilk şarkı bu. Yıllardır. Bu yıl da böyle olsun, 2015’i onunla karşılayalım. Zor bir yıl olacağını söylemek yanlış olmayacak. Yine de umut baki. Şarkıyı dinlerken, Selen Gülün’ün temennisini tekrarlayayım: Yeni yılda yeni rakı. Anason kokulu, müzikli, şahane bir yıl olsun bu. Her şeye inat. Hem neydi iki yıl öncesinin mottosu: Bu daha başlangıç, mücadeleye devam! Mücadele, umutsuz olmaz. O halde, yeni yıl, yeni umutlarla gelsin. Şarkılar ve türküler ama illa ki bir ağızdan söylenmek suretiyle yılımıza eşlik etsin.