Ülkeyi her alanda uçuruma sürükleyen tek adam rejimi, merkezi bütçeyi de altüst etti. Başkanlık sistemine geçilen 2018’de 72,8 milyar TL olan merkezi yönetim bütçe açığı, 2023 yılında 1,3 trilyon olarak gerçekleşti.

Hoyrat tutumun eseri!
Fotoğraf: AA

Mustafa BİLDİRCİN 

Türkiye, 9 Temmuz 2018 tarihinde Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne geçti. Yeni sistem ile TBMM'nin yetkileri büyük oranda azaltılırken Meclis yalnızca, “İktidarın tartışmalı düzenlemelerini ve uluslararası anlaşmaları onaylamak” amacıyla çalıştırıldı.

Yurttaşın taleplerini içeren çok sayıda kritik görüşme ve kanun teklifi, iktidar ve ortağı MHP tarafından reddedildi. Meclis’i işlevsizleştiren, yurttaşı sorunlar ile baş başa bırakan Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi en temel alanlarda büyük tahribatlara yol açtı. 

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin en çok hasar verdiği alanların başında ise ekonomi geldi. 2018 yılında dünyanın en büyük 17’nci ekonomisine sahip Türkiye, IMF’nin verilerine göre 2022 sonu itibarıyla 19’unculuğa geriledi. Ekonomide, 2018-2023 dönemindeki kötü gidiş, merkezi yönetim bütçe denge tablosu ile bir kez daha ortaya konuldu. 

HIZLANAN ÇÖKÜŞ 

2018 yılında merkezi bütçe, 72 milyar 812 milyon 966 bin TL açık verdi. Türkiye'nin ekonomi politikasının Saray merkezli belirlendiği 2019 yılı ise ekonomik çöküşü hızlandırdı. Buna göre, 2018 yılında 72,8 milyar TL olan merkezi yönetim bütçe açığı, 2019 yılında 124 milyar 747 milyon 270 bin TL’ye fırladı.   

Ekonomide bozulan dengenin yarattığı tahribat, 2020 itibarıyla daha da görünür oldu. 2018’de 72,8 milyar TL, 2019 yılında 124,7 milyar TL olan merkezi yönetim bütçe açığı, 2020-2023 döneminde yıllara göre şöyle sıralandı: 

2020: 175 milyar 291 milyon 608 bin TL 

2021: 201 milyar 507 milyon 25 bin TL 

2022: 142 milyar 660 milyon 10 bin TL 

2023: 1 trilyon 374 milyar 967 milyon 643 bin TL   

TAHRİBAT ARTACAK 

Ekonomideki kötü gidişatın AKP sonrası için büyük bir enkaz yarattığını söyleyen CHP Milletvekili Cevdet Akay, verilere yönelik BirGün’e değerlendirmelerde bulundu. İktidarın yarattığı ekonomik erozyonun yurttaşın sistematik yoksullaştırılmasına neden olduğunu kaydeden Akay, şunları söyledi: 

“Bunun sonucunda da yaratılan büyük bir sosyolojik tahribat var. Bu sorun ülkemizin geleceği açısından büyük bir çıkmaz. 2023 Temmuz ayı itibarıyla Hazinenin KKM yükünün Merkez Bankası sırtına yüklenildiği, depremin yaralarının sarılması için toplanan deprem vergileri ile yapılması gereken çalışmaların 2024 yılına sarkıtıldığı da düşünüldüğünde, gerçek bütçe açığının 2 trilyon TL’nin üzerinde olduğu bir gerçeklik olarak karşımıza çıkmaktadır. TBMM'nin yasama gücünün zedelendiği bir ortamda borç, anapara ile faiz sarmalına giren ve bütçe açığının kontrol edilemediği bir ekonomiyle önümüzdeki günlerde halkımız daha ağır yükler altında ezilmek durumunda bırakılacak, ekonomik tahribat daha da artacak.”