İktidar ortağı HÜDAPAR, gerici eylemlerine hız kazandırdı. Son beş gün içinde Ailenin Korunması Kanunu, Medeni Kanun, kılık kıyafet özgürlüğü, kadının beyanının esas alınması başta olmak üzere çok sayıda kazanım hedef alındı.

HÜDAPAR gericiliğe hız kazandırdı

Hüseyin ŞİMŞEK

AKP'nin seçimlerden başarı ile çıkabilmek için attığı tartışmalı adımlardan birinin sonucunda TBMM'ye giren HÜDAPAR, gerici çağrılarını arttırdı. İktidar ortağı haline gelen HÜDAPAR’dan hemen her gün bir yetkili, kadınları, eşit yaşamı ve kılık, kıyafet özgürlüğünü hedef alıyor.

Son bir haftada HÜDA-PAR’ın rejimin en temel kazanımlarını eleştiren açıklamaları hız kazandı.

HÜDAPAR Genel Başkan Yardımcısı ve Mersin Milletvekili Faruk Dinç, hukuk sisteminde var olan “kadının beyanı”nı hedef aldı. Kadının beyanının esas olmaması gerektiğini öne süren Dinç, evlilik dışı ilişkinin de cezalandırılmasını talep etti.

HÜDAPAR’ın Bingöl’deki iki ayrı ilçe kongresinde ortağı AKP’ye çağrıda bulunan Dinç, 6284 sayılı Ailenin Korunması Kanunu’na da karşı çıktı. Dinç, “2011 yılında çıkan 'Kadının beyanı esastır' maddesi aileyi yıkmıştır. Polis gelse kapınızı çalsa kadın dese ki 'Kocam bana şiddet uygulamış' o polis orada direkt hakim olup hüküm verebiliyor. Kadın söylemişse doğrudur kuralı işliyor” dedi. Açıklamaları bununla da sınırlı kalmayan Dinç, “Yuvaları darmadağın eden aldatmalar ve zina suç değil, uyuşturucu bataklığı gençlerimize bulaşmış durumda, bunlara sessiz kalamayız. Bunun yolu da Meclis'ten geçer. Meclis'te ne kadar güçlü olursan bu yanlışları o kadar düzeltebilirsin" şeklinde konuştu.

HEDEFTE YİNE AİLE VAR

HÜDAPAR Genel Sekreteri ve Antep Milletvekili Şehzade Demir de gerici mesajlarla toplumun karşısına çıkmaya başladı. Demir, “Aile kurumunun çökmesi, gençlerin başıboş büyümesi, neslin ve geleceğin heba olması, ahlak, erdem ve ibadet anlayışının toplumdan uzaklaşması” gibi sorunların var olduğu iddia ederek bu konuda harekete geçilmesini istedi.

Derinden hissedilen çok sayıda sorunu görmezden gelen Dinç, “Ekonomik sorunlar bir şekilde giderilir. Deprem gibi yıkıcı olaylar gelip geçer. Allah bir daha göstermesin. Bunlar bir şekilde gelip geçer. Ama asıl konuşulmayan sorunlar var. Gözlerden uzaklaştırılan, fark edilmesi istenmeyen bazı sorunlar var. Manevi sorunlar” dedi. Dinç, ayrıca, “Aile kurumunun çökmesi, gençlerimizin başıboş şekilde büyümesi ,neslimizin ve geleceğimizin heba olması. Ahlak, erdem ve ibadet anlayışının toplumdan uzaklaşması, günahın, kumarın, faizin, yolsuzluğun, usulsüzlüğün ve gayri meşru para kazanmanın yaygınlaşması gibi manevi sorunlarımız var" dedi ve tüm toplumu “Harekete geçmeye” çağırdı.

TESETTÜR ÇAĞRISI

HÜDAPAR Kadın Kolları Başkanı Saliha Adıgüzel ise kıyafet üreten firmaları hedef aldı. Firmaların tesettüre uygun kıyafetler üretmesi gerektiğini savunan Adıgüzel, kadınların sadece başlarını kapatmalarının da yeterli olmadığını iddia ederek şunları söyledi:

“İslam'ın tesettür emri, kadına verilen bir sıkıntı değil bilakis Müslüman kadına verilen bir paye, rütbe, yüksek bir makamın dıştan görünür şeklidir aslında. Ne yazık ki son zamanlarda tesettürün sadece başın örtünmesi, saçların görünmemesi algısına yol açmıştır. Bunun ile beraber tesettür moda ile beraber bir kazanç kapısına dönüştürülmesi İslam'ın tesettür emri ile amaçladığı yararın ortadan kalkmasına neden oldu. Çünkü tesettürün başörtüsüne indirgenmesi toplumun sadece başını değişik şekillerde örten ancak bedeninin geri kalanının örtünmesi konusunda gerekli özeni göstermeyen Müslüman kadın tiplemesinin ortaya çıkmasına yol açmıştır.”