Tabutuna “Ben gidiyorum teşekkürler Türkiye” yazılan Festus Okey’in davasında sanığa ‘taksirle öldürme’den verilen 3 yıl 4 ay ceza tepki çekti. Festus Okey’in avukatlarından Olguner Olgun, “Polisin işlediği suç, basit bir trafik kazası gibi nitelendirildi ve böyle bir ceza verildi” dedi.

Hukuk da öldürüldü, teşekkürler Türkiye

Sercan SİNECAN

İstanbul Beyoğlu İlçe Emniyet Müdürlüğü’nde 2007’de Nijeryalı Festus Okey’i öldüren polis Cengiz Yıldız’ın yargılandığı davada önceki gün dördüncü kez karar çıktı. İstanbul 21’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nce sanık polis Yıldız’a bu kez yalnızca 3 yıl 4 ay hapis cezası verildi.

Festus Okey’in ailesinin avukatlarından Olguner Olgun kararı ve bundan sonraki süreci BirGün’e değerlendirdi.

Verilen kararı hayal kırıklığı olarak yorumlayan Olgun şunları söyledi: “Taksirle ölüme sebebiyet vermekten kurulan mahkûmiyet hükmü, sanık polisin cezalandırılıyormuş gibi yapılmasından başka bir anlam ifade etmiyor. Başka bir ifadeyle, ödüllendirme de diyebiliriz. Türkiye yargı pratiğinde maalesef alışkın olduğumuz bir sonuca varılmış oldu. Bu davada da tıpkı diğer benzeri davalarda olduğu gibi cezasızlık sonucunu doğuran bir koruma kalkanı Yargıtay 1. Ceza Dairesi’nin büyük marifetiyle yeniden ortaya çıkmış oldu.”

KATİL POLİS MAĞDUR OLDU

Katil polisin olay sırasında 12 yıllık tecrübeli bir polis olduğunu ifade eden Olgun şöyle devam etti: “Kendisi mevcut yasalar itibariyle dosya kesinleşse dahi cezaevine girmeyecek, önceki karara göre ciddi bir süre yatacaktı. Burada polis memurunun şahsında rövanşist bir yaklaşımla hareket etmiyoruz. Sanığın kaç yıl cezaevinde yatacağının da pek önemi yok. Kendi gözetim ve denetimi altında bir şüpheliyi öyle ya da böyle kendi silahından çıkan bir kurşunla vurarak öldüren polisin işlediği bu suç, basit bir trafik kazasıyla ölüme sebebiyet vermek gibi nitelendirildi ve böyle bir ceza verildi. İşin ilginci, sanığın ve sanık avukatının yargılama boyunca bu davadan dolayı asıl mağdurun sanık polis memuru olduğunu öne sürmesi olmuştur. Yani bir tarafta bin bir yaşam umuduyla sığındığı bir ülkede devletin memuru tarafından katledilen gencecik bir adam var ve asıl mağdur her nasılsa buna sebebiyet veren polis olarak ilan ediliyor. Festusun siyah olmasından ötürü bir uyuşturucu şebekesinin parçası olduğundan tutun da profesyonel bir savaşçı olduğuna kadar mağduru suçlayan her türlü söylemle karşılaştık.”

hukuk-da-olduruldu-tesekkurler-turkiye-1020834-1.
Festus karakola bu şekilde getirilmişti.

AYRIMCI SAİKLERLE İŞLENDİ

“Bu açıdan bakıldığında 15 yıllık adalet arayışı süreci yine de başarılı veya en azından umut verici bir süreç olmuştur” diyen Olgun şöyle devam etti: “Mağduru ve faili her kim olursa olsun ısrarlı bir adalet arayışının yine de ciddiye alınabildiğini, bazı kesimlere umut ve dayanışma duygusunun bazı kesimlere rahatsızlık verebildiğini gördük. Yargıtay 1. Ceza Dairesi tarafından bozulmadan önce yerel mahkemenin olası kasta dayanarak oy birliğiyle verdiği karar da hukuki anlamda doyurucu, ilerici ve içtihadi anlamda devrimci bir karardı. Bu karara karşı da Yargıtay nezdinde temyiz hakkımızı kullanacağız elbette. Başından beri olayın kasten insan öldürme şeklinde vuku bulduğunu iddia ediyoruz. Hatta suçun ayrımcı saiklerle işlendiğini de mahkemelere tartıştırmaya çalışıyoruz. Kararın kesinleşmesiyle yeniden AYM ve AİHM süreçlerini de zorlamaya devam edeceğiz. Bu dava özelinde ülkemizdeki göçmenlerin durumunu da bir kez daha düşünmekte fayda var. Festus’un tabutunda, ‘Ben gidiyorum teşekkürler Türkiye’ yazıyordu. Tüm bu yargısal sürecin sonunda bu lafın üzerine fazla da söylenecek bir şey kalmıyor.”

DAVA SÜRECİ

Futbolcu olma hayaliyle Türkiye’ye gelen Festus Okey, 20 Ağustos 2007 tarihinde gözaltında tutulduğu Beyoğlu Polis Merkezi’nde polis Cengiz Yıldız tarafından öldürüldü. Okey’in yaşamını yitirmesinin ardından İstanbul 21. Ağır Ceza Mahkemesi’nde açılan davada ailenin müdahillik talebi kabul edildi. Polis Yıldız, 13 Aralık 2011’de ‘taksirle öldürmek’ suçundan 4 yıl 2 ay hapis cezası aldı ancak hapse girmedi. Okey’in davaya müdahillik talebinde bulunan kardeşi ile akrabalık bağının bulunup bulunmadığının tespit edilmesinden sonra karar verilmesi gerektiğini belirten Yargıtay, yerel mahkemenin hükmünü üç yıl sonra bozdu. Yerel mahkeme kararında direndiğini açıklarken Yargıtay 1’inci Ceza Dairesi, yerel mahkemenin kararını yeniden inceleyerek kararın bozulmasına hükmetti.

Yıllarca sürüncemede kalan dava, 12 Aralık 2018’de yeniden görülmeye başladı. İstanbul 21’inci Ağır Ceza Mahkemesi, 17 Mart 2021 tarihinde polis Cengiz Yıldız’a önce ‘kasten öldürmekten’ müebbet hapis cezası verdi. Ardından da kastın şeklini ‘olası kast’ olarak yorumlayan mahkeme heyeti, cezayı 20 yıla indirdi. Heyet, daha sonra ise sanık polis için ‘iyi hal indirimi’ uyguladı ve cezayı 16 yıl 8 ay hapse düşürdü. Yargıtay 1’inci Ceza Dairesi, sanık Cengiz’in avukatları ile Cumhuriyet Savcısı’nın temyiz başvurusu üzerine yerel mahkemenin kararını bozdu. Daire, polis memuru Yıldız’ın ‘olası kast’ ile değil, ‘bilinçli taksir ile öldürmek’ suçundan cezalandırılması gerektiğini kaydetti. Son olarak önceki gün verilen kararda ‘taksirle öldürme’ suçunun işlendiğine karar veren mahkeme sanık polise 3 yıl 4 ay hapis cezası verdi. Festus Okey’in ailesinin avukatları, 2018 yılında Anayasa Mahkemesi’ne başvurmuştu. Yüksek Mahkeme, Festus Okey’in ‘yaşam hakkı’nın ihlal edildiğine karar vermiş ve Okey ailesine tazminat ödenmesine hükmetmişti.