İzmir Barosu ve Yargıçlar Sendikası işbirliği ile düzenlenen Uluslararası Yargı Reformu Çalıştayı bugün başladı

Hukuk Otoriteleri Aynı Fikirde:Reform Paketi Çözüm Değil

Aycan KARADAĞ / Arda ÖZARDA

İzmir Barosu ve Yargıçlar Sendikası tarafından İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin katkılarıyla düzenlenen “Uluslararası Yargı Reformu Çalıştayı” bugün Karşıyaka Hikmet Şimşek Kültür Merkezi’nde başladı. 2 Gün sürecek çalıştayda yurtiçi ve yurtdışından katılan hukukçular, uluslararası yargı reformunu konuşacaklar. Açılışta konuşan İzmir Barosu Başkanı Av. Özkan Yücel, “Hakim ve savcıların haktan yana tavır alacağı bir ülke hayal ediyoruz. Biz gerçek anlamıyla demokratik hukuk devleti hayal ediyoruz” dedi.

Karşıyaka Hikmet Şimşek Kültür Merkezinde düzenlenen çalıştayın birinci oturumuna Yargıçlar Sendikası Başkanı Ayşe Sarısu Pehlivan, İzmir Barosu Başkanı Av. Özkan Yücel, İngiltere ve Galler Hukuk Cemiyetinden Av.Lucy O’Brien, Yaşar Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Timur Demirbaş, CHP İstanbul Milletvekili Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu, İzmir Barosundan Av. Haluk Yurtsever ve Avrupa konseyi Ankara Ofisinden Av. Tankut Soykan katıldı. İlk oturumda Mustafa Karadağ moderatörlüğünde Dünya’dan yargı reformu örnekleri ve Türkiye’de yargı konu başlığı altında yeni çıkacak yargı paketi de tartışıldı.

YARGI UZUN ZAMANDIR CİDDİ SORUNLAR İLE UĞRAŞIYOR

Yargı reformu ile birçok kişinin umutlandığını fakat büyük bir değişim olmadığını ifade eden Yargıçlar Sendikası Başkanı Ayşe Sarısu Pehlivan da, “Reform paketinin içerisinde birkaç noktada önemli çalışmalar olmuş ama gönül ister ki, yargı reformu dediğinizde çok büyük yapısal değişiklikler yapılsın. Maalesef olmadı. Bu çalıştayımızda neler yapıldı, ne tür eksikler var, yargıda daha neler yapılmalı kısmı ile birlikte adil yargılanmaya ilişkin çok detaylı bir sunum yapacak arkadaşlarımız. Güzel bir çalışma olacak. Hukuk fakültesi eğitimi nasıl olmalı ve arkasından mesleki staj eğitimi nasıl olmalı konusu işlenecek. Öncelikle bir durum tespiti yapacağız. Arkasında da tedavi için neler yapılabilir onu konuşacağız. Yargı uzun zamandır ciddi sorunlar ile uğraşıyor. Hep sorunlar vardı ama son dönemki kadar büyük sorunlar yoktu. Hepimiz bunun farkındayız. Siyaset kendine has bir değişiklik yapmanın peşinde. 2010’daki anayasa değişikliği bunun ilk adımıydı. 2017’de ki anayasa değişikliği bunun ikinci adımıydı. Bizler yargı örgütü olarak, gerçek yargının nasıl olması gerektiğine dair söylemlerimiz oldu. Biz bıkmadan devam edeceğiz. Herkeste hukuk bilinci olması için çok çalışacağız” diye konuştu.

BİZ BAŞKA BİR ÜLKE HAYAL EDİYORUZ

İzmir Barosu Başkanı Av. Özkan Yücel ise, “Yargı reformu yapıldı ama bu hiçbir zaman yargının derdine derman olacak çalışmalar olmadı. Biz başka bir ülke hayal ediyoruz. Biz, yargıçların verdiği kararlar sebebiyle ertesi gün başına ne geleceğini düşünmediği bir ülke hayal ediyoruz. Yargıçların verdikleri kararlar, ortaya koydukları tavırlar sebebiyle sendikalarının kapatılmayacağı, örgütlenmelerinin engellenmeyeceği bir ülke hayal ediyoruz. Hakim ve savcıların haktan yana tavır alacağı bir ülke hayal ediyoruz. Biz gerçek anlamıyla demokratik hukuk devleti hayal ediyoruz. Bu çalıştayın temel amacı bu. Bize yalan söylüyorlar. Bu ufak tefek düzenlemeler ile yargının sorunlarını çözebiliriz. Ben 30 senedir avukatlık yapıyorum. Yargı bağımsızlığı diye diye dilim yoruldu. Şimdi olması gerekini söylememiz gerekiyor. Bu salon bunu yüksek ses ile dile getirecek” şeklinde konuştu.

Reform Paketi Çelişkiler Barındırıyor

CHP İstanbul Milletvekili Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu sunulan yargı reformunun Türkiye adalet sistemine bir yenilik getirmeyeceğinden ve Cumhuriyet Halk Partisi öncülüğünde daha modern bir kanun teklifi için çalıştıklarını belirterek, “Yargı reformu bize bir düze çıkış olarak sunulmaya çalışılan fakat bizim bir reform paketi olarak görmediğimiz bir pakettir. Böyle bir yasa önerisinin getirecekleri ile götürecekleri karşılaştırıldığında birçok yönü ile götüreceklerinin daha fazla olabileceği aşikâr bir durumda. Yasanın getirdiği bazı göz boyamaya yönelik maddeleri var. Örneğin avukatlara yeşil pasaport uygulaması avukatlarımızı sevindirse de bu uygulamalar büyük çelişkiler oluşturuyor. Yurttaşlık hakkına ket verdiğiniz insanlara yeşil pasaport vermenin çelişkisi çok büyük düzeyde. Ben kendimi bildim bileli kamu görevlerine alınırken yapılan güvenlik soruşturmasının anayasaya aykırı olduğunu öne sürdük. Ama gelin görün ki bir akademisyenin ya da araştırmacının uluslararası toplantıya gidip gidemeyeceği kolluk gücünün takdirine bırakılmış durumda. Bu çok trajikomik bir olay.30 Mayıs günü ‘Yargı Reform Stratejisi Belgesi’ açıklandı. Bundan sonra biz harekete geçerek çalışmalarımıza başladık ve meclis henüz tatile girmeden bir komisyon kurma çağrısı yaptık. Fakat geri dönüş alamadık. Biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak çalışmaktan vazgeçmeyip Meclis’e adil yargılanma hakkı ekseninde yasa önerileri sunmak üzere bir hazırlık yapmaya ve diğer siyasi partileri ve kuruluşları bu hazırlık sürecine katılmaları için davet ettik. Sadece Halkların Demokratik Partisi, Demokrat Parti, Saadet Partisi ve Türkiye İşçi Partisi katılım gösterdi. Siyasi partilerin dışında bu çalışmalara birçok sivil toplum kuruluşu ve komisyonlarda katılım gösterdi. Çalışmaların sonucunda 14 ayrı kanun teklifi ile 228 madde yazımı gerçekleştirildi. Sunulan bu 14 kanunun içinde anayasa ile ilgili maddeler, OHAL ve OHAL tedbirleri ile ilgili maddeler, ceza muhakemesi kanunun hakkında değişiklikler ve hâkimler savcılar kanunu gibi konuların yenilenmesi öngörülmüştü.” diye konuştu.

İzmir Barosu ile İş birliği Bizi Mutlu Ediyor

İngiltere ve Galler Hukuk Cemiyetinden Av.Lucy O’Brien ise, “Bir dönem İngiltere’de göçmen davalarıyla ilgilendiğimiz için çok fazla baskı gördük.Basın her gün bizim üstümüzden devlet destekli karalama kampanyası başlattı.Halkımızın gözünde düşman haline dönüştük hatta tehdit telefonları bile almaya başlamıştık.Şuan ise cemiyet olarak tehlike altında bulunan avukatlar için çalışmalar yürütüyoruz.Yaptığımız çalışmalar ile Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyine raporlar sunuyoruz,Birleşik Krallık Parlamentosuna kanıt sunuyoruz.Bunun gibi birçok alanda Dünya’ya yardım ediyoruz.2018 yılında Dünya genelinde yaptığımız izleme çalışmaların tehlike altında olan 18 avukat için mektuplar yazmıştık.Bu avukatların 15 tanesi Orta Doğu’da çalışan avukatlardı.Bizim cemiyetimizin amacı yapısal değişiklikleri desteklemek ve risk altındaki avukatlara destek vermektir.İzmir Barosu ile iş birliği içinde olduğumuz için şahsım adına çok mutluluk duyuyorum ”dedi.

“Maaşlar Siyasi Baskı Malzemesi Olarak Kullanılmamalıdır”

Hakimlerin, avukatların ve savcıların daha özgür bir hale gelmesi gerektiğini aktaran Avrupa konseyi Ankara Ofisinden Av. Tankut Soykan, “Hakimlerin yerleri kendileri istemedikleri sürece değişmemeli. İdarelerin karar yönü olmamalı ki hâkimler işlerini daha özgür şekilde yapabilsinler. Aynı zamanda hâkimlere toplumsal saygınlıklarına göre maaş verilmeli, aldıkları maaş siyasi baskı malzemesi olarak kullanılmamalıdır. Gerek hâkimler gerek diğer yapılar yargıya güveni kaybettirecek eleştirilere girmemelidir. Burada aslında eleştiriden bahsettiğim karalama kampanyası. Yoksa tabi ki bir hâkim bir yasayı eleştirebilir” diye konuştu.

Bu Reform İktidarın Meşruluk Kazanma Çabası

Bu reform paketinin iktidarın çıkarları için ortaya çıktığını vurgulayan İzmir Barosundan Av. Haluk Yurtsever “Önce sorulması gereken soru bu hükümet neden tarihte bir yargı reformu paketine başvurma ihtiyacı hissetti.Bu sorunun iki yanıtı var.Birincisi fiili durumları meşrulaştırarak toplumsal destek bulma, ikincisi ise kendilerine bir meşruluk kazandırma çalışması.Bu meşruluk konusu çok önemli çünkü şuan Türkiye’de büyük bir kesim hukukun iktidar yüzünden çökmüş olduğu görüşünde.Bu sebeple kendilerini meşru kılma telaşındalar.Türkiye hukuk sisteminin böyle makyajlara ihtiyacı yok.Köklü bir değişim gerekiyor.Bu da bu tarz reform paketleri ile mümkün değil” diye bitirdi.

“Savcıları Kaotik Bir Dönem Bekliyor”

Yaşar Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Timur Demirbaş maddelerin çoğunun çelişkili ve hukuk sistemini kurtarmaya yönelik olmadığına değinerek, “Bu reform paketi gerçekten bir çıkış yolu değil. Arkadaşlarımın da belirttiği gibi Türkiye Hukuk sisteminin çok daha köklü ve radikal değişikliklere ihtiyacı var. Tabi ki birkaç tane olumlu madde de yok değil. Özellikle tutuklamalarda iyi bir düzenlenme düşünülüyor.Çünkü basında da görüyoruz birey yıllarca içeride yatmış ama daha ortada iddianame yok o yüzden bu sınırlamanın getirilmesi iyi olmuş.Bazı maddelerde aynı olay için birçok kurum devreye giriyor.Moral bozmak istemem ama savcıları çok kaotik bir önem bekliyor zannımca” dedi.