Saray yönetimi, kriz derinleştikçe muhalefet üzerindeki baskılarını artırıyor. Bir ideolojik vesayet rejimi kurma çabasında olan hükümetin, ‘sayısal üstünlüğe ulaşsalar da bunlara iktidar verilmez’ düşüncesine yöneldiğini aktaran siyaset bilimciler, muhalefetin hesaplarının ise hâlâ oy aritmetiğinde olduğunu belirtiyor

Hükümet, iktidarda kalmanın yolunu arıyor: ‘İdeolojik vesayet rejimi’

MEHMET EMİN KURNAZ

Yerel seçimlerde gerileyen iktidarın salgınla artan ekonomik kriz karşısında içine düştüğü buhran giderek derinleşiyor. AKP tabanında yaşanan erime son dönem peş peşe yayımlanan anketlere de yansırken yönetimi kaybetme korkusu yaşayan iktidar, muhalefete yönelik saldırıları sistematik hale getiriyor. İktidarın bir süredir hegemonyasını korumak adına sahip olduğu stratejiyi değiştirdiğini aktaran Siyaset Bilimci Gazeteci Kemal Can, yeni stratejinin ‘sayısal üstünlüğe ulaşsalar da bunlara iktidar verilmez’ fikrine yöneldiği, bir ideolojik vesayet rejiminin kurulduğunu, muhalefetin ise hâlâ oy aritmetiği hesapladığını vurguladı. Siyaset Bilimci Profesör İlter Turan ise, hükümetin iktidardan vazgeçemediğini, bu durumun da demokratik kanalların işlemesinde zorluklar çıkardığını aktardı.

GÖZALTI VE TUTUKLAMA FURYASI

Adana’da vali yardımcısının kendisi ve ailesine silah çektiği CHP Gençlik Kolları Başkanı Eren Yıldırım’ın AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın hedef göstermesinin ardından tutuklanmasıyla başlayan süreç, eski CHP İzmir İl Başkan Yardımcısı Banu Özdemir’in İzmir’de cami hoparlörlerinden ‘Çav Bella’ marşı çalınmasına ilişkin sosyal medyada yaptığı paylaşım gerekçesiyle tutuklanması ile devam etti. Erdoğan’ın hedef tahtasına koyduğu son isimler ise, 7 yıl önceki sosyal medya paylaşımında kendisine hakaret ettiği iddiasıyla hakkında suç duyurusunda bulunduğu ve jet hızıyla gözaltına alınıp ev hapsi verilen CHP’li Dila Koyurga ile yine suç duyurusunda bulunduğu CHP İzmir İl Örgütü ve belediyelerde çalışan diğer 4 CHP’li genç oldu.

İKTİDARDA KALMA STRATEJİSİ DEĞİŞTİhukumet-iktidarda-kalmanin-yolunu-ariyor-ideolojik-vesayet-rejimi-737178-1.

İktidarın artık sayısal çoğunluğu elinde tutmadığını bildiğini belirten siyaset bilimci Kemal Can, “Muhalefete yönelik son saldırı dalgası aslında iktidarın, hegemonyasını korumaya yönelik stratejisinde yaşanan değişimle ilgili. İktidar, daha önce sayısal çoğunluğu elinde tuttuğunu bilerek, muhalefetin de sayısal çoğunluğa erişemeyeceği fikri üzerinden stratejiler geliştirmişti. Ancak bir süredir yaşanan sistem değişikliğinin yanı sıra ortaya çıkan birçok neden, sayısal olarak iktidara oy kaybettirdi. Bu da iktidarda kalma stratejisinde değişiklik ortaya çıkardı” diye konuştu.

İktidarın yeni stratejisinin, ‘sayısal üstünlüğe ulaşsalar da bunlara iktidar verilmez’ düşüncesi üzerine evrildiğini aktaran Can, “Bir zamanlar kendileri için kurulduğunu iddia ettikleri müesses nizamı tersine çevirdiler. Ortaya beka meselesini attılar. HDP’yi suçlamak tek başına muhalefeti kriminalize etmeye yetmiyor, bu nedenle tüm muhalefeti özellikle de CHP’yi kriminalize ediyorlar. Son saldırılar da işte bu durumun birer yansıması. CHP ile organik bağı olanlara yönelik baskılar üzerinden bir vesayet rejimi kuruluyor. Odalar, barolar üzerinden gerçekleştirmeye hazırlandıkları hamleleri de düşününce bu baskıların artacağını, sayısal üstünlüğü kaybetseler de ideolojik vesayet kurma çabasına girişiyorlar” ifadelerini kullandı.

POLİTİK KARŞILIK VEREBİLMELİ

İktidarın artan baskısına rağmen muhalefetin ise hâlâ oy aritmetiği ile ilgilendiğini aktaran Can, sözlerini şöyle sürdürdü: “Muhalefet, işin hâlâ aritmetik kısmıyla ilgileniyor. Sayısal üstünlük sağlanmış olsa da seçim zamanı geldiğinde iktidarı zorlayabilecek güç olmak için daha kavramsal bir perspektif, kurulacak ortaklıkların daha belirginleşmiş çerçevesi ve hedeflerin daha net belirlenmesi gerekiyor. İktidarın bu yeni stratejisine karşı mağdur direncinin de ötesinde, iktidara politik karşılıklar verilebilmesi gerekiyor.”

MUHALEFET İNSANLARI İKNA ETMELİhukumet-iktidarda-kalmanin-yolunu-ariyor-ideolojik-vesayet-rejimi-737179-1.

“Hükümet, iktidarı bırakmayı göze alamıyor. Buna karşılık, iktisadi şartlar ve gelişmeler karşısında kendisine dönük seçmen desteğinin azaldığını, zayıfladığını görüyor” diyen Siyaset Bilimci İlter Turan ise şöyle konuştu: “Özellikle büyükşehir belediyelerinin artık elinde olmaması nedeniyle kendisine oy sağlayan himaye sistemini işletemiyor, bu kanaldan devşirdiği sandık desteğinde zaaflar oluşuyor. Diğer yandan artan sorunlarla baş edebilme kapasitesini de giderek yitiriyor. İktidardan vazgeçemeyince demokrasi kurallarını aksatmaya yöneliyor, demokratik kanalların işlemesinde zorluklar çıkartıyor. İktidarın en çok özlediği şey kendisinin bastıracağı toplumsal hareketlerin yaygınlaşması, siyasi kutuplaşmanın sertleşmesi ve böyle olağan siyasetten uzaklaşılması. Muhalefetin iktidarın kendisini çekmeye çalışacağı tuzaklardan uzak durarak, insanları iktidar değişimine ikna edecek ancak kavgaya dönüşmeyecek yollar izlemesi gerekiyor.”