Dördüncü albümü Armut Ağacı’nı çıkaran alternatif sahnenin üretken seslerinden Canozan, bu albümde huzuru aradığını ifade ediyor

Huzuru ‘Armut Ağacı’nda aradı

GİZEM ERTÜRK

Son yılların en üretken müzisyenlerinden Canozan henüz 30'unda 4’üncü albümü Armut Ağacı'nı dinleyiciyle buluşturdu. 70'in üzerinde yayınlanmış bestesi bulunan genç müzisyen "mükemmel anı bekleyerek hiçbir şey olmayacağını öğrendim. Hatasız bir yol arayışının sonu pişmanlığa çıkar" diyor.

►30 yaşında 70’in üzerinde besteniz var. Bu belki de bir müzisyenin ömrü boyunca ürettiği ortalamanın bile üzerinde… Bu üretkenlik nereden geliyor?

Çocukluğumda gitarı ilk elime aldığım günden beri kendi şarkılarımı yapmaya çalışıyorum. Şarkı yapmak hoşuma gidiyor. Kötü olsa bile… 70 tane yayımlanmış şarkım var ama yarısını sevmiyorum (Gülüyor). Bir de ben ürettikçe gelişeceğine inanan bir insanım. Dolayısıyla bu inanç beni üretmeye teşvik ediyor. 17 senedir gitar çalıyorum ve hala sıkılmamış olmam bana da ilginç geliyor, zira aşırı sıkılgan bir insanım. Şu an bile güzel bir gitarı çalmaya başlayınca uzun süre bırakamıyorum. Özellikle Fender Telecaster hastasıyım.

►Müzik yapmanıza bir film vesile olmuş. Ablanız Ceylan Özçelik’in de sinema yazarı ve yönetmen olduğunu bildiğim için sizi nasıl etkilediğini sormak isterim…

‘School of Rock’ filmini 13 yaşımda izlemiştim. Beni gerçekten etkilemişti ve sonraki haftalarda gitarı fazlaca kurcalamıştım. Dayım gitar çalabiliyordu. Ona gidip bana akor öğretmesini istediğimi hatırlıyorum. Bana en popüler üç akoru göstermişti. Bunları 6 ay çalış istediğini çalarsın demişti. Ama internet sağ olsun ben daha ileriye gittim. Bu sıralarda tabii ki ablam beni kaliteli müzik ile besliyordu. Kendisi benden yaşça bir hayli büyüktü ve çoktan ‘Radiohead’ dinlemeye başlamıştı. Ayrıca çok güzel film müziklerini de benimle paylaşıyordu. O zamanlar walkman’imle mix tape dinliyordum. Sonra CD ve mp3 devri, günümüzün streaming’ine bağlandı.

►Hukukçu bir aileden geliyorsun. Müzik ve sinemayı seçen iki evlat onlar için farklı bir deneyim olmali. Ailede sanatla ilgilenen başka birileri var mı?

Çekirdek aile içinde sanatı iş olarak seçen yok diyebilirim. Amcam iyi bir fotoğrafçıdır ancak son yıllara kadar para kazanmak için yapmıyordu. Ailem için tabi önce ablamın sonra benim geleneksel yöntemleri reddetmemiz hiç hoş olmadı. Vazgeçirmek için ellerinden geleni yaptılar. Ben ders çalışmayı da pek sevmezdim. Sert tartışmalara girdiğimiz oluyordu. Para ve gücün onların elinde olması sebebiyle seneler boyunca politik davranıp müziği hobi yönüyle yapıyormuşum gibi davrandım ama neredeyse bütün boş vakitlerimi kayıt teknolojilerini öğrenerek, gitar çalarak ve şarkı yazarak geçiriyordum. Hatta derslerin çoğunu dinlemeyip şarkı sözü yazıyordum. Hocalar ders notu tuttuğumu zannediyordu.

BENDEN MELANKOLİK ŞARKILAR DİNLEMEK İSTİYORLARhuzuru-armut-agaci-nda-aradi-745582-1.

►Elektronik müzikten folk’a uzanan geniş bir yelpazede üretim yapıyorsunuz. Hit olan şarkılarınızın sizi belli bir tarzda şarkı yapmaya ittiğini söylemiştiniz. Bunu biraz açar mısın?

Yıllar boyunca karakterim ve müzik zevkim değiştikçe farklı tarzlarda şarkılar yaptım. Ancak birçok şarkı yayınladıktan sonra bazı şarkıların diğerlerinden açık ara daha fazla dinlendiğini gördüm. Mesela ‘Dolunay’ albümünü yayınladıktan sonra yayınladığım elektronik müziklere alakasız tepkiler aldığım oldu. İnsanlar belli ki benim sesimden puslu ve melankoliki, gitarlı şarkılar istiyorladı. Benim için problem değil. Öyle şarkılar yapmayı da çok seviyorum ama tek bir türe bağlı kalmak canımı çok sıkıyor. Bu yüzden yeni bir isim altında istediğim türde şarkılar yapmayı sürdüreceğim.

►Kariyer hedefi olarak iyi bir müzik prodüktörü olmayı istiyorsunuz. Peki açıdan idolleriniz kimler?

Diplo, Max Martin, Flume müzikal anlamda idollerim diyebilirim. Ancak aynı zamanda Bob Dylan, Leonard Cohen’i de sayabilirim. Aslında burada sayamayacağım kadar çok kişiyi bazı yönleriyle örnek alıyorum. Küçükken çok Teoman, Duman dinledim. Müziğime etkileri olduğunu düşünüyorum.

►Armut Ağacı çok samimi bir albüm. Içinde sizin yalnızlığınız, hepimizin yalnızlığı var. Bir yandan da umut dolu. Hüznü çok dozunda. Bu albümü bir kelime ya da cümleyle ifade etmenizi istesem neyi seçersiniz?

Huzur arayışı diyebilirim sanırım. Benim için o albümün konsepti buydu. Biraz serzeniş, biraz içe dönüş ve biraz da aşk içeriyor sözler.

►Kariyerinize başladığınız günden bugüne müzik sektörüne dair şimdiye dek aldığınız en önemli tavsiye ya da edindiginiz tecrübe ne oldu?

Edindiğim en büyük tecrübe şarkılarımı 2010 yılında YouTube’da paylaşmayıp, 2014’te insanların YouTube’dan ünlü olduğunu fark etmem oldu. Mükemmel anı bekleyerek hiç bir şey olmayacağını öğrendim. Hatasız bir yol arayışının sonu pişmanlığa çıkar. Bu sebepten hata yapa yapa ilerlemeye alıştım. Sınırlı zamanda elimden gelenin en iyisini yapmaya çalışıp olduğu kadarına şükredip hayatıma devam ediyorum.

►Düetler ve ortak çalışmalar yapmayı seven bi isimsiniz. Hadi biraz uçalım. Dünyaca ünlü bir isimle düet yapma şansınız olsaydı bu kim olurdu ve hangi şarkıyı seçerdiniz?

Radiohead’le ‘Where I End You Begin’ şarkısını yapmak hatta biraz değiştirmek isterdim. Flume ile ‘Hyperreal’ şarkısını yapmak isterdim. Sadece nasıl yaptığını izlemek için orda olmak isterdim. Ayrıca Tamino ile depresif bir şarkı yapmak isterdim.

BAĞIRDIĞIM BİR ALBÜM YAPACAĞIM

Kısa ve uzun vadede planlarınız neler?

Elektro gitarı bol kullandığım ve bağırdığım bir albüm yapacağım, bir rock albümü. Sonra tamamen sentetik bir elektronik garip bir albüm yapacağım. Arada single’lar çıkartacağım. Ama hepsinden önemlisi arkadaşlarımla bol bol görüşmek istiyorum.