Irak’ta Şii Lider Mukteda es-Sadr ve İran destekli Koordinasyon Çerçevesi arasında yaşanan siyasi kriz gün geçtikçe büyüyor. Irak Parlamentosu’nun işgali ve Yeşil Bölge’deki protestolar ülkede yeni bir iç savaşın yaşanacağı endişesini uyandırıyor.

İç savaşın gölgesinde iktidar mücadelesi
Sadr destekçileri 30 Temmuz’da Irak Parlamentosu’nu 3 gün boyunca işgal etmişti. (Fotoğraf: AA)

Umut Can FIRTINA

Irak tüm bölgeyi etkileyecek bir gerilimin içinde. Tüm bölgesel ve emperyalist güçlerin eli ülkenin içinde. Ülkede yaşananları Kürdistan Komünist Partisi Yöneticisi ve gazeteci Handren Ahmed’le konuştuk. Ahmed’in, sorularımıza verdiği yanıtları ana başlıklar halinde topladık.

10 YILLIK İÇ SAVAŞ

Ekim 2021’deki Parlamento seçiminden sonra, Irak istikrarsızlığa doğru ilerliyor. Siyasi ve ekonomik durum giderek kötüleşiyor. Irak vatandaşları bölünmüş durumda. Ancak hizmetlerin eksikliği ve onurlu bir yaşam konusunda ortak düşüncelere sahip. Bugün yaşanan ayrılıkların da kökleri çok derinde.

2003’ten sonra ‘yeni Irak’ konusu (siyasi uzlaşma, siyasi ortaklık, katılım dengesi) Irak’ın siyasi sözlüğüne girdi ve böylece Irak’ta ilk kez bir Kürt cumhurbaşkanı, bir Şii Arap başbakan oldu.

2007-2009 arasında Sünniler ve Şiiler arasında yaşanan mezhep savaşında 10 bine yakın kişi öldü, Binlerce aile yerlerinden edildi. El-Kaide, ardından IŞİD teröristleri ülkenin en büyük şehri Bağdat’ın yakınlarında, çoğu Sünnilerin yaşadığı bölgeler olmak üzere Irak topraklarının üçte birini işgal etti. Musul IŞİD tarafından işgal edildi, yaklaşık 2 milyon Iraklı yerlerinden edildi.

Bu sırada Şii siyasi partiler ekonomik projelerin genişletilmesi, İran ve diğer ülkelere bağımlılık ile ABD’nin rolü tartışmaları arasında kendi aralarında iktidar mücadelesi yürütüyordu. IŞİD’e karşı savaşması için kurulan ancak bir kısmı Irak Silahlı Kuvvetleri’nin kontrolünde bulunmayan Haşdi Şabi, Şii siyasi güçler tarafından birbirleri üzerinde baskı kurmak, kendilerini zorla kabul ettirmek ve Irak’taki kamu mallarına el koymak için kullanıldı.

Şii güçler arasındaki çatışma, çoğu dış destekle ve hepsinden önemlisi İran’ın rolüyle tepe noktasına ulaştı. İngiltere bölgedeki çıkarlarını korumaya çalışıyor; ancak ABD, Irak’ta başka bir bölgesel proje yürütüyor.

Handren AhmedHandren Ahmed

IRAK BİLDİĞİNİZ GİBİ

Irak 1920’de birçok temel sorunla kuruldu. Çoğunlukta Şii Araplar ve azınlıkta Sünni Araplar ve Kürtler olmak üzere üç farklı topluluktan oluşuyordu. Kürtler ve Sünniler çoğunluk olduğu için neredeyse 80 yıl boyunca ülkeyi yönettiler.

Irak’taki devletin bu yapısal sorunu henüz çözülmedi ve kolay çözülemez. Çünkü Irak toplumu demokratikleşemez ve kurumsallaşamaz. Bunun sebebi ise Irak’taki siyasi projeler birbirlerinden çok farklı ve denildiği gibi: “Dış gündem iç gündemi domine ediyor.”

2021 Ekim’deki Parlamento seçiminde, bir tarafta babasının dini geçmişinden yararlanan Mukteda Es-Sadr’ın liderliğinde Sadr hareketi; diğer yanda ise aralarında Hadi el-Amiri, Nuri el-Maliki, Ammar el-Hakim, Kais el-Kazali, Faleh el-Fayaz ve Haydar el-Abadi gibi Şii liderler bulunan Koordinasyon Çerçevesi.

Sadr Hareketi 73 koltukla Parlamento’daki çoğunluğu aldı. Ardından Barzani liderliğindeki 35 koltuklu KDP’yle ve daha sonra sözcü olan Muhammed Halbusi’nin liderliğindeki bazı Sünnilerle siyasi anlaşmaya vardı. Sadr böylece rakip Şiilerin olmadığı bir hükümet kurmak istedi. Bu nedenle Nuri el-Maliki’ye karşı “yolsuzlukla mücadele” sloganını ortaya sürdü.

Ardından kendisini parlamentoda büyük güç olarak gören el-Maliki liderliğindeki Koordinasyon Çerçevesi, cumhurbaşkanını seçerken kaç milletvekilinin bulunması gerektiğini öğrenmek için Federal Mahkeme’ye başvurdu. Sadr Hareketi, KDP ve bazı Sünniler yaklaşık 212 üye topladılar ancak 220’ye ulaşamadılar. Parlamento oturumu durdu ve Sadr, hükümeti kuramadı. İstifa ettiler; yerlerine Maliki, Abadi ve Ammar el-Hakim yandaşları geldi, başbakanlığa Muhammed Sudani’yi aday gösterdiler. Ancak Sadr bunu reddetti.

Daha sonra 19 Temmuz’da, Maliki’nin Mukteda es-Sadr’a yönelik saldırgan tutumdaki ses kayıtları ortaya çıktı.

27 Temmuz’da Sadr’ın destekçileri Irak Parlamentosu’na girerek işgal etti. Sadr kendi destekçilerine, Maliki, Abbadi, Amiri ve Hakim’in destekçilerine karşı protesto yapmaya devam etme çağrısı yaptı. Hiçbir çatışma yaşanmadı, güvenlik güçleri protesto gösterileri yapan iki tarafın birbirleriyle çatışmasını engelledi. Ardından Sadr destekçilerinden Parlamento binasından çıkarak, her cuma Yeşil Bölge’de gösterilerine devam etmelerini istedi.

SADR NE İSTİYOR?

Sadr, sözcüsü Muhammed Saleh aracılığıyla Twitter’dan günlük açıklamalar yaparak görüşlerini arkadaşlarına ve rakiplerine aktarıyor.

Sadr, yolsuzlukla mücadele, Parlamento’yu feshederek erken seçim talebi, parlamenter sistemi başkanlık sistemine dönüştürme, Anayasa’yı düzenleme ve seçim kanunun değiştirme gibi başlılarla propaganda yürütüyor.

Rakipleri ise Parlamento’nun toplanmasını, geçici bir hükümetin oluşturulmasını, ardından seçim kanununun değiştirilerek erken seçime karar verilmesini istiyor.

Sadr bu istekleri reddetti. 2 Ağustos’ta Fedral Mahkeme’ye Parlamento’yu feshetmesi için başvuruda bulundu. Ancak Mahkeme 14 Ağustos’ta buna güçleri olmadığı kararını verdi. Rakiplerine göre Sadr, kurumlardan veya parlamentonun feshi gibi taleplerden bağımsız yeni bir Irak yaratmak ve Irak’ı yönetmek istiyor.

SORUNUN ÇÖZÜMÜ NEREDE?

Irak’taki rakip partilerin siyasi adımlarını değerlendiren uzmanlar krizin çözümünü Sadr ve rakiplerinin diyaloga girmesinde görüyor. Çünkü onun dışında savaşmak ve öldürmekten başka bir yol kalmıyor. Ancak dini lider Ayetullah el-Sistani ve Irak’taki diğer İranlı temsilciler, yaşanacak bir iç savaşa izin vermez.

Irak’ta öne çıkan liberal siyasetçilerden olan ve 3 dönem Parlamento üyeliği yapan Fayek Şeyh Ali, Irak’ı terk etti. Bu kişi bildiği sırlarla ünlü birisi. Nisan 2022’de yaptığı bir konuşmada Irak’ın siyasi sisteminde 2022’den itibaren değişiklikler olabileceğini işaret etmişti.

ABD’nin Irak’ta ‘eğitmen’ adı altında yaklaşık 16 bin askeri bulunuyor. Şimdiye kadar bu krizden uzak durdular. Gazetelerde bu birliklerin silahlandıkları, ancak şu anda henüz müdahalede bulunmayacakları yazıyor.

CEHENNEMİ YAŞIYOR

Geçen 20 senede, Orta ve Kürdistan Bölgesi hariç Kuzey Irak’taki Iraklılara yeterli hizmet verilmiyor. Günden güne yoksulluk, işsizlik artıyor. Sağlık sistemi çok kötü durumda. Seçimlerde ve siyasi süreçte dini inançlar, ekonomik gerekçeler ve baskılar, Irak vatandaşlarının kaderleri konusunda birlik olmamasına; Şii Sadr ve Şii Koordinasyon Çerçevesi olarak ikiye ayrılmasına neden oldu.

Genel olarak Iraklılar, yolsuzluk ve geri kalmışlığa karşı durabilecek, iktidara gelebilecek, milletine hizmet edebilecek kadar güçlü bir hükümet için bu konuyu bir fırsat olarak görüyorlar.

Orta ve Güney Irak’ta çoğunluk seçimlere katılmadı ve sesiz kaldı. Durumun gözlemcisi olan bir azınlık ise kendini göstermeye çalışıyor. Zorlansa da gün geçtikçe sesini yükseltmeye devam ediyor. Ancak siyasi arenanın hâlâ daha fazla mücadeleye ihtiyacı var.