Biz halkız… 100 yıllık kazanımımız ise milli egemenliğimiz… Bizi yurttaş yapan, özgür insan yapan genel oy hakkımız. Verdiğimiz her oy bizim sözümüz. Onurumuza sahip çıkmak, sözümüzü ve irademizi göstermek için elimizde kalan tek yol olduğu bu dönemde, oy kullanmak bir kat daha önemli

İçeriden dışarıya mektuplar: Seçimde benim yerime de oy kullanın

Tayfun Kahraman -  Dr. Öğr. Üyesi - Silivri Cezaevi’nden yazdı (Silivri 9 No’lu Cezaevi A/47)

Herkese merhaba, 

Bildiğiniz üzere hukuksuz ve delilsiz bir yargılama sonucu 18 yıl hapis cezasına çarptırıldım ve herkesin doğuştan sahip olduğu en temel bazı haklardan mahrumum. Bunlara oy vermek de dâhil. 

Hayatımda ilk defa bir seçimde, seçmen değilim. 

Seçebilme şansım olsaydı kimi tercih edeceğimi söylememe gerek yok sanırım ama sebepleri üzerine söyleyecek bir çift lafım var elbette. 

Dün yapılan yanlışların bedelini, 6 Şubat Depremi’nde yaşadık. İmar afları ve rant odaklı dönüşüm, şehirlerimizi savunmasız ve dirençsiz bıraktı. Bu süreçte parmağı olanlara İstanbul’u emanet etmenin yaratacağı riski bir şehir plancı olarak çok iyi biliyorum. 

*** 

Ekonomik yıkımla beraber kent sakinleri yeni sorunlarla sınanıyor. Kent lokantaları ve anne kartını küçümseyenlerin görmediği hakikati gören, sosyal demokrat ve halkçı çizgide kentliyi, dezavantajlı grupları koruyan belediyecilik pratiğine bu dönemde hepimizin ihtiyacı var. 

Aklım, vicdanım ve kalbim aynı yere işaret ediyor. Bu yoldan sapmadan, tam yol ileri gitmemiz gerektiğini biliyorum. Bu nedenle veremediğim oy bana dert oluyor. 

Sadece Silivri’de tutulan Tayfun Kahraman olarak değil; bir baba ve eş olarak, şehir plancı ve imar hukuku uzmanı olarak, İstanbul Depremi üzerine yıllarca çalışmış bir bürokrat olarak, öğrencilerini çok seven bir akademisyen olarak, İstanbul’u savunmayı görev bilmiş bir kent sakini olarak, emekli anne-babasını düşünen bir evlat olarak; veremediğim oy için üzgünüm. 

***

Biz halkız… 100 yıllık kazanımımız ise milli egemenliğimiz… Bizi yurttaş yapan, özgür insan yapan genel oy hakkımız. Verdiğimiz her oy bizim sözümüz. Onurumuza sahip çıkmak, sözümüzü ve irademizi göstermek için elimizde kalan tek yol olduğu bu dönemde, oy kullanmak bir kat daha önemli. Evet, bu yüzden veremediğim o bir oy canımı bu kadar sıkıyor. 

Bu süreçte yalnız olmadığımı, uğradığım hukuksuzluğu gören, bilen, duyan ve tavır alan insanlar olduğunu bilmek bana her zaman güç verdi. Şimdi yine desteğinize ihtiyacım var. 

Bir sebepten sandığa gitmeyi düşünmeyen; neyi değiştirecek ki diyen ama hukuktan, hakkaniyetten yana, vicdan sahibi herkese bir çağrım var… 

Benim yerime de oy kullanın arkadaşlar. 

Oy kullanmayı düşünmeyen bir komşunuzu benim yerime oy kullanmaya ikna edin. 

Hasta ya da engelli olduğu için sandığa gidemeyen bir kişiyi benim yerime arabanızla sandığa götürün. 

Ben her koşulda İstanbul'u savunmaya, kendimiz ve geleceğimiz için düşünmeye ve üretmeye devam edeceğim. Yerime kullanılan her oyun hakkını bu kent için daha fazla çalışarak ödeyeceğim. Söz…