İdlib’deki çatışmaların arasında kalan TSK’ye ait üsler taşınmazken, Suriye Ordusu 9 No’lu kontrol noktasını çevreledi. Eleştirilerin odağındaki Ankara’dan, “Gözlem noktalarındaki askerlerimiz mahsur değil” açıklaması geldi

İdlib’deki gözlem noktaları çatışmaların ortasında: Üsler neden taşınmıyor?

Suriye Ordusu’nun İdlib’de cihatçılara karşı operasyonu sürerken, TSK’ye ait bölgede bulunan askeri gözlem noktaları ateş altında kaldı. Suriye askerleri İdlib’in güneyindeki Morek’te TSK kontrol noktasını çevreledi. Suriyeli askerlerin kontrol noktası önünde çektikleri fotoğraflar sosyal medyada paylaşılırken, Suriye resmi devlet ajansı SANA da ordunun Türkiye’nin 9. gözlem noktasının yer aldığı Morek’in kontrolünü tamamen ele geçirdiğini duyurdu.

İdlib vilayetindeki stratejik Han Şeyhun kasabasının cihatçılardan temizlenmesinin ardından ilerleyişini sürdüren Suriye Ordusu’nun Morek’in yanı sıra Kefr Zita, Latmin, Latamina ve Merkaba gibi bölgelerde kontrolü sağladığı belirtildi.

TSK üssü tamamen Suriye Ordusu bölgesi içinde kaldığı halde tahliye edilmiyor. 19 Ağustos’ta bölgede bulunan 9 numaralı gözlem noktasına giden TSK konvoyuna yönelik hava saldırısı düzenlenmiş üç kişi hayatını kaybetmişti. Önceki gün de ülkenin kuzeybatısındaki 8. Nolu gözlem noktasına ateş açıldığı belirtilmişti.

Türkiye daha önce Rusya’yla sağlanan mutabakat çerçevesinde bölgede 12 gözlem noktası kurmuştu.

KİMSE ÇEVRELEYEMEZ

Lübnan’ın başkenti Beyrut’ta İdlib’e dair konuşan Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, çevrelenen askeri üslerde TSK askerlerinin kuşatıldığına dair iddiaları yalanladı. Çavuşoğlu, “İdlib’de gözlem noktalarımızdaki askerlerimiz mahsur değil. Kimse de mahsur bırakamaz” dedi. Çavuşoğlu, “Suriyelilerin dönüşü konusunda Lübnan, Ürdün ve Irak ile ortak forum düzenleyebiliriz. Uluslararası toplumu da davet edebiliriz” ifadelerini kullandı.

İDLİB TELEFONU

Çatışmalar şiddetlenirken AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan da Rusya Devlet Başkanı Putin ile telefonda durumu değerlendirdi. Erdoğan görüşmede “Suriye Ordusu’nun İdlib’deki operasyonunun büyük bir insani krize yol açtığını ve Türkiye’nin milli güvenliği bakımından da çok ciddi bir tehdide dönüştüğünü” iddia etti. Kremlin’den görüşmeye ilişkin yapılan açıklamaya göreyse Putin ve Erdoğan, söz konusu bölgeden gelen terör tehdidinin yok edilmesi adına ortaya koyulan ortak çabaların aktif hale getirilmesi ve Soçi mutabakatının yerine getirilmesinin sağlanması hususunda anlaştılar.

Putin ile Erdoğan ayrıca, Astana sürecinin garantörleri olan Rusya, Türkiye ve İran’ın eylül ayında gerçekleştireceği zirve kapsamında, söz konusu üç ülkenin Suriye’nin yeni anayasasını hazırlayacak komitenin oluşturulmasına yönelik çalışmalarını da ele aldılar.