Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği, ağırlıklı olarak gazetecilerin yargılandığı, 11 aylık döneme ilişkin ifade özgürlüğü raporunu yayımladı. Raporda geçmiş döneme oranla hapis cezalarının ‘rekor’ derecede arttığına vurgu yapıldı.

İfade özgürlüğü raporu: Bir yılda 67 kişiye 299 yıl hapis cezası

HABER MERKEZİ

Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği (MLSA), 1 Eylül 2021- 20 Temmuz 2022 tarihleri arasındaki Dava İzleme raporunu yayımladı. Rapora göre ağırlıklı olarak gazetecilerin yargılandığı davalarda 299 yıl, 2 ay, 24 gün hapis cezası verildi.

MLSA bu döneme ilişkin değerlendirmesinde “Önceki raporlama dönemlerine göre bu dönemde karara bağlanan davalarda verilen hapis cezalarında radikal bir artış gözlemlendi. İfade özgürlüğü üzerindeki baskıyı ve mahkemelerin değişen siyasi konjonktür ile birlikte artan cezalandırma iradesini gösterir şekilde hak savunucusu Osman Kavala’ya verilen ağırlaştırılmış müebbet, gazeteci Rojhat Doğru’ya verilen müebbet hapis cezalarına ek olarak bu dönemde karara bağlanan 41 davada yargılanan 67 kişiye toplamda 299 yıl 2 ay 24 gün hapis cezası verildi” ifadelerini kullandı.

Dün, Beyoğlu’nda bulunan Postane binasında tanıtımı yapılan raporda 23 farklı şehirden, 210 davanın 446 duruşmasına ilişkin veriler sunuldu. Davalara ilişkin verilere göre gazeteciler, en çok haberleri ve sosyal medya paylaşımlarının delil olarak gösterildiği davalarda terör suçlamaları ile yargılandı. Barışçıl toplantı ve gösteri yürüyüşlerine açılan davalarda artış olduğu belirtilen raporda savcılıkların ve ilk derece mahkemelerinin, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin (AİHM) kararlarını uygulamadıklarına da dikkat çekildi.

“Örgüt propagandası” suçlamasının 62 davada yöneltildiğine yer verilen raporda 143 gazetecinin bu suçlamayla yargılandığı kaydedildi. “Örgüt üyeliği” suçlamasının yöneltildiği 44 davanın 38’inde gazetecilerin yargılandığına dikkat çekilen raporda 132 gazetecinin bu suçlama ile hakim karşısına çıktığı paylaşıldı. Rapordaki verilere göre bu davalarda en çok gazetecilerin yazdıkları haberler ve sosyal medya paylaşımları suçlamalara delil olarak gösterildi.

Gazetecilere en çok yüzde 38 ile 'terörizm suçlamaları' yöneltildi. Bunu yüzde 10 ile cumhurbaşkanına hakaret ve yüzde 7 ile hakaret suçlaması takip etti.

Rapora göre cezaevlerinde 59 gazeteci ve medya çalışanı bulunuyor. Bu dönemde yargılanan gazeteci sayısı 318, tutuklu yargılananların sayısı ise 12 olarak kaydedildi.

EN ÇOK YARGILAMA İSTANBUL’DA

Davaların çok görüldüğü yer olarak 238 ile İstanbul ön plana çıktı. Bunu 73 dava ile Diyarbakır, 32 dava ile Ankara takip etti.

Fotoğraf: MLSA raporuFotoğraf: MLSA raporu

Bu dönemde yargılamaların yüzde 56,4'ü gazeteci oldu. Gazetecileri hak savunucuları ve aktivistler yüzde 9,1 ile takip etti.

Fotoğraf: MLSA raporuFotoğraf: MLSA raporu

‘CUMHURBAŞKANINA HAKARET’ SUÇLAMASINA HUKUKSUZCA ELDE EDİLEN DELİLLER SUNULDU

90 farklı davada yargılananların yüzde 53,9'una terör örgütü propagandası yapmak, yüzde 39,1’ine terör örgütü üyeliği, yüzde 4,3’üne terörle mücadelede görev almış kişilerin kimliğimi açıklamak ve yüzde 0,9’una Terörizmin Finansmanının Önlenmesi Hakkındaki Kanuna muhalefet etmek suçlamaları yöneltildi. Yargılanan bin 398 kişiye ağırlıklı olarak yazdıkları haber, yazı ve çekilen fotoğraflar ile sosyal medya paylaşımları ağırlıklı olarak delil olarak gösterildi.

Bir yıllık dönemde 34 kişinin “cumhurbaşkanına hakaret” suçlamasıyla açılan 29 davada yargılandığı paylaşılan raporda bu davaların da en çok gazetecileri hedef aldığı belirtildi. Rapora göre 18 gazeteci, “cumhurbaşkanına hakaret” suçlamasıyla hakim karşısına çıktı.

Cumhurbaşkanına hakaret suçlaması ile ilgili 19 davada sanıklar aleyhine yalnızca sosyal medya paylaşımlarının delil olarak sunulduğuna dikkat çekilen raporda, Bu davaların 14'ünde delillerin Anayasa Mahkemesi'nin (AYM) 19 Şubat 2020 tarihli kararıyla anayasaya aykırı olduğuna hükmederek ilgili yasa maddesini iptal ettiği “sanal devriye” yöntemi ile elde edildiği belirtildi. Raporda AYM kararından sonraki tarihlerde hazırlanan ve “sanal devriye” yöntemi ile elde edilen delillere yer verilen 8 iddianamenin mahkemeler tarafından kabul edildiği paylaşıldı.

“AYM VE AHİM İÇTİHATLARI GÖZ ARDI EDİLİYOR”

MLSA, karar vericilerin yargılananlar lehine olan içtihatları uygulamadığını belirterek, "11 aylık döneme ilişkin Bu dönemde görülen ve kamuoyunda en çok ilgi gören dava olan Gezi Davası’nda olduğu gibi hakimlerin, mahkeme heyetlerinin ve savcıların, yargılanan kişilerin adil yargılanma hakkının ihlalini oluşturacak şekilde tavır ve tutumlar sergiledikleri kaydedildi. Hakimlerin başta AYM ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) olmak üzere yerleşik içtihatları göz ardı ederek kararlar verdikleri; savcıların da yargılanan kişiler lehine olan delil ve olguları dikkate almadan sundukları esas hakkındaki mütalaalar ile ceza talep ettikleri görüldü” ifadelerine yer verildi.

Raporun tamamına ulaşmak için yazıya tıklayabilirsiniz.