İnsan Hakları Derneği İzmir Şubesi, 17-31 Mayıs Uluslararası Gözaltında Kayıplar Haftası günü dolasıyla basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklamada, "İHD raporlarına göre 800 insan, 800 can gözaltında kaybedildi" denildi. Basın açıklamasının ardından denize karanfil bırakıldı.

İHD İzmir Şubesi: 800 insan, 800 can gözaltında kaybedildi

BİRGÜN EGE

17-31 Mayıs Uluslararası Gözaltında Kayıplar Haftası günü dolasıyla İnsan Hakları Derneği İzmir Şubesi, Konak Sümerbank önünde basın açıklaması düzenledi. Basın açıklamasının ardından denize karanfil bırakıldı.

Basın açıklamasını okuyan İnsan Hakları Derneği İzmir Şube Başkanı Zafer İncin, gözaltında kaybedilenlerin büyük çoğunluğunun akıbeti hala ortaya çıkarılamadığına dikkat çekerek, “Kaybedenler yargılanamamışsa, bunun nedeni, bu ülkelerdeki gerici-faşist ve uluslararası alandaki burjuva hukuk sistemidir. Egemenler insanlığa karşı işledikleri bu suçun faili olarak tüm kayıp yakınlarının ve hak savunucularının ısrarlı mücadeleleri ile suçüstü yakalanmışlardır. Ancak, failleri cezasızlık zırhı ile korunmaktadırlar. Cumartesi Anneleri ilk kez 27 Mayıs 1995’te İstanbul’da Galatasaray Meydanı’nda oturmaya başladıklarında, gözaltına alınıp öldürülen Hasan Ocak, Kimsesizler Mezarlığı’nda 10 gün önce bulunmuştu. Aylardır kayıp olarak aranan Rıdvan Karakoç’un da Hasan Ocak’la aynı akıbeti paylaştığının ortaya çıkarılması, diğer kayıp yakınları için de umut oldu” diye konuştu.

KAYBEDENLER BİR GÜN MUTLAKA YARGILANACAKLAR

Son olarak İncin şunları kaydetti:

“Canlıların; eşitliğe, özgürlüğe, barışa, sevgiye, ekmeğe, suya, kitaba, yeşile gereksinimleri olduğu gibi ölülerin de gereksinimleri vardır: Kefene, toprağa, mezara, kırmızı karanfillere... İşte mücadele bu nedenledir: ülkemizde bazı ölülerin mezarları olamadı, bulunamadı. Onların anneleri, kardeşleri; ölüm günlerinde ziyaret edecekleri bir avuç toprak, çevresinde toplanacakları bir mermer, üzerinde doğum tarhı ve sevdiği şiirden bir dizenin yazıldığı taştan bile yoksunlar. İHD raporlarına göre 800 insan, 800 can gözaltında kaybedildi. Bu kaybedilen kişilerin ne oldukları, hangi düşünceleri savundukları bize göre önemli değildir. Sadece insan olmaları yeterlidir. Ne yazık ki devletin bu ayıbı hala devam etmektedir. İHD Genel Merkezi'ne son 2 yıl içinde 15 şubemize ise iki başvuru yapılmıştır. Çünkü aileler yakınlarının ne ölüsüne ne dirisine ulaşamamışlardır. Kaybedenler bir gün mutlaka yargılanacaklar, yargılanmadan ölseler bile tarih onları nefretle anacaktır.”