TL’deki değer kaybı tezgâhlara zam olarak yansıyor. Akşam olunca kalabalıklaşan pazarlarda yurttaşın eli hep boş. Mecidiyeköy’de yağmura rağmen akşam pazarına gelen yurttaşlar kışı korkuyla bekliyor.

İhtiyaç listeleri yarım kalıyor

Yaren ÇOLAK

Ülkede yaşanan ekonomik kriz geniş halk kesimlerinin daha da yoksullaşmasına neden oluyor. Havaların soğumasıyla kış aylarının nasıl geçeceğini dert eden milyonların ihtiyaç listeleri hep eksik. Ardı arkası kesilmeyen zamlar nedeniyle tezgâhlardaki gıda fiyatlarının ivmesi hep yukarıyı gösteriyor. 9,50’nin üzerinde seyreden dolar kuru tezgâhtaki meyveden sebzeye kısacası yurttaşın cebine yansıyor. TÜİK’in son yayımladığı tüketici fiyat endeksi verilerine göre enflasyon yüzde 19,58. Ancak halkın enflasyonu bu oranın çok daha üstünde.

Yapılan anket çalışmaları halkın Saray iktidarına olan güveninin her geçen gün tükendiğini ortaya koyarken çarşı pazar alışverişi sırasında konuştuğumuz yurttaşlar da bunu destekliyor.

Yurttaşın tek derdi ise geçim. Pazar tezgâhlarında her geçen gün artan fiyatlar milyonları korkutuyor. Kurdaki bir kuruşluk artış ücretlerin daha da erimesine neden oluyor. Pazar tezgâhına yanaşamayan yurttaşlar, emekli maaşıyla ve asgari ücretle nasıl geçinilebileceğine dikkat çekiyor.

İstanbul Mecidiyeköy’de Pazar alışverişi sırasında karşılaştığımız ve “Halimiz berbat” diyen Fadime Bakacak, “Fiyatlar her geçen gün artıyor. Bugün gittin marketten bir şey aldın diyelim. Bugün aldığın yarın 5 lira koymuş. Bu kimin suçu?” diye sordu.

HERKES ŞİKÂYETÇİ

İhtiyaç listesini dahi tamamlayamadan eve döndüğünü söyleyen Bakacak, “Hiçbir şey almadım 200 TL tuttu. 2 buçuk kilo hamsi aldım 75 TL ödedim. İhtiyaçlarımın yarısını alıyorum yarısını almadan dönüyorum. Bir kıvırcık 7 lira olur mu? Her istediğimi alayım dersen 500 TL’den aşağı çıkamazsın” dedi.
Bakacak sözlerini şöyle sürdürdü: “Benim eşim 2 bin 600 lira emekli maaşı alıyor. Doğalgaz 85 lira gelmiş daha kış başlamadı… Nereye gidersen herkes şikâyetçi.”

GELECEĞİMİZ İYİ DEĞİL

Geçinemediklerini belirten Sultan Şahin de, fiyatlara dikkat çekti. “Bu sezonda 25 TL hamsi mi olur?” diye soran Şahin, “Pazara çıkınca birini alsak diğerini alamıyoruz. İki alsa üçüncüyü alamıyoruz. Hep kısıyoruz. Giderek de fiyatlar artıyor. Biz de bilmiyoruz. Geleceğimiz iyi değil” ifadelerini kullandı.

Pazara ayda yalnızca bir kere gidebildiğini aktaran Şahin şu ifadeleri kullandı: “3 kişilik aileyiz. Eşim vefat etti. Onun maaşını alıyorum. O da iki bin lira. Nasıl geçinelim? Pazara ayda bir gitsem ikinciye zor. İki bin liraya nasıl gideyim her hafta pazara?”

10 TL HESAPLARI

70 yaşındaki Ayten Döğenci Pazar uzak olmasına rağmen yürüyerek geldiğini söyleyerek “10 lira 15 liranın hesabını görüyorum. Taksi parası vermeyeyim de başka bir şey alayım diye pazara yürüyorum. Dönüşte de eve elimde torbalarla yürüyeceğim” diye konuştu.

Geçinemediklerini kaydeden Döğenci son olarak şöyle dedi: “Pahalılık var. Her geçen gün fiyatlar artıyor. 2-3 liraya aldığım eşarbı bugün 10 TL’ye aldım on para etmez. İki defa yıkasam dağılır. Her şeyin fiyatları yüksek. Asgari ücretle çalışan bir oğlum var. Ne alacak? Ne yapacak? Kirası var faturası var, okuyan bir çocuğu var…”

HAYAT ŞARTLARI ZOR

Dolabı doldurmanın ve ihtiyaçları tamamlamanın imkânsız olduğuna vurgu yapan Rukiye Çam, “Hayat şartları zor” dedi ve ekledi: “Emekli maaşıyla 5 kişilik bir aile geçinmeye çalışıyoruz. Telafi edebilmek için akşamüstü çıkıyoruz pazara. Neresi ucuz diye bakıyoruz.

Hayatımız hep kısıtlamalarla geçiyor. Her geçen gün kısıtlamalar artıyor.”

Çocuk okutmanının zorluğuna ve ülkedeki işsizliğe de kendi evinden verdiği örnekle yola çıkan Çam, “2 çocuğum üniversite mezunu işsiz. Biri de üniversiteye hazırlanıyor ama bir yere gönderip sınava hazırlanmasına yardımcı olamıyoruz. Evde hazırlanıyor”

Mecidiyeköy pazarında tezgâhı olan bir balıkçı ise denizlerde balık olmadığını belirterek, “Fiyatlar tabii artacak. Bugün hamsi 25 TL. Fiyatlar böyleyken yurttaş da balığı yarım kilo alıyor. Müşteri tezgâha bakıp gidiyor. Ya da çocuklara kadar alıyor. Yazın denizi müsilaj denen musibet sardı. Denizde ne bolluk kaldı ne bereket” şeklinde konuştu.