Yaklaşık bir yıl önce yaşanan yangınlar hayatlarını alt üst etti. Oregon sakinleri şimdi sığındıkları motelde kendilerini arafta kalmış gibi hissediyor.

İklim göçmenleri: Bizi unuttular

Emma Pattee

ABD'nin Oregon eyaletinde küçük bir şehir olan Medford'dan geçecek olsanız ilk gözünüze çarpan bu motel olur. Konukların balkonlarında oturup sigara içtiğini, köpeklerini küçük çimenlik alanda gezdirdiğini ve çocukların oyunlar oynadıklarını görürdünüz. Ancak bu insanlar tipik otel misafirleri değil. Batı kıyısında şimdiye dek yaşanan en kötü yangınlardan birinde evlerini kaybettikten sonra yerlerinden edilmiş 159 iklim göçmeni burada kalıyor.

İklim krizi normalden daha yüksek sıcaklıklara, kuraklığa ve kuvvetli rüzgarlara neden olduğundan Oregon ve Kaliforniya her zamankinden daha yoğun alevlerle karşı karşıya. Bu yangınlar binlerce kişiyi evsiz bıraktı. “Almeda Yangını” olarak bilinen 8 Eylül 2020'deki yangın güney Oregon'da iki kasabayı yok etti, 2 bin 700 ev kül oldu ve 3 bin kişi göç etmek zorunda kaldı. 123 odalı bu motelin her odası ise yangın felaketinden kurtulanlara ev sahipliği yapıyor. (Misafirlerin güvenliğini korumak için bazı konukların isimleri değiştirildi.)


10 AYDIR MAHSUR

37 yaşındaki Zoya Strebel bu motelde kalan evsiz iklim göçmenlerinden biri. Bir arkadaşıyla kiraladıkları evin etrafını yangın hızlıca sardığında bisikletleriyle kaçmak için yalnızca birkaç dakikaları vardı. 10 aydır motelde yaşayan Strebel, “Artık evimden geriye hiçbir şey kalmadı” diyor. Sokaklarda bijuteri ürünleri satarak yeterli parayı kazanmadan önce de yıllarını evsiz geçiren Strebel için evini kaybetmek, istikrarlı bir hayat kurma şansını kaybetmek anlamına geliyor. Şimdi ise kaldığı motelin tekrar sokaklara dönmeden önceki son durağı olup olmadığını merak ediyor. “Ben bir kaybeden değildim, üretkendim. Şimdi bunu gösterecek hiçbir şeyim yok” diyor. En azından daha önce yaşadığı karavan parkına yeniden dönebilmeyi umut ediyor.

Yalnızca Strebel'in değil, her motel misafirinin kendi kayıp ve yerinden edilme hikayesi var, tamamı da aynı dayanılmaz belirsizliklerle boğuşmak zorunda. İklim uzmanları yıllardır bir iklim bozulması nedeniyle kitlesel göç konusunda uyardı. Artık deniz seviyeleri yükseldikçe, hava ısıları değiştikçe, doğal afetler daha sık ve daha yıkıcı hale geldikçe bu iklim göçü artacak.

GİDECEK YERİ YOK

Strebel'in alt kat komşusu Traci Williams dokuz aydır engelli eşiyle birlikte motelde yaşıyor, yangında evlerini kaybetmeden önce 24 saat bakıcıları olduğunu belirtiyor. 34 yıl hemşirelik yapan Williams, multipl skleroz (MS) ve nadir görülen bir beyin rahatsızlığına sahip. Motelde aynı zamanda kıyafetlerini üst kattaki çamaşır odasına götürürken merdivenlerden iki kez düştüğünü söylüyor. Bir aile dostunun elinden geldiğince yardım etmek için ara sıra motele uğradığını belirten Traci, üç ay içinde motelden ayrılmayı umuyor fakat bunun gerçekçi olup olmadığını bilmiyor. Traci, “Bazen kaybolduğumuzu hissediyorum, sanki bizi unutmuşlar gibi. Ancak onlardan ne yapmalarını beklediğimizi de bilmiyorum” diyor.

AİLESİYLE BİR ODADA

33 yaşındaki Simón Galvan, Oregon'un Phoenix kentinde çıkan yangın evlerini yok etmeden hemen önce dokuz aylık hamile eşi ve iki küçük çocuğunu otomobile götürmek için dakikalarla yarıştığını anlatıyor. Galvan ailesi yangın sonrası haftalarca bir otoparka park ettikleri araçta yaşadı. Şimdi eşi ve üç çocuğuyla bir motel odasını paylaşıyor. İşsiz olan Galvan, yangından sonra dünyaya gelen bebeğinin beşiği olmadığını, gece yataktan yuvarlanacağından endişe ettiğini söylüyor. Kaldığı motel için “Burası çocuklar için iyi bir yer değil ancak uygun fiyatlı bir daire bulmak giderek zorlaşıyor” diyor.

Oregon İnsan Hizmetleri Departmanı (Oregon Department of Human Services) Sözcüsü Jake Sunderland ise Almeda yangınından kurtulanların dörtte birine federal hükümet tarafından bir karavan alanı planlandığını ve yangın mağdurları için mobil evlerin yıl sonuna kadar hazır olacağını savunuyor. Ancak motel sakinleri yetkililerce tamamen unutulduklarını düşünüyor.

KAPİTALİZM SORUNU

68 yaşındaki Ellen Simonsen, engelli oğluyla yaşamak üzere bir mobil ev satın almak için yıllarca para biriktirdi. Yangın evlerini yok ettiğinde en azından bir treylere yerleşebilmek için parasının yeteceğini umuyordu. Ancak yangınlardan sonra tüm konut araçlarının fiyatlarının arttığını belirten Simonsen, “70'lerin asbestli treylerleri bile şimdi 100 bin dolara satılıyor, bu çok saçma” diyor. Simonsen, şöyle devam ediyor: “İnsanların yangınzedeler için yaptıkları yardımları küçümsemek istemiyorum ancak bu tamamen, kapitalistlerin zenginleşmesi ve fakirlerin daha da fakirleşmesi hikayesi. Kendimi orta sınıf olarak görüyordum şimdi evsizim.”

The Guardian'dan çeviren BirGün Çeviri Kolektifi