Giresun’daki sel felaketinin ardından bölgede incelemelerde bulunan CHP Heyeti’nin hazırladığı raporda, iktidarın yanlış kentleşme politikaları nedeniyle facianın yaşandığı bildirildi. Raporda, “İdare, afet sırasında da işlevli araçlarla müdahale etmeyerek zararı artırdı” denildi.

İktidar felaketi büyüttü facia bağırarak geldi!

Hüseyin ŞİMŞEK

CHP Yerel Yönetimlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun, Doğa Haklarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Ali Öztunç ve bölge milletvekilleri, sel felaketinin yaşandığı Giresun’da incelemelerde bulunarak bir rapor hazırladı.

Felaketin ardından bölgede incelemede bulunan CHP Heyeti, hazırladığı raporda yaşananların “göz göre göre” meydana geldiğini bildirdi.

Üç gün süren incelemelerin ardından yazılan raporda, “Giresun’un Dereli ilçesindeki 241 esnafın 221’inin dükkânı tamamen yok olmuş durumda. Kamu binalarının da büyük zarar gördüğü Dereli’de selin nedeni, ilçe girişindeki iki köprünün üst üste yapılmış olmasıdır” denildi.

FACİA ‘GELİYORUM’ DEDİ

Yeni köprü yapıldıktan sonra eskisi kaldırılmadığı için biriken suların bir anda ilçe merkezine dolduğu anlatılan raporda, faciaya ilişkin şu tespitlere yer verildi: “Tirebolu, Doğankent ilçeleri arasındaki Harşit Vadisi’nde bulunan menfezin sel nedeniyle çökmesi, maalesef beş askerimizin şehit olmasına neden olmuştur. Dereden 25- 30 metre yüksekteki menfez, sel suyunun 30 metrenin üstüne çıkması nedeniyle çökmüştür. Facia bir kez daha bağırarak gelmiştir. Bu büyük ihmalin sorumluları mutlaka hesap vermelidir. İnsan kaynaklı doğa tahribatları, yanlış imar ve yapılaşma politikaları, yanlış su yönetimi politikaları, HES’ler, dere ıslah çalışmaları gibi etkenler bu felaketleri tetikliyor. Afet öncesinde önleyici tedbirler almayan idare, afet sırasında, zamanında ve işlevli araçlarla müdahale etmeyerek zararın boyutlarının artmasına sebebiyet vermiştir. Yurttaşlar yağış öncesinde uyarılmasına karşın, anılan zaman diliminde güvenli bölgeye sevk edilmelerine yönelik tedbirler alınmamıştır.”

NELER YAPILMALI?

Raporun ‘öneriler’ bölümünde şu ifadeler yer aldı:

♦ “Selden zarar gören yerleşim alanları ve yurttaşlara herhangi bir ayrım gözetmeksizin eşit hizmet sunulmalı, mağduriyetleri oranında eşit koşullarda kamu hizmetlerinden yararlandırılmaları sağlanmalıdır.

♦ Sel sonrasında evleri ‘oturulmaz’ hale gelen mülkiyet sahibi ve kiracı yurttaşlara barınma imkânları sunulmalı, zararları tazmin edilmeli, eşya ve kira yardımı yapılmalıdır.

♦ Sel felaketi öncesi ve sonrasındaki ihmaller tespit edilerek ilgili kişi ve kurum yetkilileri hakkında suç duyurusunda bulunulmalıdır.”

Öte yandan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Giresun’daki sel felaketinde 7 kişiyi arama çalışmalarının devam ettiğini söyledi.

***

HES’ler çözüm değil sorunun ta kendisi!

GİRESUN’daki sel felaketini tetikleyen tartışmalı HES’ler gündemde. Derelerin Kardeşliği Platformu Yürütme Kurulu adına açıklama yapan Sözcü Ömer Şan, “HES’ler kimleri besler?” diye sordu. Şan, şunları dile getirdi: “İyi HES yoktur. HES’ler çözüm değil, sorundur! Doğu Karadeniz’deki iklimsel değişikliğin de, sel ve heyelanların da müsebbibi HES’lerdir! Yüzyıllardır üreterek var ettiğimiz yaşam alanlarımızdan, geçmişimiz ve coğrafyamızdan koparıp yurtsuzlaştıran, suyumuza, toprağımıza havamıza göz koyan hiçbir girişime sessiz kalmayacağız. Yurt genelindeki bütün HES ve benzeri rant projeleri durdurulup, iptal edilinceye kadar, ayrımsız olarak tüm HES ve rant projelerine karşı Anayasal, yasal, hukuki, demokratik ve yaşamsal haklarını sonuna kadar kullanacağız. Yeşil yol gibi yayla yolları, taşocakları, maden aramaları, nükleer ve termik santrallere, deniz dolguları, dere ıslahları karşısında da aynı kararlılıkla duracağız. Biline!”