İktidarın koronayla imtihanı

GÜLİZAR BİÇER KARACA
CHP Genel Başkan Yardımcısı

Korona salgını; bireyin, insan dışındaki ‘canlıların’, içinde yaşadığımız küresel dünyanın, soluduğumuz zehir-aldığımız “nefesin, "kir"lenme ve "arınma" felsefesinin, özel ve kamusal alan politikasının, tüm “varlık”larıyla doğanın, dahil olduğumuz "sistem"in, tüketim bağımlılığıyla örülü "gündelik hayat pratikleri"nin sorgulanmasını, taşların yerinden oynamasını beraberinde getirdi. Türkiye ise tüm dünyayı etkisi altına alan bu salgın sınavına “sorun küresel mücadele ulusal” diyerek hamasi söylemler ve halk sağlığının “değersizleştirildiği” ekonomi temelli yaklaşımlarla katıldı.

Zaman zaman sosyal medyada karikatürlere konu olan, kapitalizm hikayesi günümüz Türkiye’sini resmediyor. Bir yandan hasta eden sistem, diğer yandan size ilaç satarak sermaye birikimini artırıyor. Buna örnek olarak, Sağlık Bakanlığı’nın diğer kurumlarla yaşadığı çelişkileri gösterebiliriz.

NEFES ALMAK İÇİN HAYIR!

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı; Koronavirüs ile mücadele çerçevesinde, ÇED süreçleri kapsamında yapılan halkın katılımı toplantıları ile İnceleme ve Değerlendirme Kurulu toplantı kararlarını erteledi. Hazine arazilerinin kiralanmasına ilişkin ihaleleri durduran Bakanlık, koronayla ilgili önlemlerin alınmaya başlandığı 13 Mart 2020 tarihi itibariyle 20 adet ÇED Olumlu Kararı verdi.

ÇED Olumlu kararı verilen projelerden birisi, Afşin C Termik Santralı… Bir yandan koronayla mücadele altında solunum cihazı satın alımı yapan iktidar, diğer yandan yıllardır kömür yüzünden solunum yollarına bağlı hastalıklarla mücadele eden Afşin’de, Elbistan’da termik santral kurulmasına onay veriyor.

BU NE YAMAN ÇELİŞKİ

DSİ’nin sümenaltı edilen kurum görüşünde, iyi ve/veya kötü senaryoda, İstanbul’da her 5 kişiden birinin susuz kalacağı açıkça vurgulandı. Bu görüşü ÇED raporunda sümenaltı yapan AKP iktidarı, ben konuyu ülke gündemine taşıdığımda kulağının üstüne yattı ve sanki böyle bir belge yokmuş gibi davranarak ÇED Olumlu kararı verdi. Bugün Sağlık Bakanı ve Bilim Kurulu olmak üzere, birçok sağlıkçı her gün televizyonlarda el yıkama önerilerini paylaşıyor.

BAKANLIKLAR BİRBİRLERİYLE ÇELİŞİYOR

Salgınla mücadele; bağışıklık sistemlerini geliştirme, basit anlamıyla güvenilir ve ucuz gıdaya erişimle mümkün. İklim krizini dikkate almayan, ilaç ve kimyasallara dayalı endüstriyel tarım uygulamaları, GDO, pestisit vb. diğer sorunlar halen mücadele ettiğimiz sorunlar arasında. Bu koşullar altında, Bilim Kurulu’nun çağrılarına da yanıt veremiyoruz.

ALIŞKANLIKLARI VE HAYATIN AKIŞINI DEĞİŞTİRME GÜCÜNE SAHİBİZ

Modernlik, çağdaşlık ve özgürlük adına her şeyimizi "bilenleere” teslim ettiğimiz akıl çağında "yitirdiklerimiz"in ne kadar temel olduğunu virüs ile anımsadık. Bu üç örnek üzerinden günümüz Türkiyesi ve dünyasına baktığımızda, koronayla ilgili alınması gereken tedbirlerin aslında çoktandır üzerinde düşündüğümüz sağlıklı kent ve kır yaşamına, adil-şeffaf ülke yönetimine dair taleplerimizle örtüştüğünü söylemek mümkün… Kentlerin nüfusunun artmasını önleyecek eylem planları, ucuz ve sağlıklı gıdaya erişime elverişli tarımsal üretim, iklim krizini tetikleyecek eylemlerden sakınma, tüketim alışkanlıklarını değiştirme gibi…

ÖRGÜTLÜ KÖTÜLÜĞÜ VE YIKICI POLİTİKALARI YOK ETMEK MÜMKÜN

Koronavirüsü salgını; adımıza karar veren yöneticilerin bizi mecbur bıraktığı uygulamaları, almadıkları önlemleri, herkes için eşit olmayan sağlık ve eğitim hakkını, zorladıkları çalışma hayatı, tehlikeye attıkları yaşam hakkını yeniden, en derinden ve acilinden sorgulama fırsatını doğurdu. Devrimin, başka bir dünyanın imkanını örgütlemek ve dayanışmak için biz bu salgından “sağ salim” çıkarak örgütlü kötülüğü ve yıkıcı politikaları alt edebiliriz. Birilerinin yangından mal kaçırdığı, sektör kurtarma ve batma telaşına saplandığı böylesi bir dönemde biz fırsatı "yeryüzü demokrasi"nin imkanında, gönüllü köleliklerimizden ve razı olmadığımız hayatlarımızdan vazgeçmekte arayacak ve itiraz ederek krizi aşmakta ısrarcı olacağız.

Not: “Yeryüzü Demokrasisi” kitabının yazarı aktivist Vandana Shıva metinleriyle korona günlerinde tanışmanız da benim naçizane önerim olsun… Hepimiz için sağlıklı günler…