AKP iktidarı seçim yaklaştıkça stratejisini de netleştiriyor. Son örnek 14 Mayıs’ta gerçekleşecek seçimlere darbe diyen İçişleri Bakanı ve AKP İstanbul Milletvekili Adayı Süleyman Soylu’dan geldi. İktidarın cumhurbaşkanından milletvekili adayına tüm kurmayları her söylemlerinde adeta korku, nefret ve kutuplaştırma pompalıyor. Her ağzını açtıklarında halkı ve muhalefeti tehdit ediyorlar.

İktidarın seçim stratejisi netleşiyor: Korku, tehdit ve kutuplaştırma
Fotoğraf: AA

Politika Servisi

Kritik seçimler yaklaştıkça AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ve Cumhur İttifakı’nın da stratejisi netleşiyor. Halkın güvenini kaybeden iktidar daha önceki seçimlerde olduğu gibi bu seçimde de korku, tehdit ve kutuplaştırma söylemlerine başvurmaya başladı. Başta Erdoğan olmak üzere bakanlar, milletvekilleri her ağızlarını açtığında ya halkı korkutuyorlar ya da kutuplaştırıcı söylemlerde bulunuyorlar. Bunun yanında gazetecilere ve siyasilere yönelik operasyonlar da bu stratejinin bir parçası olarak sürdürülüyor.

SEÇİM DARBEYMİŞ!

Bunun son örneği de İçişleri Bakanı ve AKP İstanbul 2. Bölge Milletvekili Adayı Süleyman Soylu’dan geldi. Soylu 14 Mayıs seçimlerini 15 Temmuz Darbe Girişimi’yle eş tuttu. Önceki gün Fatih’te, İstanbul İlim ve Kültür Vakfını ziyaret eden Soylu şunları söyledi: “15 Temmuz onların fiili darbe girişimiydi. 14 Mayıs da siyasi darbe girişimleridir. Bu kadar açık ve nettir. 14 Mayıs 2023, Batı’nın siyasi darbe girişimidir. Türkiye’yi tasfiye etmeye yönelik hazırlıkların 14 Mayıs’ta her birini bir araya getirerek oluşturulabilecek darbe girişimidir.”

15 Temmuz üzerinden daha önce de Kılıçdaroğlu’na yüklenen "FETÖ’cüleri yeniden ülkenin başına getireceğini” iddia etmişti. Soylu’nun tek söylemi bu da değil. Sürekli LGBTİ’ler üzerinden muhalefeti hedef alan Soylu’nun 26 Nisan’da yaptığı bir konuşma şöyle: “Hak Muhammed Ali’nin yolunda, erkeği erkekle, kadını kadınla evlendirmek var mı? Peki, Hak Muhammed Ali’nin yolunda yok da bu niye LGBT’yi Türkiye’ye getirmek istiyor? Çünkü Amerika istiyor, Avrupa istiyor diye. Aile yapımızı, gençlerimizi elimizden almak için istiyor. Peki, Hak Muhammed Ali’nin yolunda terör örgütünü desteklemek var mı? Peki, Hak Muhammed Ali’nin yolunda iftira atmak, yalan atmak var mı? Hak Muhammed Ali’nin yolunda ‘Bu ülkede başkan olacağım’ diye, ‘Cumhurbaşkanı olacağım’ diye Amerika’ya, Avrupa’ya, Türkiye’yi pazarlamak, büyükelçilerle oturup bu ülkenin bağımsızlığını pazarlamak var mı?”

Eski AKP milletvekili, Yeni Şafak yazarı Mehmet Metiner de dünkü yazısında benzer ifadeler kullandı. Metiner şunları yazdı: “Tek amaçları var: Erdoğan’ı devirmek. 15 Temmuz’da başaramadıklarını 14 Mayıs’ta gerçekleştirmek.”

BOZDAĞ’DAN SKANDAL

Son dönemde en çok tartışılan söylemlerden biri de Adalet Bakanı ve AKP Urfa Milletvekili Adayı Bekir Bozdağ’dan geldi. Önceki akşam Urfa’da esnaf buluşmasında konuşan Bozdağ şu ifadeleri kullandı: “Millet İttifakı’na giden her oy teröre nefes olur, büyük Türkiye’nin yürüyüşüne sekte vurulur. Türkiye’nin son 20 yılda kazandığı bu büyük değişime gerçekten zarar verecektir. O yüzden yeni dönemde ülkemizin huzurunu, istikrarını korumak için de her şeyi bir kenara bırakıp yeniden yekvücut olmamız gerekir.” Bununla da kalmayan Bozdağ şöyle devam etti: “14 Mayıs’ın akşamı Türkiye’de iki fotoğraftan biriyle karşılaşılır. Ya şampanya patlatıp bunu sabaha kadar kutlayanlar olacak ya da temiz alnını şükür için secdeye koyup Rabb’ine hamdedenler olacak. Bu ikisinden birini oluşturmak bizim, aziz milletimizin elindedir. O gece kimi sevindireceğimize iyi karar verelim. Ya Kandil sevinecek ya Şanlıurfa’nın asil insanları sevinecek. Ya FETÖ sevinecek ya bu milletin temiz evlatları sevinecek.”

AKP Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş ise seçimleri Hz. Muhammed’in gerçekleştirdiği Uhud Savaşı’na benzetti. AKP İstanbul Sultangazi İlçe Teşkilatı’na yaptığı ziyarette konuşan Numan Kurtulmuş, “Sandıklar açıldığında ifade ettiğim gibi üçüncü aşama, nihai sonuçlar elde edilinceye kadar, il seçim kurullarındaki seçim sonuçları ilan edilinceye kadar, hiçbir arkadaşımız vazifesinden vazgeçmeyecek. Tabiri caizse, hiç kimse Uhud’daki dağını terk etmeyecek” ifadelerini kullandı.

AKP Genel Başkanvekili Binali Yıldırım, muhalefeti "işgalci" ilan etti. Yozgat’taki toplu açılış töreninde konuşan Yıldırım, “Bu seçim, işgalcilere karşı istiklal mücadelesi seçimidir. PKK’yı, FETÖ’yü meşrulaştırmaya çalışanlara karşı milli liderin seçimidir” ifadelerini kullandı.

En sert ifadeler ise her zaman olduğu gibi AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan geldi. Erdoğan Kılıçdaroğlu’nun çektiği Alevi videosu ve “300 milyar dolar getireceğim” vaadi üzerinden geçen günlerde yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Londra’daki tefecilerden 300 milyar dolar getirecekmiş, veya getirmiş. Bay Bay Kemal’in işi Kandil’deki teröristlerle, bu teröristlerin parlamentodaki uzantılarıyla. Bizim Sünnilik, Alevilik, Şiilik diye bir dinimiz yok, bizim dinimizin tek adı var, o da İslam’dır, dini kimliğimizin tek bir adı var o da Müslümanlıktır. Niçin yaşın 74’e geldikten sonra, birden bire mezhebi kimliğinle kamuoyunun huzuruna çıkma ihtiyacı duydun?”

CAMİDE MİTİNG

Erdoğan’ın son dönemde yaptığı en büyük skandallardan biri de Sultanahmet Camisi’nin açılışını mitinge çevirmesi oldu. Erdoğan, bir başka konuşmasında da "Birileri seccadelerin üzerine ayakkabılarıyla basabilir çünkü bunlar Pensilvanya’dan alıyorlar talimatı" dedi. İYİ Parti Lideri Meral Akşener’i de tehdit eden Erdoğan bir televizyon yayınında “Bizim adımıza dikkat et. Konuştuğun zaman buna göre konuş. Beni, kendinle de uğraştırma" ifadelerini kullandı.

İktidarın küçük ortağı MHP de aynı söylemlerde. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli partisinin Nevşehir mitinginde şunları söyledi: “PKK, Kılıçdaroğlu’nun destekçisidir. FETÖ’cüler, Türk düşmanları, emperyalizmin piyonları CHP’nin adayları olarak gösterilmiştir. Zillet ittifakı terör ittifakıdır. Kılıçdaroğlu’na ülkemizin geleceği bırakılamaz.” 

***

SEÇİM OPERASYONU

İktidarın bunun yanında başvurduğu yöntem ise tutuklamalar ve gözaltılar oldu. Diyarbakır merkezli 21 ilde haklarında yakalama kararı verilen aralarında gazeteci, siyasetçi, avukat ve sanatçıların bulunduğu 128 kişi gözaltına alındı. Gözaltına alınanların birçoğu tutuklandı. Ayrıca Yeşiller ve Sol Partisi Kocaeli Milletvekili Adayı Ayten Dönmez hakkında da tutuklama kararı verildi. HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Serhat Eren Diyarbakır Adliyesi önünde yaptığı açıklamada, "Seçimin sağlıklı, demokratik yapılması için görev alacak olan insan hakları temsilcilerinin, hukukçuların gözaltına alınması bir seçim operasyonudur. Arkadaşlarımızın bir an önce serbest bırakılmasını bekliyoruz. Burada onlarla dayanışma içinde olduğumuzu bir kez da belirtiyoruz” ifadelerini kullanmıştı.

***

MUHALEFETTEN TEPKİ

Soylu'nun 14 Mayıs'ta yapılacak seçimleri "siyasi darbe girişimi" olarak tanımlaması tepkilere neden oldu. CHP Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun, İçişleri Bakanı'nın açıklamaları için "Bu darbeci kafanın ifadesi. Demokrasiye inanmayanların, halkın iradesine saygı göstermeyenlerin, baskıcı zihniyetin bir ifadesi bu" değerlendirmesinde bulundu.

CHP Çanakkale Milletvekili Muharrem Erkek ise "Bir Adalet Bakanı, bir İçişleri Bakanı bu kadar partizanca davranabilir mi? Bu ucube sistem, bizi bu hallere getirdi. İşte bu partizanlığa, parti devletine son vereceğiz. Kendini devlet sanan zavallılar da 14 Mayıs’ta çok güzel bir ders alacaklar" dedi.

Emek Partisi Genel Başkanı Ercüment Akdeniz ise "Aynaya bakıp konuşanlar dönemi kapanacak. Eşitlik özgürlük ve demokrasinin kapılarını açacağız. Hani sandık milletin iradesiydi, nedir bu korkunuz?" ifadelerini kullandı. Ata İttifakı'nın Cumhurbaşkanı adayı Sinan Oğan, "Demokratik bir seçimi darbe girişimi olarak niteleyen bu şahıs İçişleri Bakanlığı koltuğunda 1 dakika bile oturamaz, oturmamalıdır. Onuru varsa istifa etmeli, yoksa da Cumhurbaşkanı tarafından görevden alınmalıdır. Bu şahısın İçişleri Bakanı olarak gireceğimiz bu seçim ve sonrasında yaşanacaklar ülkemiz için tehdittir, tehlikedir, beka sorunudur" diye tepki gösterdi.