Adalet Bakanı Tunç, tekrar ayyuka çıkan Anayasa tartışmalarına ilişkin konuştu. Tunç, AYM’ye başvuru öncesi ‘tazminat komisyonu’ oluşturulacağını açıkladı. Hukukçu Boyunsuz, “Rejim yeni döneme hazırlık yapıyor” dedi.

İktidarın yeni dönem hazırlığı

Oğulcan Aydın 

AKP’nin yarattığı yargı krizi ve anayasa tartışmalarının yankıları sürüyor. AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ve Cumhur İttifakı’nın küçük ortağı Bahçeli’nin art arda gündeme getirdikleri Anayasa’ya ilişkin sözlere Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’tan destek geldi. Tunç daha önceden karara mahkemenin bakacağını ifade ederken, bu kez çark etti ve sorunun kaynağı olarak anayasa ve anayasa mahkemesini gösterdi.

Tunç’un bu açıklaması iktidarın seçimlerden önce yeni anayasa çıkarma girişiminin bir ayağı olarak yorumlandı. Ayrıca Tunç, bireysel başvurularda Anayasa Mahkemesi’nden (AYM) önce başvurulması gerekecek olan tazminat komisyonlarının kurulacağını söyledi. Tazminat kurullarının resmileşmesi halinde iktidar, yargıyı bir sopa olarak kullanabilecek. İnsan hakları ihlali gibi kararların çıkması durumunda antidemokratik biçimde para ile “mağduriyetlerin giderilmesi” sağlanacak. 

KRİZE ARA FORMÜL MÜ?  

TİP tutuklu Hatay Milletvekili Can Atalay özelinde ittifak içerisinde bir krize dönen AYM-Yargıtay arasındaki çekişme yerel seçimler öncesinde kararın uygulanmamasıyla birlikte belirsizliğini koruyor. MHP Lideri Bahçeli’nin doğrudan AYM’yi hedef alan sözlerinin ve Yargıtay kararının Meclis’te okunmasını istemesinin ardından Erdoğan da Kavala ve Atalay hakkında ‘terör’ imasında bulunmuştu. Yaklaşan yerel seçimler öncesinde Bakan’ın AYM’ye ilişkin açıkladığı çözüm önerisi ise seçimlere doğru giden süreçte ara çözüm mü sorunu akıllara getirdi. AYM’nin işlevsizliği ve yeni anayasa tartışmalarının devamı ile götürülmeye çalışılan süreç belirsizliğini ise koruyor. 

REJİMİN BAŞKA BİR EVRESİ 

İktidar kanadından gelen anayasa açıklamalarına ilişkin BirGün’e konuşan Prof. Dr. Şule Özsoy Boyunsuz şu değerlendirmelerde bulundu: İktidar kendi siyasi ikbali açısından anayasa değişikliği yapmaya çalışıyor. Bütünüyle keyfi bir rejime geçmeye çalışıyorlar. Anayasa Mahkemesi’ni de bir engel olarak görüyorlar. Çünkü AYM sadece Can Atalay için karar almıyor. AYM herkes için bireysel başvuru hakkı tanıyor. İhlal kararı tanıyor. Örneğin çıkardıkları rezerv alan yasası. Mülkiyet hakkımız ihlal edilirse AYM’ye gidebileceğiz. Herkes için hak güvencesi sağlıyordu. Mevcut anayasa harika değil am ucube hale getirmek istiyor iktidar. Bu ucubeliğin de son noktası hükümet sistemi. Kalan demokrasi kırıntılarını da süpürmeye çalışıyorlar. Tamamen keyfi, denetimsiz bir hale getirmeye çalışıyorlar. Ona gerekçe yaratmak için bunu yapıyorlar. Özellikle Gezi Parkı davasına bakın, burada iktidar eli ile birçok Yargıtay üyelerine suç işletiliyor, görevi kötüye kullanma gibi. Yargı sistemimiz çöküş içerisinde ve bu anayasa yüzünden yaşanıyormuş gibi kullanmaya çalışıyorlar. AYM işlevsiz kılınıyor, sonrasında Danıştay ile Yargıtay aynı akıbete maruz kalırsa kim ne yapacak? Devlet için kurumsal bir çözülme ve çöküş dönemi.” 

İnsan haklarının giderimlerinin tazminatla olamayacağının altını çizen Boyunsuz, Tazminat komisyonları, bir takım davalarda verilen pilot kararlar neticesinde giderim yolu tazminat görülür. Onun için de yaygın, sistematik bir sorun vardır. Çabuklaştırmak için komisyon kurarsınız. Yargılamanın yenilenmesi gerekebilir. İnsanların ihlalden önceki duruma getirmek amaçlanmaktadır. Bu komisyonla hedeflenen paranı verir, hakkını hiçe sayarım mantığıdır. Can Atalay milletvekili örneğin, bu tazminatla giderilebilecek bir şey değil. Milli egemenliğe engel koymaktır bu en üst mahkemenin kararına rağmen. Yargıyı işlevsiz hale getirmek istiyorlar. Sistemi etkisizleştirmek niyetindeler. Bu komisyonlar tarafsız olması gerekir, mahkemeye alternatif bakanlık komisyon kuramaz. Komik bir şey bu” diye konuştu.