İlerlemenin bilimi, mümkün olanın sanatıdır

Öyküm DENİZ

İlkel olanı savunanların duvarlarını yıkmak için hazırlanan kapsamlı bir kitap Say Yayınları tarafından yayınlandı. Moleküler biyoloji ve biyoteknoloji alanlarında çalışmalar yapan biyolog Nessa Carey tarafından kaleme alınan ‘Yaşamın Şifresini Değiştirmek’ kitabının İngilizce aslından çevirisini Elanur Yılmaz yaptı.

GEN DÜZENLEME

Nessa Carey kitabında gen düzenlemenin tanımını yaparken yıllar boyu bu alanda gerçekleştirilmiş çalışmalara da yer veriyor. Özellikle böylesine zorlu bilim araştırmalarında kullanılan mesleki dil her kesimden insanın eline aldığında anlamayacağı bir kitap haline geliyor. Fakat Nessa Carey kolay bir anlatımı seçerek dünya için oldukça önemli ilerlemeler kaydeden gen düzenleme çalışmalarını takip etmemize yardımcı oluyor.

DNA BİR ALFABE

Kitap Homo Sapiens olarak adlandırılan türümüzün, ilk zamanlarda hayatını ve soyunu devam ettirmek için yaptığı seçimlerden yola çıkarak DNA ve gen kelimelerini açıklamasıyla başlıyor. DNA’nın harflerden oluşan bir dizilim olması sebebiyle Nessa Carey DNA’yı alfabe olarak tanımlıyor ve dolayısıyla gen kelimesini de paragrafa benzetiyor. Buradan yola çıkarak kişiliğimizden özelliklerimize kadar bizi biz yapan her şeyden kartvizit olarak bahsediyor.
Kartvizitimizi oluşturan harflerin çekirdek ailemizi oluşturan bireylerden geçtiği bilinirse aile bireylerimizde bulunan kalıtsal bir hastalığın bizlere geçmesi de kaçınılmazdır. İşte gen düzenleme kabullenmek zorunda olduğumuz bu gibi durumları düzeltebilme imkânı sağlamak için ortaya çıkıyor.

Kitabın içerisinde karşılaşacağınız Francisco Mojica, etkilendiğim bir bilim insanı. Gen düzenlemenin varlığını kanıtlayan Mojica o dönemde 28 yaşında bir doktora öğrencisi. Doktora çalışmalarında belirlediği bir bakterinin genomunu dizilerken olağan dışı bir durumla karşı karşıya kalıyor ve “Bu çok tuhaf!” diyerek çalışmalarını irdelemeye başlıyor. Mojica bu çalışmalarına yıllarca emek vererek sonunda bir bulguya ulaşıyor. Bakterinin 30 DNA harfinden oluşan dizisi birçok kez tekrarlanıyor fakat bu tekrarlar her bir bloğun arasındaki 36 harflik bir başka kısımla ayrılıyor. Mojica her bir aralayıcı diziyi, toplam 4500 tanesini, veritabanına tek tek girerek bir eşleştirme arıyor. Sonunda tekrarlanan bu dizilerin bakterinin belirli bir virüs enfeksiyonuna karşı kendisini korumak için geliştirdiği bağışıklık tepkimesinin bir parçası olduğu anlaşılıyor. Bu durum da gen düzenlemenin temelini atıyor.

Bir gıda mühendisi olarak karşılaştığım bir durum da, gen düzenlemenin yapıyı kötü şekilde değiştireceği ve gen düzenlemesi yapılmış gıdanın tüketilmesiyle sanki insan kolunun düşerek yerine kertenkele kuyruğu çıkacakmış korkusu ile kafalarda oluşan yanlış düşünceler. Gen düzenleme ile genetiği değiştirme isim olarak birbirine benzese de aynı işi yapmıyor. Örneğin dalından koparılmış yeşil bir domatesin olgunlaşmamış olduğu biliniyor. Fakat tezgâha koyulan aynı yeşil domates bir anda kırmızıya dönüştüğü vakit gen düzenleme işlemi yapılmış denemez. Ya da portakal olarak aldığımız meyvenin kestikten sonra içinin greyfurta benzemesi de bir gen düzenleme işlemi sonucu değildir. ‘Yaşamın Şifresini Değiştirmek’ kitabı bu yanlış anlaşılmayı değiştirmek için kaleme alınmış en iyi kitap denebilir.

Zamanın ilerlemesi gibi her alanda gelişmeler olması da olağan bir süreç. Eskiden çocuk sahibi olamayan çiftlerin günümüzde tüp bebek yöntemiyle çocuk sahibi olma ihtimallerinin artması bunun bir örneği olabilir. Tıpkı tüp bebek yönteminde olduğu gibi kalıtsal hastalıklarda, verimli toprakların ilgili bitki için özel olarak düzenlenmesinde, enfeksiyonlara karşı bağışıklıklarda, zayıf olan protein yapılarını güçlendirmede gen düzenleme işlemleri yapılıyor. Nessa Carey hayvan, bitki ve insanlarda yapılan gen düzenleme çalışmalarını da anlatarak sadece baktığımız yerleri görebilmemizi sağlıyor.

“O halde, herkes için daha güvenli ve daha eşit bir dünya yaratmak için onu bağrımıza basmak ve iyi bir şekilde kullanmaktan başka bir seçeneğimiz var mı?”