İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Maltepe’de düzenlenen 23 Nisan etkinliklerinde yaptığı konuşmada "Çocuklarımızın şefkatle, güler yüzle konuşan, onları dinleyen, onları anlayan yöneticilere ihtiyacı var. Umuyorum bunun hakkını veren, bunun erdemiyle beraber hareket eden 15 Mayıs’ta bir cumhurbaşkanımız olur" ifadelerini kullandı.

Kaynak: ANKA
İmamoğlu: Çocuklarımızın güler yüzle konuşan bir Cumhurbaşkanı'na ihtiyacı var
Fotoğraf: ANKA

İstanbul Büyükşehir Belediyesi, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı nedeniyle bugün Maltepe’de şenlik düzenledi.

Etkinliğe katılan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, 23 Nisan'ın önemine dair mesajlarını paylaştı.

İmamoğlu, çocukların güler yüzle konuşan yöneticilere ihtiyacı olduğunu belirterek  "Çocuklarımızın şefkatle, güler yüzle konuşan, onları dinleyen, onları anlayan yöneticilere ihtiyacı var. Umuyorum bunun hakkını veren, bunun erdemiyle beraber hareket eden 15 Mayıs’ta bir cumhurbaşkanımız olur" ifadelerini kullandı. 

İmamoğlu'nun konuşmasının satırbaşları şu şekilde:

 “ATATÜRK’E TEŞEKKÜR EDİYORUZ"

"Bu bayramı bize Atatürk hediye etti. Atatürk’e teşekkür ediyoruz. Atatürk bize çocuk bayramını hediye ederken onun tarihini de Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin kuruluş günü olarak tespit etti. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin anlamı eşit vatandaşlık, özgürlük, bağımsızlık, herkesin aynı haklara sahip olduğunun teminatı demektir. İşte onun için Türkiye Büyük Millet Meclisi tarihini çocukların bayramı olarak ilan etti. Çünkü çocukların eşit olmadığı bir toplumun ileriye gitmesi mümkün değil. Çocuklarımızın eşit olduğu bir ortamda ancak biz bütün toplum olarak çok gelişebiliriz. Şimdi burada 10 binlerce insanımız var. Hangi anne baba, çocuklarının birbirinden farklı olmasını kabul edebilir? Her anne baba, çocuklarının eşit olduğu bir toplum, memleket, şehir, eğitim hakkını aldığı, geçimle ilgili her konuda eşitlendiği bir memleket, devlet yönetimi ister. Onun için Türkiye Büyük Millet Meclisi çok önemlidir."

"Türkiye Millet Meclisi’nin üstünde hiç kimse olamaz. Orası milletin yeri ve evidir. Onun üstünde hiçbir irade olamaz. İşte biz Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin yani ‘Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir’ diyen o iradenin, o kaidenin evlatlarıyız. Sonsuza dek bunu koruyacağız. Milletin sesini kimsenin kısmasına müsaade etmeyeceğiz. Çünkü milletin sesinin kısıldığı yerde çocuklarımız konuşamaz. Çocuklarımız konuşacak. Çocuklarımız o kalplerindeki ifadeleri, dillerine geldiği şekliyle anlatacak. Anlatacak ki onlardan inanılmaz yetenekli sanatçılar çıksın. Anlatacak ki çocuklarımız çok güzel bilim insanları, çok iyi sporcular, çok iyi iş insanları olsun. Belediye başkanları olsun, başbakanları olsun, bakanlar, milletvekilleri olsun, bilim insanları, öğretmenler olsun, mühendisler olsun, işçi olsun, çok iyi, sanatçı olsun, zanaatkâr olsun."

"ÇOCUKLARA BAKARKEN HADDİMİZİ BİLECEĞİZ"

"Bütün bunların olması için çocuklarımızın sesinin kısılmasına müsaade etmeyeceğiz. Çocuklar, yöneticilerden şefkat ister. Yöneticiler, bizler çocuklara bakarken biraz haddimizi bileceğiz. Çünkü çocuklar çok zeki, çok iyi anlıyorlar. Sevgiyi, şefkati, iyi niyeti çok iyi analiz edebiliyorlar. Yöneticilerin çocuklara karşı özenli olması lazım ve erdemli davranması lazım, adil olması lazım, çocukların haklarını koruması lazım. Bu memleketin her çocuğu eğitimde eşit bir biçimde faydalandıkları takdirde hiçbir sorun kalmaz. Çocuklarımızın geleceğinin teminat altında olması işte bu bahsettiğim süreçlerin var olmasıyla mümkün. Ben bu bayramda tamamen bunu hissetmekle meşgulüm, bunu hissettirmekle meşgulüm. İstanbul’da o eşitliği sağlayabilmekle, bir anne çocuğunu yetiştirirken bir sıkıntı çekiyorsa onu gidermekle mesulüm."

"Bir anne çocuğuyla İstanbul’u özgürce gezemiyorsa onu sağlamakla yükümlüyüm. Eğer okul öncesi eğitimde bir eksiklik varsa onu tamamlamakla yükümlüyüm. Çok şey anlatabilirim ama diliyoruz ve istiyoruz ki, memleketimin çocukları en doğusundan en batısına, en güneyinden en kuzeyine kadar eşitlensin. Her konuda eşit hak ve özgürlüklere sahip olsun. Bunu sağlayacağız. Çok önemli bir süreçteyiz. Tabii ki bu bayram çifte bayram. Hepinizin Ramazan Bayramı kutlu olsun. Hepimizin 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı kutlu olsun. Memleketimin her yerinde coşkuyla kutlansın. Biz çocuklarımıza gelişmeyi, iyi bir nesil yetiştirmeyi, barış içinde bir toplum olabilmeyi ve o toplum içerisinde üretebilmeyi, tarımdan sanayiye her konuda üretebilmeyi, bilgi çağında teknolojiyi en üst seviyeye taşıyabilmeyi hazırlamakla yükümlüyüz. Onun için bu tarihsel süreçte dijital, teknoloji ki, çocukların 21’inci yüzyılda ihtiyaç duyduğu ne var ise onları ona sağlayacak bir sürecin önümüze koyulabilmesi için ebeveynlerin çok dikkatli hareket etmesi gereken bir zaman dilimindeyiz."

"Çocuklarımızın şefkatle, güler yüzle konuşan, onları dinleyen, onları anlayan yöneticilere ihtiyacı var. Biz onu temsil ettiğimizi düşünüyoruz. Umuyorum bu duyguların hakkını veren yöneticiler oluruz. Umuyorum bu duyguların karşılığını veren belediye başkanları oluruz, milletvekilleri oluruz. Umuyorum bunun hakkını veren, bunun erdemiyle beraber hareket eden 15 Mayıs’ta bir cumhurbaşkanımız olur. Biz onu istiyoruz. Biz onu destekliyoruz. Öyle birisi var. Size çok selamı var Kemal Kılıçdaroğlu’nun. Bayramınızı kutluyor, tebrik ediyor ve inşallah güzel bir ortamı hep beraber var ederiz. Memleketimiz deprem yaşadı. Depremde insanlarımızın canı yandı. İnsanlarımızı kaybettik. Çocuklarımızın o bölgede çok eksikleri var. Onları gidermek konusunda çok çalışmamız lazım."

"BÜTÜN MİLLETİMİZ KUCAKLAŞMAYI İSTİYOR"

"Eksiklikleri hep beraber gidermemiz lazım çünkü orada tam 13 milyon insanımız bundan etkilendi ve bunun en az yüzde 25’i çocuk. O çocuklarımızın bütün eksikliklerini de gidermekle yükümlüyüz. İstanbul’da bir çocuğumuz hangi ortama ve imkânlara sahipse Adıyaman’da, Kahramanmaraş’ta, Hatay’da ve diğer illerimizde de çocuklarımıza o imkânları sağlamakla yükümlüyüz. Göreceksiniz, bunu da yapacağız. Hep birlikte yapacağız. Evvelsi gün Hatay’daydım. Orada halkımızla kucaklaştık, bayramlaştık. Ben eminim ki bütün milletimiz de bu kucaklaşmayı ve bu paylaşmayı, bu dayanışmayı kabul ediyor ve istiyor. Ben işte o bölgenin çocuklarına en güzel imkânları sağlayacağız diyorum ve bizim yine deprem bölgesinden gelen güzel çocuklarımız var. Onların da neşesi bol olsun.”