İmamoğlu'nun Karar gazetesi ziyaretinde 'Hamidiye' diyaloğu: 'Yanlış anlamamasını isteyerek uzattığımız sudan afiyetle içti'

Karar yazarı Akif Beki de İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne CHP'nin adayı Ekrem İmamoğlu'nun gelmesiyle başlayan 'Hamidiye Su' tartışmasına katıldı. Sultan Abdülhamid'in mirası olan suyun belediye AKP'deyken TRT'deki Abdülhamid dizisinde reklamı yapıldığını hatırlatan Beki, şimdi 'boykot gibi bir muamele' yapılmasına tepki göstererek, "Ecdada saygı, Hünkar'a hürmet seçim kazandırıncaya kadar mı!" dedi.

Karar gazetesinin maliyetten dolayı başka marka su aldığını söyleyen Beki, İmamoğlu'nun gazeteye yaptığı ziyarette konuyu gırgır geçerek izah ettiklerini anlattı. İmamoğlu seçilmeden, İBB AKP'den CHP'ye geçmeden önce de kullandıkları suyun aynı olduğunu belirten Beki, İmamoğlu'nun Hamidiye Su tartışmalarına ilişkin yaklaşımını, "Latifeyle yanlış anlamamasını isteyerek uzattığımız sudan afiyetle içti. Fakat o da Hamidiye almayı bıçak gibi kesenlerle ilgili tartışmaların üstünde durmadı, durmaya değer görmedi. 'Ne acayip hazımsızlık, bu nasıl bir partizanlık' edasında karşılık verdi, gülüşerek geçtik" sözleriyle aktardı.

"Gülünmeyecek gibi de değil, nesini ciddiye alacaksınız böyle işgüzarlığın! Ayrıca kimi cezalandırıyorsunuz?" diyen Beki, "Hamidiye Su milletin malı, İmamoğlu'nun değil. İnönü'den CHP'ye miras da kalmadı. Tafranız kime? Siyasi eylem niyetiyle içmeyi bırakıyorsanız, kim bu eylemin muhatabı?" diye sordu.

'YENİ ŞAFAK'I ÇIKARTMAYA BAŞLAYAN EKİP OLDUĞUNUN FARKINDA MIYDI?'

Karar yazarıYıldıray Oğur, ise İmamoğlu'nun yaptığı ziyarete ilişkin yazısında "Acaba İmamoğlu karşısında oturan Karar yöneticilerinin ve yazarlarının çoğunun 90’lı yıllarda Yeni Şafak’ı çıkarmaya başlayan ekip olduğunun farkında mıydı?" diye sordu.

Yeni Şafak'ın yayına başladığı yıllarda Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın İstanbul'a belediye başkanı seçildiğini hatırlatan Oğur, şunları yazdı:

"Hem devletin hem mevcut iktidarın pek hoşuna gitmeyen, beklenmeyen bir seçim olmuştu. O yüzden yıllarca bunu bir türlü kabul edemediler, içlerine sindiremediler. Öfkelerini de çaresizce onun kişiliğine saldırarak gösterdiler. O genç belediye başkanından, uzun yıllar laik gazeteler “Tayyip” diye bahsetti. Hatta 2002’de partisi seçimleri kazandığında bile Erdoğan demeyi uzun süre zül saydılar.

Belediye başkanı iken de en küçük bir şans vermek istemediler. Attığı her adım eleştirildi. Başarısızlığı kutlandı. Hep mercekler üzerinde oldu. Zaten sonunda da uyduruk bir davayla sandalyesi altından çekildi.

İşte o yıllarda, bu medya ordusunun karşısında duran gazetelerin en önemlisi ve itibarlısıydı Yeni Şafak.

O gazetede bu tahammülsüzlüğe karşı demokratik bir mücadele vermiş isimler Karar’daki kahvaltı masasının etrafında oturuyor bugün.

Karşılarındaki yeni seçilmiş genç belediye başkanından da yine bir medya ordusu her gün “Ekrem” diye bahsediyor."

'90'LARDAKİ 'TAYYİP' TAKINTISI 'EKREM' TAKINTISI OLARAK GERİ DÖNDÜ'

"90’lardaki laiklerin 'Tayyip' takıntısı, 2019’da muhafazakarların 'Ekrem' takıntısı olarak geri dönmüş durumda" diyen Oğur, "O yüzden ideolojik önyargıları yok, iş yapmak için kimliklere bakmadan ilişki kurmayı biliyor. Şehirle ilgili ona perspektif kazandıran, kendisine memleketi Trabzon’u bile gezdirmiş Ermeni bir mimar olduğunu (Zakarya Mildanoğlu) söylerken, İSMEK’te Kürtçe Kursları düzenlemenin ne kadar doğal olduğunu anlatırken, Beylikdüzü’nde bir mimari yarışmayla yaptırdığı cemeviyle duyduğu gururu aktarırken, Eyüp Sultan’daki mevlitte Yasin okumasının hikayesini, eşinin bu yüzden onu ne kadar eleştirdiğini paylaşırken aynı kişi var karşımızda" ifadelerini kullandı.