İmamoğlu ve CHP'li kurmayların toplantısını kim sızdırdı, kime yarayacak?

Nurcan GÖKDEMİR

Siyasette en çok ilgi çeken silahlar gizli ses ya da görüntülerin servis edilmesidir. Türkiye’de de yaygın kullanılan bu yöntem CHP’de Baykal’ı böyle göndermişti.

CHP değişimi tartışırken yine “kaset” tartışması yaşıyor. İBB Başkanı İmamoğlu’nun bir grup CHP’li ile yaptığı toplantı gece yarısı sosyal medyada servis edildi. Ankara güne bu görüntülerin sızdırılmasının yarattığı sarsıntı ile başladı. Gün boyu bu tartışmalar sürdü. 

Bu toplantıların yapıldığı bilgisi siyasetle ilgilenen herkesin malumuydu. Farklı tonlarda olsa partide “değişim” diyenlerin ikili üçlü toplantıları daha önce de gündeme gelmişti. Ama mesele görüntülerle birlikte servis edilince üstelik görüntülerdeki isimler partinin örgütüne, programına, tüzüğüne hakim, uzun yıllardır her kademede görev yapanlar olunca tartışmanın boyutu da değişti.

Sorun şurada ki bu isimlerin tamamına yakını Kılıçdaroğlu döneminin kurmayları, parti politikalarını, aday listelerini, ittifak çalışmalarını, partinin tercihlerini belirleyen isimler aynı zamanda. Seçimler öncesi olası bir iktidarda Meclis Başkanı, bakan olmasına kesin gözüyle bakılanlar… Burada haklı bir soru gündeme geliyor ki “Kaybedilen 11 seçimde, gösterilen yanlış adaylarda, partiyi sağa çeken politikalarda, ortaya konulan tercihlerde bu isimlerin hiç mi sorumluluğu yok?”

GÖRÜNÜR OLMAK

İmamoğlu ve beraberindekilerin kamuoyuna yansıyan görüntülerinde parti içi iddiası olan bir ekibin önündeki sorular konuşuluyor, yol haritası belirlemeye çalışıyorlar. Ankara bir süredir bu grubun olağanüstü kurultay olasılığına karşı tartışmalar yürüttüklerini de biliyor.

Hatta Kılıçdaroğlu’na muhalif grubun aşırı temkinli olduğu, bu çekingenlikle de parti içi mücadeleyi kazanma şanslarının düşük olduğu değerlendiriliyordu. Gelinen son aşamada “Gül-Erdoğan modeli” gibi bir ikili yapı bile konuşulmaya başlanmıştı. 

Kurultay süreci öncesinde CHP geleneğinde çok görülmeyen şekilde örgüte yönelik -görevden alma vb- bir dizi değişikliğe gidilmesi parti içi muhalefeti tetiklediği görülüyor. Kılıçdaroğlu’nun değişmesini isteyenler görevden almalara karşı harekete geçmeyi en doğru tercih olarak gördü. Parti Meclisi’ni olağanüstü toplantıya çağırmak için imza toplanması kararlaştırıldı. Burada güçlü bir varlık sergilenmesinin olağanüstü kurultay için de yolu açabileceği hesapları yapıldı.

Ancak bu girişimlerden haberdar olan Kılıçdaroğlu, sürpriz bir şekilde 22 Temmuz’da belediye başkanları, 23 Temmuz’da da Parti Meclisi için toplantı çağrısı yaptı. PM toplantısından önce de Merkez Yürütme Kurulu’nu toplayarak boş olan örgütlere atama yaparak olası eleştirileri önlemeyi amaçladı.

Şimdi yanıtı aranan soru “Bu görüntüleri kim sızdırdı ve amacı ne?”… İmamoğlu ve toplantıya katılan diğer isimler görüntüler yayılır yayılmaz yaptıkları açıklamalarda Genel Merkez’deki bazı isimlerin “İhanet” olarak niteledikleri bu toplantıların olağan olduğunu açıkladı. Ancak toplantıya katılan isimlerle değişimi gerçekleştirmenin mümkün olup olmadığı sorularına karşı bir şey söylenmedi.

Gösterilen adres CHP Genel Merkezi gibi duruyor. Görüntülerin yayıldığı adresler, atılan mailler ve sonrasında basına verilen bilgiler parti dışı olasılığını azalttı. Genel Başkan Kılıçdaroğlu ve MYK üyelerinin tamamına yakınının bu girişimden haberdar olmadığı görüşü genel kabul görüyor.

Bu sızdırma hareketi kimin işine yarayacak, liderlik yarışında kimi öne çıkartacak, kime zarar verecek, bunları zaman gösterecek. Şimdi sınırlı veri ile görülen bunun ne Kılıçdaroğlu’na ne de İmamoğlu’na yaradığı. Ama kesin olan bir şey var ki seçim sonrası dağınıklığı üzerinden atamayan ana muhalefet partisi yerel seçimler öncesi bir kez daha sıkıntıya düştü. İktidarın gerici, baskıcı, sermaye yanlısı politikalarına “dur” diyebilmek için bir kişiyi bile kaybetme lüksü olmayan CHP’nin, birbirine güvenmeyen kadrolarla ülkede iktidarı yakalaması zor. Bu mücadele mutlaka bir kişinin CHP Genel Başkanlığı koltuğuna oturması ile sonuçlanacak ama o kişi bu mücadelenin kazananı olmayacak.