Uluslararası Para Fonu (kısaca IMF), Temmuz 1944’te, Bretton Woods Anlaşması ile kuruldu

IMF 70 yaşında

KORKUT BORATAV

Uluslararası Para Fonu (kısaca IMF), Temmuz 1944’te, Bretton Woods Anlaşması ile kuruldu. Ana sözleşmesi, emperyalist sistemin ağa-babası konumunu üstlenen ABD’nin güdümünde belirlendi. Bu devlet en büyük “hissedar” oldu; böylece veto hakkı elde etti. Dolar, önce altına bağlanarak, 1971 sonrasında ise Amerika’nın hegemonik konumu sayesinde fiilen, dünya ekonomisinin rezerv parası konumunu kazandı; sürdürdü.

1980-1981’de ABD Merkez Bankası faizleri yüzde 20’ye kadar tırmandırdı ve  Latin Amerika’da ağır bir borç krizini tetikledi. Kriz, emperyalist sistemin tüm çevresine  taşındı. IMF ve Dünya Bankası (DB), bu ortamda yepyeni bir görev üstlendi: Neoliberal istikrar ve yapısal uyum politikalarını ihraç ederek borçlu Üçüncü Dünya ülkelerini hizaya getirmek… Kriz koşullarında bu insafsız politikaları benimsemek zorunda kalan bazı ülkeler için 1980 sonrası “on kayıp yıl” olarak nitelendirilir.
IMF ve DB bu yıllardaki ekonomik ve toplumsal yıkımların ana sorumlusu olarak görüldü. Ellinci yıldönümlerinde, yani 1994’te, Küresel Ekonomik Adalet Arayışı adlı bir grup “50 Yıl Yeter” başlığı altında Bretton Woods Kurumları’nın kapatılmasını hedefleyen bir kampanya başlattı.

1998-2002’de Doğu Asya’da patlak verip tüm Güney coğrafyasına yayılan kriz dalgası, bir kez daha bu ülkelerin halk sınıflarını IMF programları ile karşı karşıya getirdi. 1999’da Seattle’da Dünya Ticaret Örgütü toplantısı vesilesiyle patlak veren büyük kalkışmada, 2001’den itibaren Dünya Sosyal Forumları’nda IMF programlarına muhalefet ön planda yer aldı. IMF’nin altmışıncı yıldönümünde (2004’te) de, Washington’da on binler Bretton Woods Kurumları’nı, bu kez “60 yıl yeter” sloganı ile protesto etti.

Bretton Woods Kurumları yetmiş yaşına yaklaşırken, IMF protestoları Avrupa’da patlak verdi. Doğu Avrupalılar (Slovenya, Bulgaristan, Romanya, Polonya) neoliberal reçeteler ile karşılaştıkça sokağa döküldüler; zaman zaman hükümetleri istifaya zorladılar. Daha da önemlisi, Avro Bölgesi’nin çevresinde 2011’de patlak veren borç krizinin yönetimi, Avrupa Komisyonu, Avrupa Merkez Bankası ile birlikte IMF’ye devredildi. Bu üçlü (Troika), IMF’nin Üçüncü Dünya için oluşturduğu, geliştirdiği, uyguladığı acı istikrar-yapısal uyum programlarını (birkaç küçük revizyonla) Avrupa’nın Akdeniz kıyılarına ve İrlanda’ya taşıdı. İspanya, Yunanistan, Portekiz, İtalya’da neoliberalizmin ekonomik ve toplumsal vahşetine karşı öğrenciler, emekçiler üç yıl boyunca dalga dalga başkaldırdı.
• • •
IMF yetmişinci yaşını tamamlarken Avrupa sahnesinin kenarında (Ukrayna’da) tuhaf bir rol üstlendi: İki aylık bir darbe hükümetine tam destek…
Hatırlayalım: Şubat 2014’te bu ülkede ABD ve AB’nin kışkırtması ve tam desteği ile bir “sivil darbe” gerçekleşti; Ukrayna Cumhurbaşkanı Yanukeviç iktidardan uzaklaştırıldı. İki ay sonra (30 Nisan’da) Ukrayna’nın çiçeği burnunda darbe hükümeti ile IMF, 17 milyar dolarlık, iki yıllık bir kredi anlaşması imzaladı...
Bu işleri yakından izleyen bir iktisatçı, Michael Hudson, IMF’nin son marifetini şöyle değerlendiriyor (www.nakedcapitalism.com, 8 Eylül 2014):

“Normal IMF uygulamalarında bir yıl içinde verilen kredi, üye ülke kotasının iki mislini aşmaz. Bu kredi ise Ukrayna kotasının sekiz mislidir. IMF ülkedeki çatışmalara rağmen hükümetin ekonomik reformlara bağlılığını övmektedir; ama Mayıs başında Ukrayna hazinesine verilen 3,2 milyar  doların 3,1 milyarı, Ağustos’ta offshore hesaplara aktarılarak kaybolmuştur. Askeri bir cuntaya verilen ve iktidar çevrelerince çalınan krediler için kullanılan ‘kirli borç’ teriminin IMF’nin Ukrayna kredisi için de hukuken geçerli olup olmadığı sorgulanmalıdır. Bu kredi ile IMF, ABD’nin soğuk savaş politikalarının  bir kolu durumuna düşmüştür.”

Hudson’un yazısından ayrıca öğreniyoruz ki, ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden’ın oğlu Hunter Biden IMF kredisinden bir ay sonra, Ukrayna’nın dolar milyarderlerinden Kolomoyski’nin doğal gaz şirketi Burisma’nın yönetim kurulu üyeliğine getirilmiştir. Genç Biden’ın yeni patronunun kimliğini de ayrıca öğrenebiliyoruz: Kolomoyski, sivil darbeye sağladığı cömert desteğin karşılığını taze başbakan Arseniy Yatsenyuk  tarafından Dnipropetrovsk Oblastı valiliğine atanarak almıştır.

Peki, sırası gelmişken soralım: Darbe Başbakanı Yatsenyuk’u kim atadı? Bu soruya ilişkin güçlü bir ipucunu, ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Victoria Nuland’ın, ülkesinin Ukrayna’daki büyükelçisi G.Pyatt ile yaptığı telefon görüşmesinin Youtube’a sızdırılan bant çözümünden çıkarıyoruz. İki diplomat 7 Şubat’ta tartışıyorlar: Darbe başarıya ulaştığında hükümeti kim kuracaktır? Nuland, “ekonomik deneyime, yönetim deneyimine sahip olan kişi Yats’tır (yani, Yatsenyuk’tur)” diyerek tercihini belirtiyor ve daha sonra büyükelçiye, “git, kendisiyle görüş” talimatını veriyor.

Victoria Nuland, ABD’nin ünlü neo-con düşünürlerinden Robert Kagan’ın eşidir. Ukrayna darbesinin yönetilmesinde Avrupalılardan hoşnut değildir ve sözünü ettiğim konuşmanın bir aşamasında, bunlara karşı duygularını, “s.tir et AB’yi” diye ifade eder. Bu sözleri açığa çıkınca da AB’den özür diler.

IMF’nin Ukrayna’nın iç siyasetine (ABD ile eşgüdüm içinde) müdahale etmiş olduğu açıktır. Başka örnek var mıdır? Bir iktidarı salt politik nedenlerle desteklemek amacıyla verilen bir IMF kredisi örneğini burada vereyim:  AKP hükümetine 2005’te açılan 10 milyar dolarlık kredi… Daha önce belgelediğim bu olayı kısaca tekrarlıyorum. AKP’nin kredi talebi IMF kurallarına göre gerekli ekonomik koşulları içermemektedir; kabul edilmemelidir. Fakat, IMF uzmanları, “üç yıllık bir kredi, 2007 Kasımında yapılacak seçimler için bir çıpa sağlayacaktır” gerekçesiyle (yani, açıkça AKP iktidarını desteklemek için) kredi talebinin onaylanmasını önerirler. IMF Yürütme Kurulu da öneriyi kabul eder.

Bir başka örnek, Güney Kore ile ilgilidir. Aralık 1997’de Kore krizdedir. Bu ülkeye açılacak kredi koşullarını belirleyen IMF heyeti, anlaşma koşullarının peşinen kabulünü bir ay geçmeden yapılacak  Başkanlık seçiminin iki adayından da talep etmişti.
Ne var ki, Nisan 2014’te Ukrayna’ya açılan kredi biraz farklıdır. On bir yıl öncesinin Türkiye’sindeki gibi “meşru bir hükümete fazladan kıyak” veya on yedi yıl önce Kore seçimlerindeki gibi “bir politik densizlik” aşılmıştır. İki aylık geçici bir darbe hükümetine kaynak aktaran IMF, ABD’nin Rusya’ya karşı sürdürdüğü soğuk harp kampanyasını desteklemektedir; o kadar…
• • •
IMF’nin yetmiş yıllık hayat öyküsünün bazı özelliklerini küçük değinmelerle  hatırlatmak istedim.
5 Aralık’ta Türk Sosyal Bilimler Derneği ve Hacettepe Üniversitesi İktisat Bölümü, Beytepe Yerleşkesi’nde, 70. Yılında Bretton Woods Anlaşması  konulu bir sempozyum düzenliyor. Orada Bretton Woods Sistemi’nin, dolayısıyla IMF ve Dünya Bankası’nın sicilleri,  çeşitli boyutlarıyla tartışılacak.
İlginç ve öğretici olacaktır.