Yetişkinler matematikten kaçtıkça, çocuklar hepten yelkenleri suya indiriyorlar. Bir süredir PISA sonuçlarında döküldük diye hop oturup, hop kalkıyoruz

İnadına matematik

İLKER BİRBİL - Sabancı Üniversitesi ve BolBilim.com

Barış İnce ya da Can Uğur’un yerinde ben olsam sinirden köpürürdüm:
“Hoca ne yaptın? Yazı bir kenara, başlıkta bile matematik geçiyor.”
“Yani. Kem küm.”

Belki soru garip ama asıl gariplik benim cevapta. Sahi niye böyle oluyor? Tamam, popüler bilime çok bayıldığımız söylenemez. Fakat matematik dendi mi, gulyabani görmüş gibi kaçacak delik arıyoruz. Korkudan ödümüz patlıyor. Bir yandan da yiğitliğe halel gelmesin diye bahaneler uyduruyoruz. Siz hiç “Edebiyatı aklım almıyor; beceremiyorum,” diyen duydunuz mu? Demez. Ayıplanır. Ama birisi çıkıp gönül rahatlığıyla “Matematiğe kafam basmıyor; olmuyor yani,” diyebiliyor. Bu tavır öyle yaygın ki, insanlar neredeyse matematik cehaleti ile birbirlerine hava basıyorlar.

İnsanlara bu tavırlarının nedenini sordum. Aldığım yanıtlara göre matematiğin sevilmesi, anlaşılması için bir işe yaraması gerekiyormuş. Hoş matematik kadar çok işe yarayan şey az bulunur ama belli ki insanlar bunları bilmiyor. Hadi diyelim ki matematik işe yaramıyor. Bir konuyla ilgilenmemiz için her zaman işe yaraması mı gerekli? Entelektüel birikimden değil de, alet çantasından bahsediyoruz sanki. Mesela Tolstoy okurken “Yarın bir gün prenses olurum, bunlar lazım olur” diye mi düşünülüyor? Bilemiyorum.

Ve maalesef yetişkinler matematikten kaçtıkça, çocuklar hepten yelkenleri suya indiriyorlar. Bir süredir PISA sonuçlarında döküldük diye hop oturup, hop kalkıyoruz. Okulu, öğretmeni, bakanlığı, müfredatı ayrı ayrı topa tuttuk. Bir tek kendi eksiğimiz gözümüze batmadı. Oysa eğitimin evde başladığını bal gibi hepimiz biliyoruz. Hem bizdeki önyargılar, çocuklarda yok. Oyunla, bulmacayla, dev sayılarla kolayca büyüleniyorlar. Bir hesaba onları katmak, matematik merakını körüklemeye yeter de artar bile. Sorun bakalım: Tavana kadar bir kule yapmak için kaç tane Lego parçası gerekir? Bir ağacın tepesine kadar? Ya Ay’a kadar? Alın siz de kalemi elinize; birlikte hesaplayın.

Bir de matematiğin artık o kadar önemli olmadığını, bu çağda bilgisayarların her şeyi hesapladıklarını düşünenler var. Bahsettikleri dört işlemi hızlı yapmak ise haklılar. Fakat bilgisayarların neyi hesaplamaları gerektiğini hâlâ biz söylüyoruz. Ne kadar hızlı olursa olsun, bir bilgisayarın deneme yanılma ile çözemeyeceği tonla basit problem var. Bana inanmıyorsanız alın size bir sıralama bulmacası. Diyelim ki 20 tane tamamlamanız gereken iş var. Her bir işin de yapılma süresi belli olsun. Bazısı iki dakika, bazısı yarım saatlik işler. Listemiz şöyle bir şey:

1. İş 10 dakika
2. İş 2 dakika
3. İş 30 dakika
... ...
19. İş 13 dakika
20. İş 7 dakika

Az değil, 20 tane iş. İnsan bunları hızla listeden silmek ister. Hangi sırayla yapmalı? Düşünmekle uğraşmayalım şimdi. Verelim bilgisayara tüm sıralamaları denesin. Elimizde saniyede 1 milyar sırayı deneyecek bir bilgisayar olsun. Ki, bu kadar hızlı süper bilgisayarlar var. O durumda bütün sıralamaları denemesi yaklaşık 77 yıl sürüyor. 77 yıl! Ha unutmadan yazayım: Bu dönem sınıfımdaki mühendis adaylarının bu soruyu çözmeleri 10 saniye sürüyor.

Sadece mühendisler matematikle haşır neşir olur sanıyorsanız yanılıyorsunuz. Artık her meslekte matematik bilenler öne çıkıyorlar. Örneğin bir doktorun teşhis koymadan önce hastalıkla ilgili toplanan istatistiği yorumlaması bekleniyor. Ya da piyasadaki büyük firmalara bakın. Her konuşmada “büyük veri” demeyeni ıslak odunla dövüyorlar. Algoritmalar, yapay zekâlar, daha bilmem neler havada uçuşuyor. İnanın bana tamamının arkasında matematik var.

Bu yazı ile içinize bir kurt düşürdüysem bana haydi haydi yeter. Belki bir matematik kitabına göz atarsınız. Belki de kimsenin bakmadığı bir anda, kitapçıdaki Matematik Dünyası dergisini elinize alırsınız. Unutmayın orada yazılanların hepsini anlamak değil mesele. Asıl mesele ilgiyi diri tutmak. Gerisi bir şekilde gelir.

Bu arada Ay’a kule çıkacaklar için çok gizli hesabı açıklıyorum: Standart Lego bloklarından 40.041.666.667 tanesi yeterli. Yani kabaca 40 milyar blok. Tahminimden azmış. Peki ya Mars’a kadar? Haydi.